Onedio Logo

Eğer İnsanlar Uçabilseydi, Kanatlarımız Ne Kadar Büyük Olurdu?

Kapak Görseli

İnsanların uçabildiğini hayal edin! Ama bu sadece sırtımıza kanat takmakla mümkün olmazdı. Anatomimizin uçmaya uygun şekilde değişmesi gerekirdi. Uçmanın gerektirdiği güç ve yapı, düşündüğümüzden çok daha fazlasını isterdi. Kanatlarımızın büyüklüğü ise tam bir soru işareti!

Kaynak 1, Kaynak 2

Biyoloji profesörü Ty Hedrick’e göre, yaklaşık 70 kilogram ağırlığında ve 1.5 metre boyunda bir insanın uçabilmesi için kanat açıklığının hemen hemen 6 metre olması gerekiyor.

Biyoloji profesörü Ty Hedrick’e göre, yaklaşık 70 kilogram ağırlığında ve 1.5 metre boyunda bir insanın uçabilmesi için kanat açıklığının hemen hemen 6 metre olması gerekiyor. Görseli

Bu hesaplama, Robert Nudds’ın kuş kanatlarının vücut kütlesiyle olan ilişkisini inceleyen 2007 tarihli bir çalışmasına dayanıyor.

Bu hesaplama, Robert Nudds’ın kuş kanatlarının vücut kütlesiyle olan ilişkisini inceleyen 2007 tarihli bir çalışmasına dayanıyor. Görseli

Ancak burada asıl mesele kanatların boyutu kadar, vücudumuzun uçmaya uygun hale gelmesi için geçireceği evrimsel dönüşümde yatıyor.

Uçabilmek için sadece kanat eklemek yetmezdi. Örneğin, sırtımızda kanatları tutacak ikinci bir omuz kemiğine ihtiyacımız olurdu.

Ayrıca bu kanatların hareket etmesini sağlayacak güçlü kaslar, göğüs ve sırt bölgemize yerleşmeliydi.

Michael Habib’e göre tüylerle kaplı klasik melek kanatları yerine, yarasalardakine benzer zarlı bir yapı daha mantıklı olurdu.

Bu durumda, kollarımız ve ellerimiz, tamamen gerilerek kanatlarımızı oluştururdu. Ve tabii ki 20 metrelik kanat açıklığını hareket ettirebilmek için müthiş kas kütlesine ihtiyacımız olurdu.

Kuşlarda uçuş için gereken kaslar toplam kas kütlesinin %16 ila %30’unu oluşturuyor. İnsanlarda da benzer bir yapı, aşırı gelişmiş bir göğüs ve sırt anlamına geliyor.

Peki nasıl havalanırdık? Kanatlarla yerden yükselmek, sanıldığı kadar kolay olmazdı. Ty Hedrick, "Yerden kalkış için kanat çırpma tekniği pek işe yaramaz." diyor.

Dört uzvumuzu kullanarak bir tür "dörtlü kalkış" yapmamız gerekirdi. Dinozorların uçabilen ilk üyeleri olan pterozorlar da benzer bir yöntemle havalanıyordu.

Uçma şeklimiz anatomimize göre değişirdi. Kuşlar gibi sürekli kanat çırpmazdık. Büyük ihtimalle albatroslar gibi süzülerek uzun mesafeler kat ederdik.

Büyük vücut yapımız ve kanatlarımızın genişliği, bizi süzülerek uçmaya daha uygun hale getirirdi.

İlginizi çekebilir:

'Göklerde Kartal Gibiydim': Kollarımızı Tıpkı Kuşlar Gibi Çok Hızlı Çırparsak Uçabilir miyiz?
Görme Bozukluğu Yaşayan İnsanlar Gözlük İcat Edilmeden Önce Nasıl Görüyordu?
Üç Doktorun da 'Ölü' Dediği Mahkumun Otopsi Öncesi Uyanmasının Ardındaki Şaşırtıcı Olay

Popüler İçerikler

Aşk Şarkısı Sanıyorsanız Yanılıyorsunuz: Sezen Aksu'nun "İkinci Bahar" Şarkısının Bilinmeyen Hikayesi!
Aşk Şarkısı Sanıyorsanız Yanılıyorsunuz: Sezen Aksu'nun "İkinci Bahar" Şarkısının Bilinmeyen Hikayesi!
TRT Muhabiri Murat Söylemez’in Hakan Fidan’a Verdiği 'Suikastli' Cevap Tepki Çekti
TRT Muhabiri Murat Söylemez’in Hakan Fidan’a Verdiği 'Suikastli' Cevap Tepki Çekti
Sebep Kıskançlık mı? Brahim'in Arda'ya Atmadığı Paslara İnanamayacaksınız
Sebep Kıskançlık mı? Brahim'in Arda'ya Atmadığı Paslara İnanamayacaksınız
YORUMLAR
13.02.2025

Yani şeytanla özdeşleşmiş bir kanat yapısı daha uygun olurmuş. Bak sen şu kaderin işine.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ