İstanbul Eyüpsultan'da yaşanan olayda, İETT otobüsüne binen iki kadın Ayhan Gümüş isimli şoföre, 'Eğri mi gider, doğru mu gider?' diye soru sordu. Şoför ise bu soruya 'Bu eğri gitmez doğru gider' şeklinde cevap verdi. 'Duraktan 6.35’te kalkış yaptım. 6.50 civarlarında arabama bir yolcu bindi. Bir tane kız arabaya bindi. Arkasında annesi kaldı. Bana 'eğri mi gider, doğru mu gider' şeklinde bir soru yöneltti. Ben de 'bu eğri gitmez doğru gider' diye bir yanıt verdim. Bu arada kimliğini bilmediğim bir şahıs bana 'sen nasıl konuşuyorsun' diye hitapta bulundu. 'Hanımefendi bir soru sordu bana cevap verdim' dedim. Bu arada bana 'sen bu şekilde konuşamazsın, seni öldürürüm. Senin kafana sıkarım' diye hitapta bulundu ve saldırmaya başladı. Saldırmaya başladığında da bana vurduktan sonra ben bu şekilde aracı kullanamayacağımı söyledim. Doluydu aracım zaten. Bağlı olmuş olduğum amirliği aradım. Dedim kendini polis olarak ifade eden bir arkadaş beni ölüme tehdit etti. Kafama sıkacağını, beni öldüreceğini söyledi. Ben de bu şekilde araç kullanamayacağımı söyledim. Beni darp etti. O da 155’i aramamı söyledi. Ben de aradım. 155’i aradıktan sonra 15-20 dakika geçti. O süre esnasında bana bir 10 dakika arabanın içerisinde fiili bir saldırıda bulundu' '155 beni bir daha aradı. Tam olarak durduğum konumu bilemediğim için ben telefonla onunla görüştüğümde araçtan dışarı çıkmıştım. Dışarı çıktığımda uçan tekmeyle bana karşılık verdi. O anda belindeki silah yere düştü. Yere düşme esnasında kendimi de korumak için kendisine sarıldım, etkisiz hale getirmek için. O ana kadar polis olduğunu bilmiyordum. Ben kapıları açtıktan sonra kendisini polis olarak tanıttı arkadaş. Dışarıda boğuşurken belinden silah düştü. Kendimi korumak istedim, darp edilmek istemedim. Bayağı bir etkisiz hale getirmek istedim kendisini. O anda zaten silahını aldı. Olay yerini terk edip gitti. Bununla alakalı ben Eyüpsultan Karakoluna gittim. Arkadaştan şikayetçi oldum. O ana kadar polis olduğunu da bilmiyordum. İçeri girdiğim zaman nezarete attılar beni. Bütün üzerimdeki eşyaları aldılar. Bununla alakalı nezarette bir iki saat geçtikten sonra ihtiyacım olduğunu söyledim. Tuvaletimi yapmak ve su içmek istedim. Bana polis memuru aşağı inerek, ‘sana hiçbir türlü bu akşam su yok, tuvaletine çıkamayacaksın. Savcının karşısına istersen altına et öyle çık’ tabirlerinde bulundu. Ben bu konuyla alakalı çok üzüldüm. Karakolda bana hiç iyi davranmadılar. Ben hiçbir türlü karşı tarafa kamera kayıtlarında göreceksiniz zaten karşılık vermedim'Kamera kayıtlarının ortaya çıkmasının ardından serbest bırakıldığını söyleyen Ayhan Gümüş, “Nöbetçi savcı, nöbetçi hakime sevk etti beni. En son bulunmuş olduğum birim kamera kayıtlarını çıkarttı. Kamera kayıtlarını dosya sunduktan sonra adli imza şartıyla kaldım. Belinden silahını aldığımı, onu darp ettiğimi, ayağını kırdığımı ifade etmiş. Hiçbir türlü fiziki bir şekilde kendisine dokunmadığımı, karşılık vermediğimi kamera kayıtlarından göreceksiniz zaten. Mağduriyetimin giderilmesini istiyorum” açıklamasında bulundu.Kaynak: İHA
İyice yaşanmaz oldu bu ülke.. Her an, her dakika bir olay…
Kudurmuş köpek gibi saldırmış
adam hem yok yere dayak yemiş hem sabıka kaydı işlenmiş taşak mı geçiyonuz lan ? adaletçiler