'Bu rezaletin memkeletime de sirayeti ihtimali muvacehesinde name-i hümayunum yed'inize vusulünden itibaren derhal son verilmediği takdirde bizzat ordu-yu hümayunumla gelip men'e muktedirim.'
'Bu rezaletin memkeletime de sirayeti ihtimali muvacehesinde name-i hümayunum yed'inize vusulünden itibaren derhal son verilmediği takdirde bizzat ordu-yu hümayunumla gelip men'e muktedirim.'
Gelin bu bilgiyi bir daha, detaylıca hatırlayalım.
Dansın ilk yapılmaya başladığı ve Avrupa'da yaygınlaştığı sıralarda Osmanlı hükümdarı Kanuni Sultan Süleyman, Fransa Kralı Fransuva'ya bir mektup yazıyor.
'Sefirimden aldığım habere göre, memleketinizde dans namı altında kadın-erkek birbirine sarılmak suretiyle, alamele-innas (herkesin gözü önünde) icra-i lağviyyat (faydasız işler) işlenmekte olduğu mesmuu şahanem olmuştur (işitmişimdir).
İşbu rezaletin memkeletime de sirayeti ihtimali muvacehesinde name-i hümayunum yed'inize (elinize) vusulünden (ulaşmasından) itibaren derhal son verilmediği takdirde, bizzat ordu-yu hümayunumla gelip men'e muktedirim.'
Şimdi, ufak bir dedektiflik yaparak bu mektubun kaynağını araştırmaya başlayalım.
Bu metnin yer aldığı sitelerde kaynak, Necdet Bayraktaroğlu’nun 2012’de yayınladığı “Tarihimizdeki Muhteşem Mektuplar” isimli kitabı. Bazı paylaşımlarda ise kaynak Joseph von Hammer’ın Osmanlı İmparatorluğu Tarihi kitabının 10. cildini.
Kaynakları incelemeye koyulursak karşımıza şöyle bir manzara çıkıyor:
Hammer’ın kitabında adı geçen bölümlerde buna benzer bir mektup yer almıyor. Gösterilen diğer kaynaklarda da bu mektuba dair bir atıf yok, ne kadar geriye gidersek gidelim bu mektuba dair güvenilir bir kaynak bulunamıyor.
Peki kaynağı bulamıyor olmamız bu mektubun olmadığı anlamına mı geliyor?
“Bu iddia ile birlikte sunulan birden farklı metin var, hepsinde kullanılan dil sorunlu. Kullanılan Arapça ve Farsça tamlamaların büyük çoğunluğu uydurma. Osmanlıca ile alakası olmayan cümle yapıları ve kelimeler var.
'Devletler kendi içerisinde zor kullanabilir, belirli kurallar uygulayabilir ancak Kanuni’nin Fransa’da dansı yasaklatması gibi bir durum söz konusu olamaz. Akla gelen diğer soru ise neden Kanuni’nin Fransa’daki dans ile ilgilensin?”
Kanuni Sultan Süleyman 1520-1566 yılları arasında hükümdardı, mektubun yollandığı tarihi de 1520 ve sonrasındaki 40 yıl arasına tekabül ediyorsa bu yasak da 1600'lerin ortalarına dek sürüyor olmalı.
Fakat bu yıllarda Fransa'da dans ara verilmeksizin sürmüş hatta gittikçe popülerleşmiş.
Hele ki elimizdeki bilgiler zaten bu toprakların saygınlığını fazlasıyla ortaya koyuyorken.
Son zamanlarda Ottoman Çocukları sikim sokuk diziler, böyle yalan bilgiler ile Ottoman ı dünyanın gelmiş geçmiş en büyük imparatorluğu olarak göstermeye çalışıyor. Sorsan tarihi, yalan yazıyor derler. Kanıtın nerede diyorsun götünden element uyduran üç beş yutuber, geberip giden fesli bir köpeğin palavralarını anlatıyor. Be amk Ottoman Çocuğu madem o çok sevdiğiniz aile şirketi olan devlet bu kadar büyüktü bari üç beş kayıt tutsaydı. İngiliz tarihine bakıyorsun neredeyse 2000 yıllık kayıt tutmuş adamlar. Bizim tatlı su Ottoman Çocukları zahmet edip iki satır yazamamış. Konuşan karıncaya inanan bir millete ne anlata bilirsin ki.
kendi adıma tarih bize..halklara yanlı yanlış veriliyor..çocukluğumda Kanuni yi kültüre sanata önem veren adaletli biri olarak öğrendik..doğru ya da yanlış bilmiyoruz..bildiğim tek gerçek ATATÜRK GÜZELLİĞİ..ATATÜRK GERÇEKLİĞİ..ATAMIN..ATATÜRK GERÇEKLİĞİ ASLA UNUTULMAYACAK..UNUTTURMAMAYA..GERÇEKLERİ SAPTIRANLARA GEÇİT VERMEMEYE DEVAM EDECEĞİZ....en azından kendi adıma...
uydurma olmasına sevindim. böyle faşist bir atam olsun istemezdim.