Sosyal medyada yalnızca kendimizi değil, hayatımıza dair her şeyi paylaşıyoruz. Buna çocuklarımız da dahil! Ancak sosyal medyada çocukların fotoğraflarını paylaşırken biraz daha dikkat etmemiz gerekiyor...
Sosyal medyada yalnızca kendimizi değil, hayatımıza dair her şeyi paylaşıyoruz. Buna çocuklarımız da dahil! Ancak sosyal medyada çocukların fotoğraflarını paylaşırken biraz daha dikkat etmemiz gerekiyor...
Hayatımızın bu kadar içine girmesi de doğal olarak sosyal medyayla alakalı her şeyi normalleştiriyor. Buna küçük bir çocuğun özel hayatı da dahil...
Hiçbirimiz çocukların sahibi değiliz ve onların da bir özel hayatları olduğunu çoğu zaman sosyal medyada paylaşırken unutuyoruz. Yalnızca özel hayat da değil, onların güvenlikleri için de sosyal medyada paylaşım yapmadan önce iki kez düşünmek gerekiyor.
Okuldan dönerken çekilmiş bir fotoğraf size tatlı görünebilir ancak bu fotoğrafta çocuğunuzun üniforması veya bulunduğu konumdan hangi okula gittiği ortaya çıkabilir. Nasıl ki çocuğunuzun nerede okuduğunu, bütün gün nerede bulunabileceğini sokağa çıkıp bağırmıyorsanız, okulunu belli eden fotoğrafları da bu nedenle paylaşmamalısınız.
Gittiğiniz her yeri sosyal medyadaki takipçilerinizle paylaşmak istiyor olabilirsiniz ancak eğer Şeyma Subaşı değilseniz muhtemelen sürekli olarak yer değiştiremiyorsunuz ve devamlı aynı yerlere gidiyorsunuzdur. Bu da kötü insanların çocuğunuza ulaşmasını kolaylaştırır.
Gerçekten hayal gücünüzün tahmin edemeyeceği kadar büyük kötülüklerin olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Sosyal medyada paylaştığınız fotoğrafların kimin eline düşeceği hiç belli olmuyor. Bu nedenle çocuğunuzu hiçbir riske atmamak için üstsüz fotoğraf paylaşmamayı tercih edin.
Çocuğunuzun kimliği, isminin göründüğü herhangi bir belgeyi, isim etiketi olan bir eşyanın fotoğrafını paylaşmamaya özen gösterin. Özellikle de çocuğunuzun herkesin bildiği dışında ikinci bir adı varsa bunu sosyal medyada göstermeyin.
Robot değiliz, hepimizin duyguları var ve bunları bir şekilde dışa vuruyoruz. Kimileri çocuklarda duyguların dışavurumunu komik bulsa da, aslında o sırada en zayıf anlarından birini yaşadığı için buna saygı duymamız ve herkesin görmesini istemeyeceği bu anları sosyal medyada paylaşmamamız gerekiyor.
Birçok anaokulu Instagram hesaplarını aktif bir şekilde kullanırken, çocukların özel hayatlarına dair hassasiyet toplumda geliştikçe Instagram'da çocukların yüzlerini bulanıklaştırmaya karar verdi. Bu oldukça doğru bir karar çünkü her çocuğun özel yaşantısı var. Sırf kendi çocuğunuzla aynı karede yer aldığı için bir başka çocuğu paylaşma hakkınız doğmuyor.
Ne kendi çocuğunuzu ne de başkasının çocuğunu tehlikeye atmamak adına sizi çok da zorlamayacak olan bu maddelere dikkat etmek önem taşıyor.