Ebru Şinik Yazio: Deprem Korkusunu Yenmek için Ne Yapabilirsiniz?

Ne kadar empati yapmaya çalışsak da şu bir gerçek ki ateş düştüğü yeri yakar... Öncelikle dün yaşanan İzmir depreminde hayatlarını yitirenlere rahmet ve yaralılara da sonsuz şifalar diliyorum.  

Dünya genelindeki dönüşümün hepimiz farkındayız. Pandemi, deprem, ekonomik kriz derken tüm dünyaca akıl sağlığını hızla yitiren bir gezegene dönüşmek üzereyiz. Ama bence çoğunluğun farkında olmadığı şey bu dünyada yaşamakta olan her bireyin birincil görevinin önce kendi akıl ve ruh sağlığını dengede tutmakla sorumlu olduğunu bilmektir.  

Elbette yardıma ihtiyacı olan tüm insanlara, tüm canlılara elimizden geleni yapmak ile mükellefiz. Ama yardım etmek demek, tüm gün haberler karşısında oturup “Vah vahh” çekerek, bilinçaltının sürekli pasif stres hormonları tetiklemesine destek vermek ve etrafına sürekli bir acıma ve üzüntü enerjisi yaymak asla değildir.  

Herkes kendi  etki alanında kalarak, önce etki alanında yer alan kişilere yardım eli uzatıp, nasıl daha iyi örnek olabilirim diye ilham verici davranışlarda bulunmalı. Korku ve Sevgi insanın duygu durumunu ve dolayısıyla seçim ve kararlarını  yöneten 2 ana enerji olduğuna göre en travmatik olaylarda dahi  korkunun girdabına kapılmadan, dengede kalmak , sevgide kalmak  için ne yapmalıyız?

Akıl sağlığımızı ve psikolojimizi nasıl dengede tutabiliriz?

Unutmayın, biz iyi olmazsak ne kendimize, ne de sevdiklerimize ve /veya etrafımızdaki hiç kimseye  bir faydamız, desteğimiz dokunamaz. 

Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok. İnsanlar binlerce yıldır zihinsel sağlıklarını koruyabilmek, daha dingin bir zihne sahip olarak bilinçli seçimler yapabilmek üzere başta  burundan alınıp verilen nefes ve meditasyon egzersizleri olmak üzere farkındalık yükseltici çalışmalar yapmaktadır. 

İnsan,  fizyolojisi sürekli panik sinyalleri ile dolup taşarken, böbrek üstü bezleri sürekli optimal seviyelerin üzerinde stres hormonu salgılarken  sağlıklı kararlar alma ve bilinçli davranışlarda bulunma yetisinden otomatik olarak uzaklaşır. Nasıl kasların sağlıklı kalması ve ileri yaşlarda erimemesi için düzenli spor yapılması öneriliyorsa, merkezi sinir sisteminin sağlıklı kalması, zihnin sağduyuyla mantıklı ve akılcı kararlar alarak, bedeni yapıcı ve bilinçli davranışlara yöneltmesi ve ruhsal bedende toksin yükünün oluşmaması içinde her gün düzenli olarak sinir sistemini düzenleyici ve besleyici egzersizler yapmak  çok önemlidir! 

Benim bunun için en masrafsız ve pratik önerim her gün 10  dakika kadar burundan alınıp verilen kontrollü ve ritmik pranayama yani nefes egzersiz çalışmaları uygulamaktır. Burun nefes teknikleri şüphesiz bizi gevşetip, rahatlatma ve iyileştirme görevini  üstlenen parasempatik sinir sisteminin en önemli denge sağlayıcılarındandır.

Muhakkak ki günde 20-30 dakika arası meditasyon yapmak da tüm bu etrafımızda olup bitenlerle ilgili bakış açınızı çok daha genişletir.

Meditasyon teknolojisi küçük resimde takılı kalmayıp, bir şahinin bakış açısına sahip olmanızı sağlar. 

Unutmayın, korku, kaygı ve endişeler içinde yaşamak daha çok sorun yaratır. Bundan 10 yıl öncesine kadar yaşamım boyunca kronik huzursuz bir zihne sahip birisi olarak, ben asla hayal dahi edemeyeceğim zihinsel dinginliğe ve özümde var olan doğal neşeme bu egzersizler sayesinde  kavuştum.  

O halde şimdi ağzınızı kapatın ve burnunuzdan derin bir nefes alıp, gene burnunuzdan uzun uzun ve hiç acele vermeden nefesinizi vermeye başlayın. Göreceksiniz ki, 6. nefesi vermeye başladıktan sonra önce zihniniz, daha sonrada bedeniniz hızla gevşemeye ve rahatlamaya başlayacak ve yersiz kaygı ve endişeler kendiliğinden bedeninizi terk edecektir.

Popüler İçerikler

Sevgilisine Atacağı Fantezi Mesajını Yanlışlıkla Karısına Atan Ünlü Patron İcralık Oldu
Türkiye Kaçıncı Sırada? Bir Ankete Göre En Güzel Kadınların Bulunduğu Ülkeler Açıklandı
Montella Görevini Bırakırsa A Milli Takım'ın Başına Kim Geçmeli?