Hepsine öyle demiyoruz tabii ki aralarında çok sevimli, çok cana yakın insanlar da var ama bu meslekleri yapanların çoğunda da ego patlaması da yok değil hani.
Biz o çoğunluğa girenleri bu içerikte anlatmaya çalıştık, genelin dışında kalanlar yine başımızın tacı. 👑😄
Genellikle devlet hastanelerinde gelen hastanın bir birey olduğunu önemsemeyen doktorlarımız var. Tamam toplumun biraz üstünde bir kapasiteye sahip olabilirsiniz ama kendini bulutların üstünde görüp, diğer insanların duygularını umursamadan davranmanız sizce de biraz şov değil mi?
Başlığın sonuna kadar hakkını veren meslek. En yakışıklı, en karizmatik benim diye etrafta dolaşırlar. Gözlüklerini takıp, çıkartırken bile etrafa milyonlarca ego hücresi saçarlar.
Bir şikayette bulunacaksınızdır ya da davanızın yerini merak ediyorsunuzdur. Gidip yanlarına nazikçe sorarsınız ama hiçbir zaman net cevap vermez. Sizi bir dövmediği kalır.
Her şeye yetkileri vardır. Onların gözlerinde herkes şüphelidir. Okuluna giden bir öğrenciyi bile durdurup üstünü ararlar. Hırpalamak ya da saçma sorular sormak konusunda kendilerini haklı görürler.
En çok ben bilirimcidirler. Karşısındakinin konuşmasına fırsat vermeden hep kendi haklarını savunurlar ama karşıdakini bir kere olsun dinlemezler.
Ağzından kerpetenle bile laf alamazsınız. Bir işinizi halletmeye gittiğinizde size azarladığı çocuğu gibi davranır. Boşu boşuna insanları bekletme gibi yetenekleri vardır.
Sylvester Stallone Üniversitesi Ramboluk Bölümünü bir puanla kaçırmış da FBI'ı tercih etmeyip özel güvenlik olmuşlardır.
Patronun yerine kendilerini koyarlar. Patronculuk oynarlar. İş görüşmelerinde zaten anlarsınız, sizi yerin dibine sokmak için ne kadar uğraştığını.
Alt tarafı iki nota bir bestesin. Ne bu hava, caka? Tamam fazla müzik zevki olmayan bir milletiz ama kendinizi bu kadar da yukarıda görmeyin canım. Hep saçma magazin programlarının pohpohlaması işte bunlar.
Esnafın burnundan getirdikleri zamanlar geçeli çok olmadı. Hala da vardır mahalle aralarında seyyar satıcı kovalayanlar. Avanta aldıkları, alamadıklarının tezgahını devirmeleri... Denk geliyoruz bunlara.
Çık oyna, ya da geç sen yönet takımı. Hayır zamanında denedin olmadı. Niye şimdi başkalarına b.k atıyorsun? Sen daha mı iyisini yaptın sanki?
Bakın bunlardaki ego NASA'nın astronotlarında yok. Dikkat edin.
Sanki çıkıp sen şarkı söyleyeceksin. Ya da sen çıkıp oynayacaksın. Alt tarafı bir aracısın işte. Neden bu kendine güvenmişlik?
Örencilere böyle mide bulandıran minik böcekler gözüyle bakar. Topluma kazandırayım derken birey olmayı unutturur onlara. Okul değil de sanki çiftlik yönetiyormuşçasına bir havası vardır.
Etrafa emirler yağdırır. Oyuncuları ağlatır. Makyöze kızar. Dekora laf eder. Hiçbir şeyi beğenmeden o filmi çeker.
Alt tarafı bir fiş kesip park saatini yazacaksın. Niye dünyanın en önemli füzyon enerjili silahı senin elindeymiş gibi davranıyorsun ki?
Ayrıca yol kenarına da niye park parası ödediğimize gelmiyorum bile.
Sanırsın olimpiyatlarda madalyası var. O derece caka atıyor etrafa.
Tek amacın; erkeklerin yanlarında kadın olmadan girmemeleri. Neden FBI ajanı gibi görünmeye çalışıyorsun ki? Hayır zaten saçma bir amaca hizmet ediyorsun. Bunu bu kadar gurur duyarak yapmanın nedeni neydi ki?
Ne zaman gitseniz, o zaman işleri vardır. 'Başka zaman gel.' derler. Soru sorarsınız cevap alamazsınız. Sanki orada Dünya'ya yaklaşmakta olan bir meteoru durdurmaya çalışıyorlardır.