Anadolu'da neredeyse bin yıldır süren bir tartışma...
Kaynak: Remzi Demir
Anadolu'da neredeyse bin yıldır süren bir tartışma...
Kaynak: Remzi Demir
Sadece bir şair değil, bir filozof ve onun felsefesini de Türk felsefesi olarak niteler. Yunus Emre bir Batıni'dir. Batıniyye, görünen ardındaki gerçek anlama ulaşabileceğini düşünen gnostik bir düşüncedir. Ancak İslam inancı Batıniliği pek onaylamaz.
Ayrıca ayet ve hadisleri sufi temayüllere göre tefsir eden mutasavvıflara aynı sıfat verilir. Ve işte Yunus Emre de bu iki açıdan Batıni sayılır. Ayrıca Yunus Emre bir alim değil ariftir. Bu konuda da gerek İslam anlayışı gerekse Ebussuud ile ters düşer.
Osmanlı'nın muktedir cemaati Alimler topluluğudur. Alimler medreselerde Kuran'ı temel alarak vahiy ve akıl yöntemiyle devlet yönetimi için gerekli olan 'ilm'i üretir ve uygularlar. Müderris, müftü, kadı, kazasker, şeyhülislam alimlerdendir.
Özgür bir dini yaşam süren arifin amacı vecd halinde Tanrı'nın bilgisine ulaşmaktır. İslam fıkhını önemsemeyen arifin iki temel kaynağı vardır: vahiy ve hads. Hads bir tür sezgidir ve arifi doğrudan Tanrı'ya ulaştırır. Eğitim kurumları tekkelerdir.
Onun, Yunus'u küfür ile suçlaması ise aslında sıklıkla duyduğumuz Yunus'un 'Bana seni gerek seni' şiiri ile olur. Yunus şöyle der bir beyitte: 'Cennet cennet dedikleri, bir ev ile birkaç huri / İsteyene vergil onu, bana seni gerek seni.'
'(Tanrı'ya) gah gönlüm gah sevgilim diyenler' ve buna razı olan Zeyd (erkek), yani onların şeyhleri hakkında küfürle hükmedilir; bu beyitlerde de Cennet hakkındaki söz açıkça küfürdür; bunların katilleri mubahtır.'
Günümüzde ise dostlar ilim ve irfan pek ayırt edilmiyor birbirinden... Siz ne dersiniz peki; ilim mi daha mühim irfan mı?
İLİM DÜNYA İŞLERİ KULLANIMI İÇİN DAHA UYGUNKEN, İRFAN DÜNYA DIŞI/HARİCİ İŞLER İÇİN DAHA UYGUN DÜŞER FİKRİMCE! NİTEKİM BİR HADİSTE, ALLAH'IN İLMİ İSTEYENE VERECEĞİ BEYAN OLUNMAKTADIR! BURADAN HAREKETLE, İLMİ İSTEYEN HERKESİN ELDE EDEBİLECEĞİ SONUCUNA VARABİLİRİZ. LAKİN İRFAN SAHİBİ OLMAK, ÇOK FARKLI BİR YERE KONUMLANIR!
alimler dava kılar karayı aka yazar gönüllerde yazılıdır bu kitabın suresi diyerek alimlerin kitapla defterle kalemle ezber üzerine birbirleriyle tartışarak boş boş uğraştıklarını cok güzel anlatmıştır. Tasavvuf yok olma sürecidir.Kalenderi bir dervişi olan yunus emre nin tek olayı kendini yok etmeye uğraşmasıdır böylece gerçek varlığa erişilir.Sen yoksan o vardır sen varsan o yoktur
İslam fıkhını önemsemeyen arifin iki temel kaynağı vardır...iftiranızdan mesulsünüz