Günlük hayatın içinde savrulan, sorumlulukların altında ezilen, her gün işe giden, emek veren, kurallara uyan insanlarız. Aylak Adam ise en derinimize bastırdığımız isyanımızın o boğuk sesi...
Bu da bizim hikayemiz...
Günlük hayatın içinde savrulan, sorumlulukların altında ezilen, her gün işe giden, emek veren, kurallara uyan insanlarız. Aylak Adam ise en derinimize bastırdığımız isyanımızın o boğuk sesi...
Bu da bizim hikayemiz...
Türk edebiyatının gerçek tutunamayanı aylak adam yusuf atılgan, okuyun , okutun , hayatını da tabii
“Sizi bekleyenler vardır. Rahatsınız. Hem ne kolay rahatlıyorsunuz. İçinizde boşluklar yok. Neden ben de sizin gibi olamıyorum? Bir ben miyim düşünen? Bir ben miyim yalnız?”
Elindekileri karyolanın altına boş bavula koydu. Çevresine bakındı. Yoktu. Oturma odasını da aradı. Orada da yoktu. Bunca lüzumsuz eşya vardı da, neden en gereken, bir sigara küllüğü yoktu. Kadınlar da böyleydi. Dünyada gereğinden çok kadın vardı ama, yalnız bir teki yoktu.