Bert Hellinger’in 1990’lı yıllarda Güney Afrika gözlemlerinden yola çıkarak insanlığa armağan ettiği bir psikoterapi yöntemi. 2. Dünya Savaşı sonrası ciddi travmalar yaşayan Alman ve Yahudi halkında büyük başarı elde edildiği biliniyor. Günümüzde, Kuzey Amerika’da doğa için ve hatta şirketler için organizasyon dizimi olarak da uygulanıyor. Akış, uyum ve denge hem ihtiyaç hem de hayatı kolaylaştırıyor.
Aile dizimini araştırmak isteyenler araştıracaklardır. Biz konumuza dönelim.
Diziyi izleyen ya da şimdiye kadar bu sistemi duyanlardan gelen soruları kendi tecrübem ve bilgim doğrultusunda yanıtlayayım. (Değişim programlarımızda bu alana da yıllardır giriyoruz malum.)
En çok gelen soru; aile dizimi yaptırsam kilolarım gider mi? Bu sorunun tecrübe edilmiş iki cevabı var.
Birincisi; elbette gidebilir! Atalarınızın ya da atalarınızdan birinin yaşadığı özellikle maddi kayıplar, kıtlık, travmatik göç, tecavüz gibi bir kayıt size aktarılmışsa, maruz kaldığınız bu duygudan özgürleşmeniz hem yüklerden kurtuluşunuza hem de güçlü olmaya duyduğunuz yoğun arzunun azalmasına ve dengelenmenize hizmet edecektir. (Güçlü olma ihtiyacının ve duygusal yüklerin beden kiloları ile bağlantısını her yerde anlatıyorum, o nedenle detaya girmeyeceğim)
Bu sorunun ikinci cevabı ise; gitmez! Herhangi bir yöntemden mucize beklemek, bir sihirli değneğin gelip sizi değiştirmesini ummak, “diyetisyen beni zayıflatsın” beklentisinden farklı değil çünkü. Elbette bilinç altımız duygularımız ve tepkilerimiz üzerinde çok etkili ancak hayatı tepkisel yaşadığımız sürece. Tepkisel yaşamak, arzu ettikleriniz olduğunda mutlu, arzu etmedikleriniz olduğunda kurban olmaktır. Eğer kalıcı bir değişim istiyorsanız, kendi iyileşme sürecinizin aktif parçası olmalısınız.
Daha da ileri gidip, derin bilinç altınızda kayıtlı başka hayatlara dair duygusal deneyimlerin de fazla kilo sorunu yaşamanızda etkisi olduğunu söyleyip konuyu burada bitireyim. Derin bilinç altını merak edenler olursa onu da ayrıca yazarım.
Kısa bir özet ve aile diziminden fayda görmenizin inceliklerine dair olarak da şunları söyleyeyim;
1- Terapiyi mutlaka tecrübeli birine ya da bu alanda sizde güven sağlamış birinin referans olduğu kişiye yaptırın.
2- Dizimi yapan kişi mümkünse empat olsun.
3- Karar verdiğinizde içinize sinmiş olsun. Karnınızda karıncalar dolaşıyorsa başka alternatif arayın. Sadece referansa da kapılıp kalmayın.
4- Tek uygulamada mucize beklemeyin. Olursa da ne güzel.
5- Çalışma sonrasında da kendinizle ilgili üzerinize düşeni yapmaya devam edin. Sorumluluğunuzu alın.
Şimdiden şifa olsun.
Sevgilerimle.
Instagram
Facebook
Twitter
Web
off cahil cahil yazılar. bunları bilmek için şu yazılara ihtiyacınız varsa vay halinize.. tabiki vücudumuzu en temelden etkileyen 3 oluşum yani Metabolizma, Çevresel faktörler ve GENETİĞİMİZ herşeyi etkilediği gibi kilonu da etkiliyor. Tüm sülalen obez ise senin yiyip yiyip kilo almama gibi bi durumun söz konusu bile olamaz. yani şu bilmek için sayfalarca yazıya gerek olmamalı. mantık tek başına yetmeli....
Ne kafa patlattiniz be. Kızın biri gazetecilik okur ilişki koçluğu yapar, biri hiçbir şey okumaz cin çıkartır. Kiloyu ataya psikolojik olarak baglamaniza gerek yok zaten genetik bir sey. Genlerinde kilo varsa vermen zordur, metabolizman hızlıysa... gibi özellikler biyolojiktir. Sanki bu dünya harikaymış hiçbir sorun teşkil etmiyormus gibi bütün sorunlari geçmişe atmak zaten çoğu hastalığın nedenidir. Bir zamanlar bitkilerle kanseri tedavi edicem derken milleti kandirdiniz bu da bir versiyonu.