'Güzel bir nokta. Dün video izledik. Tam olarak dün. 'Nereli olduğunuzun hiçbir önemi yok' dedim. Hiçbirinizin. Türk, Sırp, Amerikalı, Fransız, Yunan... Umurumda değil. Ben izlerim. İşim yaptığınız hataları söylemek. Yüzleriniz umurumda değil. Dün söyledim, basketboldaki en büyük yalan 'genç ve yaşlı oyuncu' ayrımıdır. Öyle bir şey yok. Sadece iyi ve kötü oyuncular vardır. Bazıları kötü oynar, bazıları iyi. Benim işim bu. Yüzleriniz, ülkeniz umurumda değil. İşinizi iyi mi yapıyorsunuz, yoksa kötü mü? Her gün bununla baş etmeliyim. Her gün. Bazıları için işler çok zor oluyor, çünkü bir şeyi 100 kez tekrar etmek zorunda kalıyorum. Onlar dinlemek zorunda. Söylediklerimi anlamak için dinlemek zorunda. Çünkü bazen başkası anlamıyor. Ancak işin bir parçası. Gelip 100 kere 'düşün' diyorsam düşünmeye başlıyorlar. Neler oluyor? Burada kim daha konsantre olmalı?'
'Geçmişi hatırlıyorum da, ilk yılınızdan sonra yabancı kuralı değiştiğinde birebir aynı cümleleri kurmuştunuz. Şimdi yabancı kuralı bir kez daha değişti. Nasıl hissediyorsunuz?'
'Sizce kimse benim nasıl hissettiğimi önemsiyor mu? '
'Size sormadılar mı?'
'Kimse... Yani, benim nasıl hissettiğimin hiçbir önemi yok. Kimse de ilgilenmiyor. Artık 5+7 kuralımız var. Bu şekilde oynayacağız. Tek şey söyleyeceğim. Geçen seneye kadar elimizde olan 6+6 kuralı Türkiye'ye iki Eurocup, bir Euroleague şampiyonluğu getirdi. Fenerbahçe üst üste dört Final Four yaptı. Gerçekler bu şekilde, değil mi? '
'Evet.'
'Şimdi nasıl olacak, göreceğiz.'
Ali başkan hocayı futbol takımının başına getirsin :)
bu hoca olmasa avupa kupasını nah alırdık