Bir sirkte yaşamaya zorlanan Tyke, bebekken kaçırıldığı günden itibaren özgürlük kelimesini hiç bilmedi. Hayatının 21 yılını kafesler, bağırışlar ve dayakla geçirdi. Yıllarca bastırdığı öfkesini sahnede patlattığında artık durdurulamazdı. Kendini sokaklara attığında yalnızca yarım saatlik bir özgürlük yaşayabildi...
Kendisinin hikayesi, yürek burkacak cinsten. Gelin beraber bakalım.
Henüz bebekken doğadan koparıldı ve Amerika’ya gönderildi. Burada sirklerde kullanılmak üzere hayvan temin eden Hawthorn Corporation adlı şirkete satıldı. Takip eden yıllar boyunca elleri sopalı eğitmenlerin gözetiminde, zincirlere bağlı şekilde günde ortalama 22 saat geçirdi.
Eğitimi ise bağırışlar, hakaretler ve cezalarla doluydu. Eski eğitmeni Sally Joseph bile onu 'mutsuz kampçı' olarak tanımladı. Tyke ise her geçen yıl daha da asi oldu. 1993’te Pensilvanya’daki bir gösteride eğitmenlerini üstünden silkeleyip kaçmaya kalktığında artık sinyalleri netti: Bu fil direnişe geçmişti ama ne yazık ki bu çığlıklar yine duyulmadı.
İzleyicilerden kimse onun ne kadar öfke biriktirdiğini bilmiyordu. Gösteri başladığında önce bakıcısı William Beckworth’a saldırdı. Seyirciler başta bunun bir numara olduğunu sandı ama durum kısa sürede korkunç bir hal aldı. Eğitmen Allen Campbell sahneye müdahale ettiğinde Tyke, onu da öldürdü.
Ardından arenadan fırlayıp Honolulu sokaklarında koşmaya başladı. Bu koşu, 20 yıllık esaretin sadece yarım saatlik özgürlük karşılığıydı. Polis, Tyke’ı durdurmak için 87 kez ateş etti. Fil, arabanın üzerine düşerek hayatını kaybetti. Onu olay yerinden kaldıran kişi, Tyke’ın gözlerinde yaşlar gördüğünü söyledi.
Bazı sirkler programlarından hayvanları çıkardı. Her ne kadar olaydan hemen sonra önerilen yasak yürürlüğe girmemiş olsa da, 2018 yılında Hawaii resmen sirklerde vahşi hayvan kullanımını yasakladı.
Tyke’ın yıllarca çalıştırıldığı Hawthorn Corporation ise 2004’te Hayvan Refahı Yasası’nı ihlal ettiği gerekçesiyle suçlu bulundu. Sahip olduğu filler daha insancıl merkezlere gönderildi. Tyke’ın çığlığı kalbine kadar ulaştı ama ne yazık ki onun için artık çok geçti.
insan dünyanın kanseridir
Editör çok güzel anlatmış yaşadıklarımızı. Sanki bizi esaret altındaki bizleri anlatmış. Henüz bebekken doğadan koparıldı ve Amerika’ya gönderildi. elleri sopalı eğitmenlerin gözetiminde, zincirlere bağlı şekilde. Bu fil direnişe geçmişti ama ne yazık ki bu çığlıklar yine duyulmadı. Bu koşu, 20 yıllık esaretin sadece yarım saatlik özgürlük karşılığıydı. Yaşasın özgürlük. Özgürlük böyle birşey yarım saatlik birşey.