Eğitim Sisteminde Ortaya Çıkan Tehlike: Eğitimli Katiller

Gittikçe tamamen çürümüş, egosuna yenik düşüp şiddet ile dolmuş, her alanda ahlaksızlığa rastlamamız tesadüf mü? Yoksa toplumun evdeki hallerinin, bu katillerin ebeveynlerinin ve onları yetiştiren herkesin bir yansıması mı bu? Hukuk öğrencisi, kopya çekerken yakalandığı için kendisine usuller gereği ceza veren öğretmenini öldürebiliyorken, mühendis, devlet memuru istediği parçayı çalmadı diye müzisyeni hem de hunharca bir şekilde öldürebiliyorken, bütün sakinleri yanlış yola sapmış içindeki kötülüğü çok büyük, bütün düşünceleri ve arzuları kötülüğe yönelik olan bir “eğitimli cani” sürüsü yetiştirdiğimizi görüyoruz ve bundan hepimiz sorumluyuz. Sanırım “eğitimli insan”ın tanımını yeniden yapmamız gerek toplum olarak.

Eğitimli İnsan Ne Demektir?

Toplum olarak ve dolayısıyla da toplumun en küçük yapı taşı olan aileler olarak çocuklarımızı yetiştirirken onlara seçenek hakkı sunmuyoruz. Toplumun ve eğitim sisteminin dayattığı şekilde, ilkokul birinci sınıftan itibaren test çöz, ezberle, sınav kazan, yen, ez, geç ve toplumda sözüm ona kabul gören mesleklerden birine sahip ol dayatması ile yetiştiriyoruz geleceğin evlatlarını.

Eve geliyorsunuz 16 yaşındaki çocuğunuz test kitaplarına gömülmüş ders çalışıyor görürken mutlu oluyor ve kendinizi tatmin ediyorsunuz. Onların en güzel yıllarının iletişim kurabilmeyi, özür dilemeyi, teşekkür etmeyi, hayvanları sevebilmeyi, kendisinden farklı tüm canlılara saygı duyabilmeyi kısacası tüm evrensel insanlık değerleri ile yetişmelerini sağlamayı atlıyorsunuz, farkına bile varmadan hem de. 

Dışarı çıkmak, sosyalleşmek isteyen, yaratıcılığını dışarıda, görerek yaşayarak, doğada arttırmak isteyen çocuğunuza orta okul sondan itibaren “Hayır LGS var spora sonra gidersin” sonra liseden itibaren “hayır üniversite sınavı var, müzikle sonra uğraşırsın, sonra gezersin arkadaşlarınla” diye diye 0-15 yaş arası doğru kodlandığında ancak doğru oluşan insan ilişkilerinden mahrum bırakıyorsunuz. Onların bir minicik kıvılcımla ya da kurdukları hayallerine destek olarak nasıl da harika ve “gerçek insan” evlatlarına dönüşebileceğini atlıyorsunuz. Test kitaplarının değil, hayatın ta kendisinin onlara ilham olabileceğini göz ardı ediyorsunuz. Çünkü komşunuzun çocuğu X üniversitesini kazanmış, siz de onunla kıyaslayarak onun ya bilinçaltında sürekli bir kendini sevememe ve değer verememe kodu yaratıyor ya da tam tersi olarak henüz hiçbir sorumluluğunu kendi yerine getirememiş bir çocuğu boş ve manasız yere sürekli aslan oğlum diyerek boş bir ego pompası haline getiriyorsunuz. Çünkü bilinçaltınızın yetiştirmek istediği çocuk, çocuğunuzun kişisel özelliklerine, yaratıcı düşüncesine ve kendi yeteneklerine göre değil, toplum dayatmasına göre.

Hatırlayın 2016 yılındaki Galatasaray mezunu, birçok akademik başarı ile dolu olan seri katili.

Anti-sosyal bir çocuk olarak test kitapları arasında büyütülmüş ve aslında içinde günden güne büyüyen katilin farkına dahi varılmamış. Bu kişi neden birçok kadına tecavüz edip öldürdü? Çünkü ders çalışmaktan başka hiçbir insani özellik kodlanmamıştı bu çocuğa. Dahası okulda sürekli, özellikle de kızlar tarafında hor görülen, aşağılanan ve dışlanan biri olarak büyüdü, çünkü o kız çocukları da aileleri tarafından kendilerinden farklı olanı kapsamayı değil aşağılamayı öğrendiler. Ve çocuk büyüdü, katil oldu. Bilinçaltı yıllar öncesinin intikamını alıyordu kadınlardan. “Bir ailenin çocuğuna dilediği şey, aslında bir devletin tüm çocuklarına direttiği şeydir.” Verimli olmak ile etkin olmak arasındaki farkı göz ardı ederek yetiştiriyoruz yeni nesillerimizi. Günde saatlerce ders çalışan çocuğa verimli, hayvanları seven, besleyen, dışarıda oynamak isteyen, yardım etmek isteyen çocuğa boş işler ile uğraşan olarak bakıyoruz. Oysa o çocuk insani değerleri öğrendikçe etkin bir birey olacak toplumda. Daha 30’lu yaşlarına gelmeden aynı anda EGOT (Emmy, Grammy, Oscar, Tony ödüllerinin tümü) kazanan ve mesleğinin en zirvesinde aktrisliği bırakan Audrey Hepburn yılda onlarca film çekerek verimli olup çok fazla para kazanmayı tercih edebilirdi, ama o “etkin” olmayı tercih etti ve hayatının geri kalanını insanlığa yardıma adadı. Kendisi bugün hala son yüzyılda EGOT kazanan sadece 15 kişiden biri. 

Çocuk annesinin kafasını keserek aşağıya atıyor, öğretmenini, kız arkadaşını, müzisyeni öldürüyor 3 gün sonra unutuyoruz. Eğitim dendiğinde sistemin çocuklardan çok fazla akademik başarı bekleyip, insani değerlere dair hiçbir uygulamalı ders yapmaması ve dolayısıyla da ailelerinden sistemin beklentilerine uymak mecburiyetinde kalması bu kısır döngüyü yaratıyor. Sınavlardan geçmiş, iş mülakatlarından geçip bilinen kurumlarda mühendis, memur, uzman olan caniler de bu kısır döngünün korkunç meyveleri. Cehaletin zehirli meyveleri. Empati yoksunu, vicdan yoksunu.

Eşini katil öğrencisine kurban veren Ceren Damar’ın kocasının sözlerini yine hatırlamak zorunda kaldık:

Arkadaşlar, bunu söylemek benim haddime düşmez, ama iyi bir hukukçu, iyi bir mühendis, iyi bir doktor değil, iyi bir insan olmaya çalışın. En önemlisi bu. İnsanları sevin ve hiçbir zaman kötülüğe kötülükle cevap vermeyin. Bu olayla da inşallah bu ülkede eğitim sistemindeki bazı yanlışlıklar ve pek çok konuda bir duyarlılık farkındalık oluşacaktır” dedi.

Dedi ve hiçbir şey değişmedi.

Şimdi ise buradan sizlere mühendisliğin yeniden tanımını hatırlatmak düştü bana.

Mühendislik düşünebilme sistematiği ve matematik düşünme yeteneğidir. Yaratıcı düşünme yeteneğidir ve bu yetenek ile düşünce yaratır ve bu düşünceleri ürüne dönüştürür. Ergonomik ürünler mühendisler tarafından yaratılır. Ergonominin amacı ise insanın yaşamının rahatını, verimliliğini ve güvenliğini bir arada sağlayan ürünler ortaya koymaktır. Tüm bu parametreler bir araya geldiğinde ise mühendislik bizce bir bilim dalından ziyade bir sanat dalıdır ve SANATÇILAR KATİL OLAMAZ!

Nasıl ki hekimlik en ufak bir hatayı kabul etmeyen ve özellikle de uygulama alanına çok önem verilmesi gereken bir meslek ise, mühendislik de bir ülkenin ekonomisinden tutun eğitim sisteminin oluşmasına kadar birçok alanı direkt olan etkileyen bir meslektir ve işte bu yüzden nasıl iyi yetişmemiş bir hekim hastanın sağlığını tehlikeye atıyorsa iyi ve insan olarak yetişmemiş bir mühendis de toplumun sağlığını tehlikeye atar.

Ülkemizin üniversitelerinden doğru düzgün bilgisi, yaşam tecrübesi, insani değerleri olmadan yetişen her birey depremde yıkılan binalardan, yollardan, köprülerden, uçakların düşmesinden tutun da bir akşam bir barda sırf istediği şarkıyı söylemedi diye bir müzisyenin ölmesinden sorumludur.

Ve bu müzisyenin evladına toplanacak yardımlar bir filantrofi ışığına dönüşerek sorunu kısa süreli olarak değil kökünden çözmeye uğraşmalıdır.

Yazımı soykırım kamplarından kurtulmuş birinin öğretmenlere yazdığı bir mektup ile bitiriyorum.

Sevgili Öğretmen,

“Ben toplama kampından kurtulmuş biriyim. Gözlerim, hiçbir insanın tanık olmaması gereken şeyler gördü: Eğitimli mühendislerin inşa ettiği gaz odaları, eğitimli doktorların mahkum ettiği çocuklar, eğitimli hemşirelerin öldürdüğü bebekler, lise ve üniversite mezunlarının kurşuna dizdiği kadın ve bebekler… Bu nedenle eğitim konusunda kuşkularım var.

Sizden ricam şu: Öğrencilerinizin daha çok insan olmasına yardım edin. Çabalarınız sonucu ortaya eğitimli canavarlar, başarılı psikopatlar çıkmasın. Okuma, yazma ve matematik, ancak çocuklarımızın daha iyi insan olmasına katkıda bulunduğu sürece önemlidir.”

O ŞARKI HİÇ ÇALMASIN.

O BİZİM ŞARKIMIZ OLMASIN.

EĞİTİMLİ CANİLERİN KÖKLERİNİ YOK EDEMEDEN

HİÇBİRİMİZİN İÇİ RAHAT OLMASIN.

Instagram

Twitter

Linkedln

Web

Popüler İçerikler

Almanya’daki Saldırıyı Kim Yaptı? Noel Pazarı Saldırganının Kimliği ve Röportajı Ortaya Çıktı
Berfu ve Eser Yenenler'in 3. Kez O Ses Yılbaşı'na Katılmaları Tepki Topladı
Sosyal Medyada Süren Öğretmenlik Tartışması: Az Çalışıp Çok mu Maaş Alıyorlar?
YORUMLAR

Nasıl ki her ailenin aile hekimi varsa her ailenin aile danışmanı, pedagog vb. olmalı ebeveynler çocuklarını bu kişilerin gözetiminde yetiştirmektir.

Yetiştirmeli.

06.10.2022

"Dahası okulda sürekli, özellikle de kızlar tarafında hor görülen, aşağılanan ve dışlanan biri olarak büyüdü, çünkü o kız çocukları da aileleri tarafından kendilerinden farklı olanı kapsamayı değil aşağılamayı öğrendiler." Hayatımda bundan daha salak çıkarım görmedim. Ayrıca çok kolaya kaçılmış çıkarım yapılırken. Çok çalışmaktan sosyal hayattan uzak kaldıkları için cani oldular vs. Canlı müzikte müzisyen öldürdüler acaba bu mu asosyallik. Asıl problem ailelerin nasılsa okula gidiyorlar saldım çayıra mevlam kayıra mantığı ile ne çocukların dersleri ne de manevi yönü ile ilgilenmemeleri.

06.10.2022

Bana da öyle geldi, seri katiller öldürürken ilgi duyduğu cinsiyeti hedef alır. Örneğin TED Bundy hakkında da şunu diyorlar, işte kız arkadaşı terk etmiş, bunu kaldıramayıp ona benzeyen kadınları öldürmeye başladı. Halbuki Ted Bundy'nin abisi de ergenliğinin başlarında öldürülmüş ve o zaman katili bulunamamış, o zamanlar kim kardeşinden şüphelenirdi ki...

06.10.2022

Çok saçma ya. Eğitimlilere karşı eziklik mi bu? Eğitimliler de şizofren, manyak aile çocuğu olabilir. Manyaklık eğitimsizlere, fakirlere has bişey mi? Tarikat evlerinde tecavüze uğrayan erkek çocukları düşünün, değil kız olmaları! Okuyun siz gençler okuyun, Allah'a sığının okuyun, tarihinizi, dininizi, kitabınızı, feni, kimyayı okuyun!

06.10.2022

Psikopati eğitimle yok olmaz ki, aile çocukla ilgileniyorsa katil olmama ihtimali var ama yine psikopat.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ