Ankara 12’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın karar duruşmasına başka suçtan tutuklu sanık Yusuf Güzelyurt, tutuklu sanık Mehmet Ardıçoğlu, Eda Nur Kaplan’ın yakınları ile taraf avukatları katıldı. Mahkeme, celse arasında verilen ara karar gereği olay günü otelde tutanak tutan polis memurlarını tanık olarak dinledi. Ardından söz alan cumhuriyet savcısı, önceki celse sunduğu mütalaasını tekrarlayarak, sanıkların ‘nitelikli cinsel saldırı’ suçundan 18’er yıla kadar hapisle cezalandırılmalarını talep etti.
Taraf avukatlarının mütalaaya karşı savunmalarının ardından son sözü sorulan sanık Mehmet Ardıçoğlu, 'Ben zorla bir şey yapmadım. Sosyal medyadan algı yaratılarak suçlandık. Bütün iddialar yalandır. Mahkemenin adaletine güveniyorum' dedi.
Sanık Yusuf Güzelyurt da, 'Tüm raporlar suçsuz olduğumuzu gösteriyor. Suçsuz olduğumuz halde bir kadının beyanı ile hayatımız mahvoldu. Takdir mahkemenindir' ifadelerini kullandı.
Şaşırtmadılar yine
"...Suçsuz olduğumuz halde bir kadının beyanı ile hayatımız mahvoldu. ..." 18 yaşında bir çocuk ÖLDÜ! Masalını ancak mahkemede anlatabilirdi zaten!
dosyayı bilmeden, delilleri değerlendirmeden konuşmak doğru değil. bu olayı tenzih ederek söylüyorum, bir yara görüp "aaaaa, kaybında vardı, bilmem ne sür geçer" mantığı ile hareket edip cümle kurmayın. Hukuk eğitiminin ne olduğunu bilmeden başka dersler alınmış gibi laf etmek doğru değil. adama sorarlar, hangi hukuk fakültesine gittin de yorum yapıyorsun diye...haber bu, dosyadaki deliller ne biliyor muyuz? Cumhuriyet Savcısı ceza ister, savunma avukatı ki ona müdafii denir beraat ister, hakim de delilleri değerlendirip karar verir. boş boş habere bakıp atıp tutmak, hakimleri (siyasi kararlar hariç) töhmet altında bırakmak doğru değil.