Ece Baban Yazio: Tahıl Koridoru Anlaşması Neden Önemli?

24 Şubat tarihinde başlayan Ukrayna – Rusya Savaşı doğurduğu küresel krizlerden en önemlisi olan gıda krizi ile dünyanın gündeminde yer alan en önemli konulardan biri haline geldi.

Kriz derinleştikçe, fiyatlar arttıkça çözüm konusunda hem Ukrayna hem Rusya hem de Rusya’yı ayrı bir kutup olarak dünya sisteminden uzaklaştırarak yalnızlaştıran devletler ortak bir çözüm için arayış ve temaslarda bulunmaya başladı. İşte İstanbul’da imzalanan ve tarihe önemli bir diplomasi başarısı olarak geçen tahıl koridoru anlaşması özellikle gelişmekte olan ve deniz yolu ile tahıl ihracatının yapıldığı Afrika gibi birçok bölgede ciddi bir gıda krizinin ve gıda enflasyonunun oluşmasını önlemek için atılan çok önemli bir adım.

Anlaşma sonrasında hem BM Genel Sekreteri Guterres hem de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı açıklamalarda anlaşılıyor ki bu anlaşmanın imzalanması kolay bir süreç olmadı.

Savaşı devam eden iki ülkenin birbirine karşı güven duymasını sağlamak aynı anda şu üç ihtiyacı karşılanmayı zorunlu hale getirdi; 

- uzun ve yapıcı bir görüşme trafiği, 

- endişelerin karşılıklı olarak giderileceği güven ortamı, 

- her iki taraf için de güvenilir ve şeffaf bir partner bulunması.  

Türkiye hem Karadeniz’e kıyısı olması hem Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ni tek taraflı uygulama yetkisini elinde tutması, NATO üyesi olarak Rusya ile Ukrayna arasında çıkan savaşın barış ile sonuçlanması için her iki ülkenin de güvenini kazanarak arabuluculuk rolünü üstlenmesi ve dünyada varlık gösteren küresel gıda krizinin çözülmesi için İstanbul’da kurulacak müşterek koordinasyon merkezi ile birlikte askeri anlamda tüm güvenlik önlemlerini temin ederek dünyaya nefes aldıracak yolu açması bakımından çok önemli bir rol üstlendi.

Üstlenilen bu rol ve sorumluluğun diğer ülkeler için kazanım ve Türkiye için olası risklerine bakarsak neler söyleyebiliriz?

Rusya 24 Şubat tarihinden itibaren başlattığı savaş ile 2014 yılında Kırım’ın ilhakında olduğu gibi dünya devletlerinin daha sessiz kalacağını, Ukrayna’nın parçalanmasına çok sert bir tepki vermeyeceğini düşünürken bir anda kendini dünya ekonomik sisteminin dışında, en önemli partnerleri ile anlaşmazlık içinde buldu. Oligarkların ve iş adamlarının mal varlıklarına el konuldu, sporcuları birçok önemli turnuvadan men edildi. Artık belirli bölgelerde Rusça konuşmak siyasi bir mesaj haline geldi. Almanya savunma sanayisini arttırırken, silahlanırken NATO topraklarını korumak konusunda en ateşli açıklamayı yaptı.

Tarafsızlığını bozan İsveç ve Finlandiya NATO’ya üyelik sürecini başlattı. Diğer taraftan Rusya’nın işgali milyonlarca Ukrayna vatandaşını Batı’ya göçe zorlarken, Batı Bloğu içerisinde Rus kültürünü, dilini bu topraklara taşıyan milyonlarca insan farklılıkların azalmasında nüfus politikaları açısından bilmeden önemli bir etki yarattı. Rusya, savaşı sadece Ukrayna toprakları ile sınırlı tutsa da savaşın bedelini dünya geneline ödetecek bir strateji izledi. Kendisini izole eden tüm devletleri göç, enerji ve gıda alanında, alternatifleri ile kısa sürede çözülemeyecek ya da atlatılmayacak bir krizin içine sürükledi.

Avrupa ülkelerinden gönüllü olarak enerji arzını düşürmesi istenirken, eskiden yetiştirilen ancak günümüzde var olmayan bazı ürünlerin tekrar canlandırılması talep edildi. Rusya’nın Ukrayna’da petrol rafinelerini vurması ve dolaşımda artan maliyetler ihracatı farklı sorunlarla karşı karşıya bıraktı. Havaların aşırı ısınması sonucunda daha koruyucu politikalar uygulayan ülkeler de tahıl ihtiyacını karşılamaktan uzak durunca bu sefer Rusya’nın mayınların temizlenmesine ve üç limandan Türkiye ve BM’nin garantörlüğünde tahıl ihracatına onay vermesine bir şart daha eklendi: Rusya’nın kendi ürünlerinin de ihracatının yapılması.

Böylece Putin, yabancı basının ifade ettiği tahıl korsanlığını bankaların gıda alanında Rusya’ya uygulanan ambargoların kalkması ve Rusya’nın dünyaya kendi tahılının ihracatını yapmasına yarayacak yolu açması için kullandı.

Tahıl koridoru anlaşması belirli bir süre için, 120 gün, geçerli olacak, Odessa Limanı da dahil olmak üzere üç limandan transfer sağlanacak, mayınlar temizlenecek ve Rusya bu güvenli tahıl koridorundan Ukrayna’ya saldırmazken; Ukrayna da tahıl taşınan kargo gemileri ile ülkesine silah sokmayacak. Kargo gemileri, kılavuz gemilerin eşliğinde limanlardan çıkarak Karadeniz’e gelecek, İstanbul’da müşterek bir koordinasyon merkezi ile ülkelerin karşılıklı güvenlik endişelerinin giderilmesi için denetimler gerçekleştirilecek. 

Peki riskler neler? En büyük risk Montrö’nün delinmesine ya da yeniden şekillenmesine neden olabilecek birtakım eylemlerin olma ihtimali. Diğer bir risk ise sahte bayrak operasyonu ile Odessa’da Rusya’nın saldırısı ile NATO üzerinden gerçekleşecek bir müdahalenin yolunun açılması. Tabii ki tüm bu riskler ince ince düşünülmüş ve karşı stratejiler geliştirilmiştir. Alınan sorumluluğun ciddiyetinin uluslararası devletler tarafından farkına varılmaması mümkün değil. Bu anlamda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasında diğer devletlerin bu sürecin işlemesindeki desteğinin önemini vurgulaması önemliydi.

Şu an dünyanın içinde bulunduğu sorunu çözmek için önemli bir adım atıldı. Türkiye çok önemli bir diplomasi başarısı elde etti. Dünyaya nefes aldıracak bir alan açtı. 

Bu anlaşma savaşın gidişatını değiştirir mi? Belgeler imzalanırken Rusya ve Ukrayna tarafındaki yetkililerin yüz ifadesinden ve Lavrov’un en son açıklamalarından bunun pek mümkün olmadığını söyleyebiliriz. Diğer taraftan yine de barış umudunu korumak hâlâ insan kalabildiğimizin bir işareti.

Instagram

Twitter

Popüler İçerikler

HTŞ Lideri Colani Kadına Başını Örtme Talimatı Verdiği Videoyla İlgili İlk Kez Konuştu
Almanya’daki Saldırıyı Kim Yaptı? Noel Pazarı Saldırganının Kimliği ve Röportajı Ortaya Çıktı
Kızılcık Şerbeti'nin Görkem'i Özge Özacar'dan Pembe'nin Osmanlı Tokadına Yanıt
YORUMLAR
04.09.2022

Anlaşılan seçimde yine makarna var

04.09.2022

Onların dağıttığı makarna ye nil mez abi. Bazı insanlarda etkisi halen devam ederken bazıları sokakta aydınlanıyor. Not çünkü gidecek ev kalmamış

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ