Ece Benligiray Yazio: Üzüntü ve Muz Kabuğu

“Mutlu bir hayat bile karanlık anlardan muaf değildir. Üzüntü ile dengelenmeseydi mutlu olmanın ne olduğunu bilemezdik. Gündüz, gece ile birlikte var” diyor Gustav Jung.. Oysa ki hemen hepimiz sadece mutlu anlarla dolu olsun istiyoruz hayatımız. Mümkün mü? Değil…

Biraz hayal kırıklığı ve pişmanlık ama en çok da acının bileşimi üzüntü…

Yaptığımız ya da bize yapılan bir davranışa verdiğimiz tepki, sevdiğimiz birinin başına gelenleri engelleyecek gücümüzün olmamasının çaresizliği, her duygu gibi saniyeler içinde olup biten ama beynimizin tetiklemesiyle dakikalar, saatler hatta aylar sürebilen bir duygu kokteyli üzüntü.. İfade edilmediğinde, iyileştirilmediğinde ve uzun sürdüğünde umutsuzluk ve hatta depresyonun alt yapısı.. Akciğer ve karaciğer hastalıklarının da tetikleyicisi..

Ama her duygu gibi onun da hediyesi var; kendini iyileştirmek ve yenilenmek başta.. Ama bu duyguyu sağlıklı yaşayıp, iyileştirebilene…

Olumsuz algıladığımız tüm duygular gibi üzüntü de hastalıklara neden olma potansiyeli var. Çünkü olumsuz bir duygu hissettiğimizde beynimizdeki duygusal ve fiziksel acı devreleri harekete geçer ve hem psikolojik hem de fiziken acı duyarız.

Üzüntünün bedendeki fiziksel yansıması ile öncelikle bağışıklık sistemi üzerine.

Üzüntü halinde bağışıklık sistemi zayıflar, enfeksiyona bağlı hastalıkların ortaya çıkışı kolaylaştır.

Üzüntünün diğer bir etkisinin ise kişinin soğuğa karşı hassasiyetinin artması olduğunu ortaya koyuyor araştırmalar. Üzgün olduğumuzda sıcak bir şeyler içme isteğinin nedeni de bu. Üzgünken vücut ısımız düşüyor. Coşkuluyken ya da aşık olduğumuzda ateşimizin yükselmesi gibi.

Diğer bir fiziksel etki ise iştahın azalması şeklinde, ama o noktada tatlı krizlerinin artışından bahsetmek lazım. Çünkü üzgün zamanlarda beynimiz normalden daha çok çalışır, 70’ten fazla bölge, geçmişi anmak, acı çekmek, sebep, çözüm ve alternatif aramak gibi aktivitelerle meşgul haldedir. Beyin fazladan tükettiği enerjiyi karşılamak için glikoza ihtiyaç duyar ve biz tatlı yeme isteği duyarız.

Serotonin azalmıştır. Canınız kuruyemiş, muz, ananas, kivi, peynir, bir bardak çikolatalı sıcak süt çekebilir. Bu isteğin nedeni azalan serotonini yeniden yükseltme çabasıdır.

Peki üzüntü ile nasıl baş edilir?

1 - Ağlamak iyi gelecektir. Ağlamak olumsuz duygulardan arınmak için en mükemmel yoldur. Ağladıktan sonra endorfin hormonu salgılanmaya başlar ve mutlaka daha iyi hissedersiniz.

2 - Egzersiz, cinsel ilişki, yürüyüş gibi endorfin üreten aktiviteler üzüntü ile baş etmenizi kolaylaştırır. Beklediğinizden daha hızlı iyileşmenizi sağlayabilir.

3 - Üzgün olduğunda neyi kaybettiğinize değil, neyi yenilemeniz gerektiğine  daklanmak ve hayatının bu alanında aksiyon almak bu duygunun hediyesini almayı da beraberinde getirir. (Hem kendiniz hem sevdikleriniz için)

4 - Evet biraz tatlı yemek, özellikle muz, hatta hurma gibi yiyecekler daha iyi hissetmek için faydalı olacaktır.

Son olarak; uygun bir dille söyleyemeyecekseniz, üzülmenize neden olan kişiye “Beni üzdün” demek hiçbir işe yaramaz. “Ben bu davranışına üzüldüm” söylemi, karşınızdakinin de davranışını sorgulamasına ve ilişkinizin daha iyi bir yönde evrilmesine yol açarak faydalı olabilir.

Sağlıklı ifade edilmiş duyguların, sağlıklı bir yaşamın en önemli destekleyicisi olduğunu hatırlayalım. Duygularımızın yönetiminde yaptığımız sağlıksız gıda seçimlerinden kendimizi koruyalım…

Sevgilerimle.

Instagram

Facebook

Twitter

Web

Popüler İçerikler

Türkiye Kaçıncı Sırada? Bir Ankete Göre En Güzel Kadınların Bulunduğu Ülkeler Açıklandı
Göç İdaresi Başkanlığı Duyurdu: Türkiye'deki Suriyeli Sayısı Açıklandı
Zoru Başardık: Karadağ'a Üç Puan Hediye Eden Milli Takım'a Gelen Tepkiler
YORUMLAR
10.10.2022

sorgulamak, bir çoğunda olmayan birşey malesef🤷‍♀️ ve bu tür insanlar beni sinir eder!

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ