İtalya’da 30 yıl boyunca Borjiyalar vardı. Yani savaş kıyım, cinayet… Ama Michelangelo, Leonardo ve Rönesans aynı dönemde var oldular. Oysa İsviçre’de kardeşlik, 500 yıllık demokrasi ve barış vardı. Ama ne yaratabildiler? Sadece guguklu saat!
Yolumdan çekil oğlum , benim oksijenimi kullanıyorsun.
Cumali: Çok korkuyorum Eşkıya, beni bırakma çok.
Baran: Korkma! Sadece toprağa gideceksin, sonra toprak olacaksın, sonra sularla birlikte bir çiçeğin bedenine yürüyeceksin, oradan özüne ulaşacaksın. Çiçeğin özüne bir arı konacak. Belki o arı ben olacağım.
Frank?
Ha?
Bu saç..
Evet.
Bunu hiç merak ettin mi?
Ne demek istiyorsun?
Bilmem. Nasıl oluyor da sürekli çıkıyor. Sürekli uzuyor.
Evet. Şanslı sayılırız ha, dostum?
Hayır, yani sürekli uzadığı için bizim bir parçamız ve kesip atıyoruz.
Hikayesi olmayan dilenci açlıktan ölmeye mahkumdur.
Ormana gittim; çünkü bilinçli yaşamak istiyordum. Hayatı tatmak ve yaşamın iliğini özümsemek istiyordum. Yaşam dolu olmayan her şeyi bozguna uğratmak ve ölüm geldiğinde aslında hiç yaşamamış olduğumu fark etmemek için.
Ben kimseyi öldüremem ki!
Bizde ırkçılık yoktur. İtalyanlar, Zenciler, Yahudiler... Herkes aynı derecede değersizdirler.
Ben senin resmine değil de sana âşık olsaydım o zaman ne olacaktı? Belki bir kere bile bakmayacaktın yüzüme, belki de alay edecektin sevgimle… Halbuki resmin bana dostça bakıyor, iyilikle bakıyor ve ebediyen bakacak. Hayır! Benimle resminin arasına girme. İstemiyorum seni! Ben senin yalnız resmine aşığım.
Ne bakıyorsunuz!! Hepiniz koca bir pisliksiniz. Neden biliyor musunuz? İstediklerinizi yapacak yürek yok sizde. Benim gibi insanlara ihtiyacınız var. Benim gibi insanlar gerekli... Ben olmadan bir hiçsiniz. Böylece parmağınızı uzatıp “Heyy işte kötü adam diyeceksiniz!” peki bu sizi ne yapıyor ha? İyi adam mı? Siz iyi değilsiniz sadece yalan söylemeyi iyi biliyorsunuz. Ben her zaman doğruyu söylerim. Yalan söylerken bile. Pekala kötü adama iyi geceler dileyin. Hadii...
Gülersen herkes güler, ağlarsan tek başına ağlarsın.
Hayatın bana öğrettiklerini ben de düşmanlarıma öğreteceğim.
-Seninle birlikte olduğumuz bir gün ne kadar sürer Alexander?
-Sonsuzluk ve bir gün kadar.
Beyler burada dövüşemezsiniz. Burası savaş odası.
Lütfen ateş etmeyin ben Polonyalıyım.
Neden o zaman o lanet olası alman paltosunu giyiyorsun ?
Üşüyorum.
Kendime yalan söylemeye başladığımdan beri kimseye inanmıyorum.
Are you talking to me?
İnsanın aklı kendine düşman olur mu? Benim aklım bana düşman.
Sen kimsin?
Ben Ölüm’üm.
Benim için mi geldin?
Çok uzun süredir senin tarafındaydım.
Biliyorum.
Hazır mısın?
Bedenim korkuyor, ama ben korkmuyorum. Bekle biraz.
Herkes aynı şeyi söyler.Ama ben asla durmam.
Farklı olmak kolay iş değil. Bu işlerde kararlı davranmak gerek. Çünkü insan ne kadar farklı olursa hayalindeki kendine o kadar çok yaklaşır.
Bazen insanlara bakıyorum da hoşlanmaya değer bir şey görmüyorum. Herkesten uzaklaşmayı sağlayacak kadar para kazanmak istiyorum.
Biz cenneti hak edeceğiz çünkü tüm yaşamımızı cehennemde geçirdik.
Çok az kişi tanırım
Bende herkesi tanırım. Demek ki ikimizde çok yalnızız.
Yine kaybettik. Kazananlar köylüler, bizler değiliz.
Jenny: Hiç bir kızla birlikte oldun mu Forrest ?
Forrest : Ev ekonomisi dersinde her zaman kızların yanında oturuyorum.
Taxi Driver - Are you talking to me? En iyisi buymuş :p
Çok klasik olacak ama, Fight Club nerede!
V For Vendetta nerede acaba? :)