Ece Benligiray Yazio: Kurbağayı Ye Abur Cubur Yeme: Taktikler

Kilo almanızın nedenlerinden biri de farkında olmadan ağzınıza attıklarınızsa, öncelikle; 'KURBAĞAYI YE!' makalemi buradan okumanızı öneririm.

Bir önceki makaleden sonra kıymetli okurlarımdan gelen sorular ve talepler üzerine, çok bekletmeden işi kolaylaştıralım istedim. Yaz aylarında hızlanan metabolizmanın desteğini de alarak fazla kilolardan kalıcı olarak kurtulmak isteyenler için çok faydası olacaktır. 

Konuya girerken yetişkinlerin yalnızca %3’ünün açık ve yazılı hedefleri olduğunu söylemem gerekiyor sanırım. Çünkü bu makaleyi okuduktan sonra önerilerimi hayatınıza açıkça dahil etmediğiniz sürece pek bir işe yaramayacaktır. Makaleyi okurken ya da okuduktan sonra yapacaklarınızı AÇIKÇA ve YAZILI OLARAK, en azından alışkanlık haline gelene kadar, sıklıkla görebileceğiniz bir yerde tutmanız sıklıkla en etkili sonucu yaratan ilk adımdır. Zihnimizde tuttuğumuz, hatta evirip çevirdiğimiz düşünceler hedefe yürümemiz konusunda genellikle ya süreci zorlaştırır ya da süreyi uzatırlar. O nedenle eğer mümkünse şimdi elinize kağıdı ve kalemi alın ve üzerine kocaman bir başlık atın. “KURBAĞAYI YE! ABUR-CUBUR’U BIRAK”

Öncelikle güzel haberi vereyim. Hepimiz ama hepimiz hayatımızdaki bazı görevleri yerine getirirken savsaklar ya da erteleriz.

Eğer ertelediğiniz ya da savsakladığınız şeyler varsa ve bunlar için içten içe suçluluk duyuyorsanız, aslında kendinize eziyet etmekten başka bir şey yapmıyorsunuz demektir. Diğer taraftan tüm olumsuz duygular gibi suçluluk duygusu da bir mesajcıdır ve sizi, hayatınızı daha iyi bir yöne çevirmeniz için aracılık ediyordur.

Evet, hepimiz bazı şeyleri erteler ya da savsaklarız. Eğer ikisinin arasındaki farkı bilmiyorsanız ertelediğinizi düşündüğünüz konularda aslında savsaklıyor olabilirsiniz, o nedenle ikisinin arasındaki farkı görelim istiyorum. 

Ertelemek normal koşullarda hayatımızın önceliklerini belirlerken ihtiyacımız olan bir süreç yönetiminin sonucudur. Her şeyi aynı anda yapamayız ve doğal olarak zamanımızı, enerjimizi ve kaynaklarımızı, yapmak istediklerimizin öncelik sırasına göre kullanırız. (Eğer bedeninize/size iyi gelecek şeyleri yapmayı erteliyorsanız küçük bir soruyu da cevaplamanızı isteyeyim; öncelikler listenizin kaçıncı sırasında Kendiniz varsınız? İlk sıraya kendinizi siz yazmıyorsanız bunu sizin yerinize kimin yapmasını bekliyorsunuz?)

Diğer taraftan bilinçli ertelemek bize doğru zamanda arzu ettiğimiz sonucu elde etmemizde hizmet ederken, yapacağımız zaman ve koşullar belli olduğu için de güvende hissettirir. Burada en basit örneği; size kendinizi kötü hissettirmiş biri ile yapacağınız konuşmayı ertelemek olarak verebilirim. Kötü hissettiğiniz anda o konuşmayı yapmak yerine, duygunuzu değerlendirip sakinleştiğiniz doğru zamana erteleyip mantıklı bir konuşma yapmak sorunların çözümünde her zaman daha etkilidir. O konuşmayı yapacağınızı bildiğinizde ve zihnen hazırlandığınız süreçte kendinizi daha iyi hissetmek için de zemin yaratmış olursunuz. Bu doğru bir ertelemedir.

Bilinçsiz erteleme ise genellikle kaygı, korku gibi negatif duyguların etkisi ile olur. Yeni bir işe başlamak, gözünüze zor gelen bir şeyi yapmak, istemediğiniz bir işi halletmek,  kendiniz/işiniz/sevdikleriniz için bir karar almak gibi konularda belirsizlik nedeni ile yetersizlik hissiyle ve hata yapma korkusu yüzünden erteleriz. Başlama ya da bitirme zamanı belli olmayan ve yapmak mecburiyetinde olduğumuz her şey zihnimizde yüktür. Sürekli (ya da akla geldikçe) stres yaratır, canımızı sıkar, ruhumuzu daraltır, mutsuz eder, can sıkıntısından kaçmak için de genellikle farkında olmadan mutluluğumuzu destekleyecek gıdalara sarılıp içten içe bir güç/destek arayışına gireriz.

Bilinçsiz ertelemenin bir diğer versiyonu savsaklamaktır. Şu anda yapmanız için herhangi bir “gerçek!” engeliniz yoksa ve erteliyorsanız savsaklıyorsunuz demektir. İçten içe o an yapabileceğinizi bildiğiniz şeyleri (türlü mazeretlerle) ertelemek, savsaklamanın ta kendisidir. Etkisi aynı bilinçsiz erteleme gibidir.

Lafı uzatmadan “kurbağa”ya gelelim. Gözümüzde büyüyen, yapmayı çok da istemediğimiz, samimi olmak gerekirse yapmaktan kaçtığımız konularda aksiyona nasıl geçeceğiz? Kalem ve kağıtlarınız hazır mı?

1.si kurbağaları tanımlamak: Hayatımızı etkileyen 3 önemli alan var. Bunlar; finansal ve kariyer konuları, aile ve kişisel ilişkilerimiz ve sağlığımız. Her üç alanla ilgili kendinize 3’er hedef (ya da sizi mutsuz eden durumlarla ilgili 3 maddelik değişim) belirleyin. İçten içe huzursuzluk yaratan, kaçtığınız kurbağalar genellikle burada gizlidir. 

2.si sizin kurbağanız olmayanları ayırmak: Yapılması gereken her iş “sizin işiniz” demek değildir. Arzu ettiğiniz sonuca hizmet etmeyen kurbağaları dağıtın. (burada 80/20 prensibini ya da Eisenhover Matrisini) kullanabilirsiniz. Başkasının yapabileceği (belki de yapması gereken) işleri devredin. Her şeye yetişemezsiniz.

3.sü kurbağaları sıralamak: Hayatta dengeyi bulmuş olanlar mutlu ve huzurludurlar. Ancak maalesef bu denge neredeyse hiçbir zaman sabit durmaz. Tıpkı ipte yürüyen ip cambazının yaptığı gibi aktif bir şekilde sürekli denge sağlamak durumunda olduğunuzu kabul edin önce. Ve bu dengeyi bozan kurbağaları sizde yarattıkları etkiye göre sıralayın. En çok kaçmak istediğiniz işi en başa yazın!

4.sü kurbağayı yemek: Kendinize dürüst ve açık olmak bu konuda birincil önceliğimiz. Neden o işi yapmaktan kaçtığınızı kendinize itiraf edin! 

Yapamayacağınızı mı düşünüyorsunuz? Yetersizlik duygusu kişinin gelişimi için verilmiş hediyedir. Eksiklik hissettiğiniz alanı geliştirin. 

Belirsizlik mi yoruyor?  Bazen kocaman bir kurbağayı parçalara bölerek yemeniz gerekebilir. (Sahra Çölünde her 5 km’ye konulan variller gibi ilerlemenizi tespit edeceğiniz ara hedefler belirleyin). Ara hedeflerle ilerlemek, süreci tamamlamak için motivasyonunuzu artıracaktır. 

Kararsızlık tuzağında mısınız? Yeni bir karar vermediğiniz her durumda eski kararınızı vermiş olduğunuzu hatırlayın. Durumu değiştirmek istiyorsanız eski kararınızda kalmaya devam edemezsiniz.

Küçük işleri önce tamamlama tuzağına düşmeyin! Onlar kurbağa bile değil, çerezlerle vakit kaybetmeyin. Zihnimiz, fark yaratan işler yapmayı sever. Kolay işleri halletmek isterken, hatta alışkanlık edindiğiniz için onları bile ertelediğiniz için sıkılıp abur-cubura yöneliyorsunuz. 

“Kaybedenler gerilimlerini azaltan, kazananlar ise arzu ettikleri sonuca götüren işler yaparlar” bir köşeye not edin.

Toparlayayım ve konunun kilo vermekteki etkisini bağlayayım; Fazla kilolarınız hiçbir zaman yalnızca yediklerinizden kaynaklanmaz. Size kilo aldıran şeyleri yemenizin ya da kilo vermenize hizmet edecek şeyleri yapmamanızın bir nedeni mutlaka vardır. Büyük kurbağayı önce yemeyi alışkanlık haline getirdiğinizde hayatınızda azalan stres yeme davranışınız üzerinde de olumlu etki yaratacak, yorgunluktan dolayı var olan hareketsizliğinizi aşmak için enerji takviyesi sağlayacak ve daha doyumlu bir hayat yaşamanıza vesile olacaktır.

Erteleme davranışının duygusal zekâ ile bağlantısını ortaya koyan bilimsel çalışmalar da var ancak daha da uzatmayayım. Detaylı bilgi ve uzman desteği ihtiyacınız olduğunu düşünüyorsanız iletişim kanallarından ulaşabilirsiniz.

Yaz mevsiminin kendini iyice gösterdiği şu günlerde hepimiz için zinde bir yaz diliyorum.

Sevgilerimle.

Instagram

Facebook

Twitter

Web

Popüler İçerikler

"Bir Evim Varsa Onun Sayesinde": Hakan Meriçliler'den Vural Çelik Tartışmasında Gülse Birsel'e Büyük Destek!
Ayliz Duman Çok Sade Kaldı: Miss Universe 2024'te Gelmiş Geçmiş En Çarpıcı Ulusal Kostümler Giyildi!
Zoru Başardık: Karadağ'a Üç Puan Hediye Eden Milli Takım'a Gelen Tepkiler