Ege Denizi’nde mültecileri taşıyan botun Yunanistan'ın Sisam Adası yakınlarında batması sonucu 10'u çocuk 24 kişi hayatını kaybetti.
Ege Denizi’nde mültecileri taşıyan botun Yunanistan'ın Sisam Adası yakınlarında batması sonucu 10'u çocuk 24 kişi hayatını kaybetti.
Fotoğraf: EPA / Arşiv
İçinde Yunanistan’a gitmeye çalışan yabancı uyrukluların bulunduğu bot, Sisam Adası’nın yakınlarındaki Kokkari bölgesinde battı.
Kazadan kurtulanların karaya çıkarak haber vermesi üzerine olay yerine giden Yunan sahil güvenlik ekipleri, 10 kişiyi kurtarırken, 10'u 24 cesedini sudan çıkardı.
Batan botta kaç kişinin bulunduğunun bilinmemesi nedeniyle bölgede arama kurtarma çalışmalarının sürdüğü bildirildi.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği verilerine göreyse kış aylarıyla birlikte hava şartlarının kötüleşmesine ve deniz yolculuğunun daha da tehlikeli hale gelmesine karşın sadece Ocak ayının başından bu yana Türkiye sahillerinden Yunan adalarına giden 44 bin göçmen bulunuyor.
2015 yılındaysa toplam 857 bin kişi Türkiye'den Yunanistan'a deniz yoluyla geçmişti.
Geçen yıl iltica başvurusu yapabilmek için Avrupa ülkelerine ulaşmaya çalışan 3 bin 775 kişi ise bu tehlikeli yolculuk sırasında hayatını kaybetmişti.
- AFP / BBC Türkçe/ AA
insan hayatı kıymetlidir fakat yalnızca kıymetini bilene bu tarz haberler benim için oldukça sıradanlaştı. artık sıradan bir üçüncü sayfa haberini okuyorum ve geçip gidiyorum. dünyada sıkıntı içinde birçok insan var ama çok azı bunların yaptığı gibi avrupaya sırtımı yaslayım bana baksınlar kafasında o yüzden daha çoook duyarız boğulanları.bunlardaki çocuk yapma ve avrupaya kaçma azmi başka şeyler için olsaydı bugün suriye bu halde olmazdı. 1 ocak 2016'dan beri 45bin kişi geçmiş avrupaya yuh!
Eski zamanlarda fakirlik satın alınan toplam gıda miktarıyla ölçülürmüş. En temel ihtiyaçları başkaları tarafından giderilen insanlar ne başkalarına el uzatmaya güç yetirebilirler ne de kendi çizdikleri yolda ilerlemeye derman bulabilirler. Düşünüyorum da kendi anne babasına bakmayı neredeyse yük olarak görmeye başlayan bizler başkalarına nasıl yardım eli uzatacak ki? İnsanlar her yerde uyuşuk, karar verme mekanizmaları felce uğramış, duygusuz. Beklentiler, tepkiler standart hale getirilmiş. En doğal özgürlükler 'vatandaş haklarına' indirgenmiş. En basit ihtiyaçların giderilmesi uzman inisiyatifine bırakılmış. Kimse 'özgürlük' talep etmiyor herkes daha fazla mal ve hizmet tüketmek anlamına gelen 'hak' talep ediyor. Artık kendi türümüzü temsil eden bir birey değiliz. Ya müşteriyiz ya seyirci ya da tüketici.
Hemen altta ilgili başlıklar linkleri var ve ne tuhaf ki ikisinden de yoksunlar... DeadGod Man!