İçsel uyumun ve birliğin için içindeki kutsal eril ve dişilin dengesini bulma zamanı. Ekinoks...
İçsel uyumun ve birliğin için içindeki kutsal eril ve dişilin dengesini bulma zamanı. Ekinoks...
Bu EKINOKS ile hem kendi yolculuğum için hem de dünya okulundaki tüm insanlığın geleceği için denge bulmasına niyet ediyorum...
Gökyüzü, kozmos bağlantısında işte dünyamızda gece ve gündüzün BİR olduğu yılın en özel günlerinden birine daha sıra geldi. Yaşamlarının bütünde DÖNÜŞÜM, denge, huzur, sağlık bulmaya yönelik yolculuk da olanlar için Ekinoks zamanı çok önemli bir fırsat. Hatta kısır döngülerden çıkıp, tabulardan, hizmet etmeyen inançlardan sıyrılıp, dengeyle ileriye doğru artık bilinçle yaşam aracınızı sürebilmek için... Neden ve nasıl mı? İşte bu cevapları ve bir kaç öneri uygulamayı bulabileceğin bir yazı hazırladım bu defa sana.
“Kendisinin efendisi olmayan hiç kimse özgür değildir” diyor Epiktetos. Kendinin her anlamda efendisi olabilmek için ise her boyutta kendini tanımak, anlamak ve iyi halin için dönüşmek, dengesiz yönleri dengeye getirmek için çalışmalar yapman gerekiyor. Bu kaotik günümüz şartları ve modern hayatın evrimleşmesi içinde bunu multidisipliner olarak ele almaktan başka artık şansımız kalmadı. Yani örneğin tekrar eden bir göz iltihabı yaşadığınızda sadece göz doktoruna gitmeyip, dahiliye uzmanı ya da fonksiyonel tıp hekimi ile farklı testlerden geçip konunun farklı tedavilerini, ya da beslenme uzmanından önerileri aynı zamanda da stres faktörlü sebeplerini de algılayabilmek için ilgili destekleri almayı seçebiliyoruz...
Doğa olaylarının insan beden formu üzerindeki etkisi ve dönüşüm yolculuğundaki bağlantılı olabilecek, kimi zaman spritüal kalabilecek çalışmalara da ben açıkçası kendi alanımda böyle bakmayı tercih ediyorum. Özel tarih ve günleri de bu hizmetin dahil olabileceği tüm ortamlarda böyle konumlandırıyorum.
Gelelim, İngilizce EQUILIBRIUM, EQUITY denge, denklem, eşitlik gibi bir kelime ile hayatımıza girmiş olan EKINOKS’ un içsel birliğimizi, huzurumuzu bulmaktaki olası yeri, etkisi ve metotlarında derinleşmeye...
Doğada var olan tüm sistemler kendi içinde bir döngüde akıp gidiyor. Gece ve gündüz, güneş ve ayın hareketleri, dünyanın kendi etrafında dönüşü, mevsimler, doğa olayları, bitkiler, ağaçlar, kuşların göçleri, doğum, ölüm ve bunlar gibi daha neler neler... Zıtlıklar kendi içinde kimseye sormadan bir sıra halinde işliyor sanki, öyle değil mi? Eforsuzca... Ters yöne birbirini iten, ittiren olmadan. Yani gece olduğunda ışıkları kapattığımızda artık gözleri kapatıp uykunun geldiğini sistemimizde bildiğimiz gibi. Dışarıdan faktörlerle, stresle, yaşam koşuluyla değişmediğinde bir düzende devam ettiği gibi.
İçimizdeki eril ve dişil ise doğasından cinsiyetlerin evrimleşmesi ile çoktan dengesinden uzaklaştı. Sana bunu gerek kitaplarla gerek envanterler sonuçlarıyla, gerek eğitimlerle, podcastlerle anlatıyorum. Özellikle kadın dostlarımın üzerindeki etkilerini Tanrıça’nın Sesi podcast serimden dinleyebilir, bu alandaki kitaplarımdan takip edebilirsin.
Gece ve gündüzün birleştiği Ekinoks günü aslında doğa paralelinde olan kadın ve erkek beden formları için de kendi içindeki farkındalığına ihtiyaç duyduğumuz bir gün. Bu farkındalık ne kadar güçlü ise o kadar bu yolda dengesizlikler için çaba sarf ediliyor. “Farkındalık ışıktır” diyor Tanrılar Okulu yazar Stefano D’anna.
Bu içsel birleşimin ise en önemli yegane yolu, sizlerle bu sayfada paylaştığım dişil ve erilin duygu, düşünce ve davranış boyunda şu anda sizdeki durumunu anlamaktan geçiyor. Daha önceki yazılarımda bu ifadelerin detaylı evrensel tanımlarını bulabilirsin. Derinleşmek istiyorsan “Dişil Nedir? Eril Nedir? “ başlıklı yazımı mutlaka okumanı tavsiye ediyorum. Kendinizi analiz etmeniz için katkı olacaktır.
Durağan ve dinamik olarak iki şekilde yaşayan insan beden formu, herhangi bir tarafa kaymış olan yaşamını uyuma getirmek için kendine alan açıyor. Bugün bu iki oluş hali arasında denge bulamayan, yorulan, hırpalanan o kadar çok arkadaşımız var ki... Hayat bizleri bir gayeler içinde sağa sola sürüklerken kantarın topuzu çoktan kaçmış durumda... Biz buna YAPMA ve OLMA halindeki yaşamların içinde farkında olmadan kayboluş diyoruz aslında...
Belki de bugün atacağın bir adımla, bir çalışmayla; sürekli koşuşturan, yapılacak listeleri içinde yaşayan yani eylemselliğin içinde kaybolan ruhun için durağanlığın, yavaşlamanın bir günü olabilirken... Pasif, edilgen, ağır, isteksiz, yoğunca durağanlığa geçmiş yaşamın için ise ateşi fitillemenin günü olabilir.
Ya da bir süredir bu alana eğildiysen, yoğunlaşıp odaklı çalışma yapmanın bir günü olabilir...
Bireysel olarak bakarsak, bu YAPMA/OLMA dengesini kurmak yıllar önce girdiğim yol oldu. Her şeyden önce yapmaya ve başarmaya değer veren bir dünyada yaşıyoruz ve dürüst olmak gerekirse, yapan olmaktan büyük gurur duyuyordum. Kendimi resmen hız ve verimlilik kızağına atıyordum ve yarışlara gidiyordum. Bazen kazanıyor, bazen yeniliyordum. Güçlü olduğumu düşünüyordum.
Ta ki yaşamın içindeki derslerle farkındalıklarım yükselip, bu alandaki denge kaybımı anlayıp, üzerinde çalışmalara başlayana kadar. Asıl gücün her beden formunda önce denge sonra kadın beden formunda dişilin öne çıkışına izin vermem, erkek beden formunda da sağlıklı erilin yücelmesini cesaretlendirmenin önemi üzerinde çalışmalara odaklanmama kadar... Sonra çalışmalar, akademik araştırmalar bu yolda izleri sürmeye ve çözümler, metodolojiler geliştirmeye kadar götürdü beni...
Peki bu dengeyi yakalarsak ne olacak dediğinizi duyar gibiyim.
En yalın ve özet anlatımla şöyle: Öncelikle daha büyük bir VARLIK tatmin duygusu yaşayabiliyoruz. Bu tatmin duygusu, bir ağaç gibi temellenmen dolayısıyla köklerinin toprağın derinlerine daldırdıkça güçlenmen anlamına geliyor. Yaşama yeryüzünden, topraktan sıkı sıkı tutunman, kollarını da gökyüzüne açman.. Müthiş bir özgüven, öz irade ile dünya okulunda duruş sergilemen için...
Binlerce danışan, öğrenci dostumla uzun zamandır bu konuda çalışıyoruz. Sizlere bu özel günde son derece pratik birkaç teknik paylaşmak istiyorum.
Unutma düzen ustalık getirir. Sana vereceğim bu önerileri gerçekten bugün ve sonrasındaki farkındalıklarınla düzenli olarak yaptığında günlük yaşamda daha fazla gerginlik ve stres hissedeceksin. Olaylara karşı reaksiyonlarının değiştiğini daha sakin ve dingin olabildiğini göreceksin.
Sana şimdi bir kaç tane olumlama vereceğim. İyi yaşam uygulamalarından zihinsel boyut için doğru şekilde uygulandığında mantra/olumlama tekrar tekniğini dönüşüm yolculuklarında severiz. Ancak bir önemli ipucunu vermeden geçemeyeceğim. Hiçbir olumlama içinde zıtlığını, çelişkili düşünce kalıbını hissettiğin sürece işe yaramaz. Bir döngüyü kırmak istiyorsan.... Bu olumlamayı inançla ifade etmen, dengeyi TUTKUYLA istemen ve o şekilde ifade etmen önemli. Söylemiş olmak için değil yani...
Sıraladığım olumlamalardan bir ya da ikisini seçip gün boyu ve gece yatmadan önce tekrar edebilirsin..
Yürüyüşteyken söyleyebilirsin, ya da belki gece yatmadan önce tekrar edip uykuya geçebilirsin. En az yedi kez tekrar etmen, zihinsel kabulün için iyi olur.
“İçimdeki ERİL ve DİŞİL bilinçli seçimimle dengeleniyor “
“Doğal döngü içinde eril ve dişil enerjilerimin dengelenmesine izin veriyorum “
“Varlığımın iki birleşeni olan ERİL ve DİŞİL her gün dengesini tekrar buluyor”
“Anne soyumdan ve baba soyumdan taşıdığım eril ve dişilin, bu beden ve ruhumda dengeyle var olmasını seçiyorum”
İşte sana etkisinden emin olduğum, dünya çapında çok arkadaşımızla uyguladığımız ve harika geri dönüşler aldığımız meditasyon önerilerim…
Sadece 11 dakika sürecek olan ve önümüzdeki 3 gün boyunca yapmanı önerdiğim ERİL – DİŞİL GÜÇ Dengesi Meditasyonu.
Kendine aydınlık ve gölge yönlerine ayna tutacağın arketip testi sonrası pek çok farklı teknik ile gün boyu ve sonrasında yapacağın bu konuda özel meditasyonlardan seçerek artık YENİ ALIŞKANLIKLAR kazandırabilirsin…
Aşağıdaki linklere tıklayarak meditasyonlara erişebilirsin. ilk 7 gün ücretsiz deneme olduğu için dilersen bugün ilk deneyiminle yolculuğuna başla… 👇
''Sadece 11 dakika sürecek olan ve önümüzdeki 3 gün boyunca yapmanı önerdiğim ERİL – DİŞİL GÜÇ Dengesi Meditasyonu. '' hani nerede?
ERİL DİŞİL :D :D:D iyice kafayı yediniz valla.
Yine dopdolu bir yazı olmuş kaleminize ruhunuza sağlık