Okullar kapandı, sınavlar bitti derken trafikte biraz rahatlama bekleyen şehirli şoförler ne yazık ki asıl sorunun kalabalık olmadığını yaşayarak öğreniyorlar. Mesele yoğun trafik değil, trafik yoğun olmasa da insanı çıldırtan kötü sürücüler. Hayatında şehir içinde direksiyon sallamış herkesin en az bir kez küfürlerinin hedefi olmuş 18 sürücü tipini huzurlarınıza sunuyoruz; Dikkat! Yola çıkacaklar için spoiler içerir :)
Muhittin gibilerin emniyet şeridinde piknik yapmak, hacet gidermek, hiç bir şey yapamasa bile 5'e takıp akma takıntıları vardır. Böyleleri yüzünden abartı değil yollarda ambulans içerisinde yılda ortalama 4-5 vatandaşımız can vermektedir.
Kimisi de sizi piyangoyla çekmiş gibi önünüze geçmek için üstün bir çaba sarfeder, beceremediği noktada da cebren ve hileyle bu fiilini size dayatabilir.
Bilo gibiler de isterse yol 10 şerit olsun yine de bir sollama, bir aksiyon, bir Hollywoodvari hareketlere yeltenirler. Bunların gençliklerinde bir Apaçilik vardır illa.
Bir yere yetişeceksiniz, yeşil ışık cayır cayır yanıyor, önünüzde luzumsuz kavgaya girmiş bir takım insanlar... Korna kıyamet banamısın demiyor denyolar. Çıldırmamak için çoktan çıldırmış olmak gerek...
Minibüs şoförleri de ayrı bir cabbar ceval trafik insanlarıdır. İsterse devlet yol yapmamış olsun, minibüsçü gerekirse kendi asfaltını kendi döker. Ama genelde bu abilerimizin yaptıkları cümle aleme saç baş yoldurur.
Cevriye gibiler için park sensörü olsun 'gelgelci' olsun fayda etmez, kafaya o arabayı çarpmayı koyduysa kimse önüne geçemez.
Kimisi de şerit değiştirme bağımlısıdır. Değiştirmeden yaşayamaz, devlet sırf bunlar için önlem alır şeritler arası kazıklar diker, zarar vermesin diye plastik de yapar kazıkları. Bunlar da nasıl olsa plastik diye ezer geçerler ayıgillerin önde gidenleri bayrak tutanları!
Zekai gibiler de arabayı ulaşım için değil artistlik için almıştır. Araba hurdaya çıkana kadar sınırları zorlarlar, toplum için en hayırlı olanı ilk denemelerinde feci şekilde can vererek ölmeleridir.
Kimisi de trafiği görünce altındaki aracı buldozer falan sanıp olmayacak dualara amin derler. Kaldırım üstünde kalanlar, refüje traş yapanlar, levha koparanlar hep aynı türün yan kollarıdır. Yabancılık çekmeyiniz.
Hayrettin gibiler park edeceğiniz gözünüze kestirdiğiniz yerlere sizden önce girmek için üstün çaba sarfedip, bu çabalarının sonunda da çarşıyı pazarı karıştırabilen vatandaşlarımızdır. İlk görüşte kendilerini belli ederler, gördüğünüz yerde uzaklaşın.
İsmail gibi vatandaşlar da, dikiz aynasına bakmadan trafikte bir ömür geçirirler, ne yazık ki onlar dikiz aynasına bakmadığı için genelde arkalarından gelenler bu ömrü geçirme konusunda sıkıntı yaşarlar.
Çiğdem gibiler de ölümü göze alıp yine de frene basmazlar. Frene basmaktansa van vermek daha caziptir. Hatta Çiğden gibiler için fren pedalı dünyanın en gereksiz meretidir.
Bir de Çiğdem gibilerin tam zıttı vardır. Salih abi klasmanındaki şoförler sırf zevk olsun diye boş otobanda tam önünüzde fren yapıp canınızı almak için yoğun çaba sarfederler.
Ortakapıdan ineceklerin korkulu rüyası olan Kaptan Kamil ve aynı bayrağın temsilcisi şoför abilerimiz de belediye otobüsü sürmenin kendilerine ayrı bir yola hakimiyet kattığını düşünürler. Toplu taşıma şoförü olmak kara yolları işletmeciliği ile aynı mertebede bir görevmişçesine alayına gider bir sürüş teknikleri vardır.
Yasemin gibiler de yiyemeyecekleri hıyarı soymakta ellerine su döktürtmezler. Daha düz yolda üçüncü vitese çıkma başarısı göstermemişken, kendilerini herkesi sollayabilecek kapasitede sanırlar ve genelde bu girişimleri cenaze namazına mütakip sonlanır.
Her ne kadar komik olanları olsada kazalar üzücü ALLAH Kimseye kaza yapmayı nasip etmesin.
14 süper