Eğer Bir Kara Deliğe Düşseydik Başımıza Neler Gelirdi?

Gökbilimciler tarafından çekilen kara delik fotoğrafı ile keşfe biraz daha yaklaşsak da kara delikler hakkında bilgimiz hâlâ oldukça sınırlı. Akıllara birçok soruyu getiren bu gizemli kütleçekim alanları hakkındaki sorularınızı ise içeriğimizde yanıtlıyoruz. Kara delikler hakkında daha fazla bilgi öğrenmek için okumaya devam edin.👇

Kara delikleri mutlaka duymuşsunuzdur. Sonsuz uzayın karanlık, güçlü ve sır dolu bilmecesi olan bu kara delikler peki nasıl çalışıyor?

Kara delikler, içlerine sıkışan çok büyük miktarda madde nedeniyle yerçekiminin son derece güçlü olduğu deliklerdir ve ne gezegenler, ne yıldızlar, ne de ışık gibi elektromanyetik radyasyon kuvvetli çekiminden kaçamaz. Tüm ışığı yuttuğu için onları görmek mümkün değildir. Bilim insanlarının kara delikleri takip edebilmesinin tek yolu ise çevresindeki yıldızların ve gazların kara deliğin yakınındayken ve kara delikten uzaklaştıkça sergiledikleri hareketleri gözlemlemektir.

Peki farklı kara delikler var mı yoksa hepsi aynı mı?

Kara delikler farklı boyutlardadır ve en küçüğü yalnızca bir atom büyüklüğündedir! Şaşırtıcı olan ise bu atom büyüklüğündeki delik koca bir dağın kütlesini barındırabilir.

Zihninizde canlandırmak için şu şekilde düşünebilirsiniz: bir su damlası 2.000.000.000.000.000.000.000 oksijen atomu ve bunun iki katı hidrojen içerir. Şimdi bu sayı kadar dağın ezilerek bir su damlası boyutuna getirildiğini düşünün.

Bazı kara delikler ise çok büyük yıldızların merkezinde olan yıldız patladığında kendi içine çöker ve "yıldız" kara delikler oluşmuş olur.

En büyük kara deliklere “süper kütleli kara delik” denir ve bu havalı adı kesinlikle hak ediyorlar. Çünkü galaksilerin merkezinde konumlanan bu kara delikler, güneşin bir milyondan fazla kütlesine eşit kütlelere sahip!

Galaksimiz Samanyolu'nun şeklini bilirsiniz; merkezdeki çekirdeğin etrafında dönen bir spiral gibi görünür.

Bu şekilde görünmesinin bir nedeni var. Bizim galaksimiz de, diğer tüm galaksiler gibi süper kütleli bir kara deliğin etrafında dönüyor. Merkeze yakın olan yıldızlar ise kuvvetli çekim nedeniyle birbirlerine daha da yakınlaşarak yoğun bir spiral görüntüsünü oluşturuyor.

Peki bir insan bu deliklerden birine girerse ne olur?

Efsanevi bilim insanı Einstein'a göre yerçekimi yeterince güçlüyse, bildiğimiz şekliyle uzayı ve zamanı eğebilir ve bükülmesine neden olabilir. Bu nedenle, bir nesne yeterince yoğunsa (Tek bir su damlasına sığan tüm dağları düşünün.), kendi üzerine doğru bükülerek uzayda bir delik açabilir.

Açılan bu oyukta ne kadar derine inerseniz, “tekilliğe” ulaşana kadar o kadar çarpık ve parçalanır hale gelirsiniz..

'Tekillik nedir?' diye merak ediyorsanız, maddenin sonsuz derecede küçük bir noktaya sıkıştırıldığı ve tüm zaman ve uzay kavramlarının olmadığı bir yer olarak adlandırabiliriz.

Uzayın ve zamanın kıvrımının sonsuz hale geldiği bu noktada, kavram olarak uzay ve zaman anlamını yitirir. Uzay ve zamanın sabit olmasına dayanan fizik yasaları da artık geçerli olmaz. Yani, eğer birisi bir kara deliğe girecek olsaydı, gerçeklik bir bakıma bölünürdü...

İki büyük deha olan Hawking ve Einstein'ın bu konu üzerine teorilerine bir bakalım.

Bir kara deliğin içine düştüğünüzü düşünün. Kara deliğin teorik olarak kenarı olan 'olay örgüsünü' geçtikten sonra geri dönüş mümkün değildir. Bu noktadan sonra iki ihtimal var: ya olay ufkunu başarılı bir şekilde geçersiniz ya da Hawking radyasyonları tarafından paramparça edilerek kül olursunuz. Bu radyasyon ise tabii ki adını olay ufkunda kara delikler tarafından yayılan termal radyasyonu doğru bir şekilde öngören ünlü fizikçi Stephen Hawking'den alıyor.

Einstein'a göre de ilk ihtimalin gerçekleşmesi olası.

Einsteine'a göre olay ufkunu geçerek kara delikte herhangi bir çarpma veya yanma olmadan düşmeye devam ederdiniz. Bunun nedeni ise teknik olarak serbest düşüşte olmanız ve serbest düşüşte yerçekimi hissetmemeniz. Doğal olarak hayatınızın geri kalan ömrünüzü yaşamaya devam ederdiniz, ta ki  tekilliğe yaklaşana kadar.

Tekilliğe yaklaştıkça yerçekimi gözle görülür biçimde güçlenir.

Ayaklarınızın üstünde düştüğünüzü varsayalım, ayaklarınız yer çekimine daha önce maruz kalacağı için yer çekimi molekülleriniz parçalanana kadar sizi uzatacaktır. Bunun için bilim insanlarının verdiği bir isim bile var: 'spagettileşme'.

Sizi izleyen birisinin göreceği şey ise olay ufkuna doğra yavaş yavaş düşmeniz ve kırmızıya dönmeniz olacaktır.

Bunun yine de bir teori olduğunun altını çizelim.

Bu büyük gizemli deliklerin hakkında hâlâ bilinmeyen o kadar çok şey var. Ve hatta kara delikler hakkında öğrenilen bir bilgi bile farklı bir ikilem doğurduğundan bilim insanları bu çözülemeyen bilmeceyi “Kara Delik Bilgi Paradoksu”  olarak adlandırıyor.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir:

Ayçiçekleri Neden Güneşe Doğru Dönerler?
Filler Gerçekten Farelerden Korkar mı?
Evrenin En Gizemli Varlıklarından Olan Kara Deliklerin Değişik Biçimlerde Şekillendiğini Biliyor muydunuz?

Popüler İçerikler

Berfu ve Eser Yenenler'in 3. Kez O Ses Yılbaşı'na Katılmaları Tepki Topladı
Kadınlarla Kafayı Bozan Sözde Hoca Bu Kez de "Karını Bize de Evde Oynat" Sözleriyle Tepki Çekti
Gazeteci Özlem Gürses TSK Hakkındaki İfadeleri Nedeniyle Gözaltına Alındı
YORUMLAR
Pasif Kullanıcı
01.10.2022

Biz kara delik le 22 yıldır mücadele ediyoruz amk.

01.10.2022

Kara deliğe düştüğünüzde olması en yüksek ihtimal parçalanmanız. Son satırda "Yine de bir teori olduğunun altını çizelim" derken teorinin kelime anlamını bilerek yapılmış bir belirtmeye benzemiyor. Genel olarak teori ile varsayım birbirine karıştırılır.

Ak deliğe düştük de ne oldu mk

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ