Ebelerin Ağzından Asla Duyamayacağınız 21 İnanılmaz Sır

Ebelerin doğum sırasında yaptıklarını küçümsemeyin, BuzzFeed'den derlediğimiz maddelere göre inanılmaz zorlu bir işleri var. İşte bir ebenin ağzından ebelik...

1. İnsanların doğum sırasında tek yaptığımız şeyin annenin elini tutmak olduğunu düşünmesi sinirimizi bozuyor.

Tabii ki duygusal destek veriyoruz ama aynı zamanda diplomamız ve derecelerimiz var. IV enjeksiyon yerleştiriyoruz, epidural anestezi yapıyoruz, ensülin infüzyonu yapıyoruz, kan alıyoruz ve tahmin edebileceğiz en mahrem yerleri dikiyoruz.

2. Şaşkınlık duygusu asla bitmiyor.

Yeni bir hayatı gören ve elinde tutan ilk insan olmak nefes kesici bir deneyim. Günümüz ne kadar uzun, stresli ve karman çorman geçse de doğum hiçbir zaman çarpıcı olma özelliğini yitirmiyor. Bir bebeğin dünyadaki yolculuğuna katkıda bulunmak kesinlikle sihirli bir his.

3. Bir 'ebeveynin' doğduğunu görmek de çok güzel.

Birinin bir anda ebeveyne dönüştüğünü görmek gerçekten büyüleyici. Vücut dillerinin bir anda yumuşadığını ve tamamen değiştiğini görüyorsunuz. Sahne anında dramdan çıkıp huzur ve neşeyle doluyor. Gerçekten muhteşem.

4. 'O bakış' için yaşıyoruz.

'O' bakış da bir kadının bebeğini ilk kez gördüğü anki hayret. Her zorluğu yaşamaya değer kılıyor, işimizin bebek yapmamıza engel olmamasının sebebi de bu. Bir kadının doğumdan sonra hissettiği saf neşeyi ve anında gösterdiği sevgiyi çok iyi biliyoruz ve biz de aynısını deneyimlemek istiyoruz.

5. Sorumluluk duygusu çok fazla ve korkutucu.

Bu özellikle ilk ebe olduğunda çok fazla. Bir anda elinde birden fazla insanın yaşamını, sağlığını ve refahını tuttuğunu fark etmek korkutucu. Dünyadaki her türlü eğitimi almış olsan da bu gerçeği daha az korkutucu yapmıyor.

6. Her bebeğin tatlı olduğunu düşünüyoruz.

Bize 'Ne kadar güzel değil mi?' diye sorduğunuzda ve 'Evet.' cevabını verdiğimizden hakikaten böyle düşünüyoruz. Bizim gözümüzde komik görünen bir bebek yok. Bebeklerin çeşit çeşit geldiğini biliyoruz ve ortadaki her çeşit bebeği gördük.

7. Yapabildiğimiz her an bebeklere sarılıyoruz.

Genellikle vaktimiz oluyor, sizi rahatsız etmek istemiyoruz ama bir anne, bebeği birazcık sevgi için size uzattığında kim hayır diyebilir ki? Ayrıca işimizin en güzel kısımlarından biri o özgün 'yeni bebek' kokusu. Bundan araba kokusu filan yapmaları lazım.

8. Kadınlar doğum sırasında kaka yapmaktan aşırı korkuyorlar.

Bunu ne kadar söylesek az: Bizim için önemli değil, alışkınız, ayrıca hayatın bir parçası. Bazı kadınlar bu konuya o kadar çok takılıyorlar ki yeteri kadar ıkınmıyorlar, bu da doğumu uzatıyor. Uzun lafın kısası, lütfen kaka yapın.

9. Bazı partnerler gerçek birer g*t oluyor.

Selfie çekenler, çekip gidenler, sinirlenenler ve tabii Pokemon Go oynayanlar (eşi bu durumu komik bulduğu için bunda sıkıntı yoktu). Bazen doğum yapan kadına bekar bir ebeveyn olsa her şeyin daha güzel olabileceğini söylemek istiyorsunuz. Ama tabii böyle bir şey yapmıyorsunuz. Onun yerine partnerine çıkmasını söylüyorsunuz.

10. İnsanlar sürekli bize bağırır, sık sık da tehdit eder.

Doğumdaki anneler sık sık küfreder, bağırır, sürekli bizi çağırıp bir şeyler isterler ama bunların hepsi kabul edilebilir. Asıl kötü olan partnerleriyle beraber fiziksel olarak agresifleşmeleri, bu düşündüğünüzden daha sık yaşanıyor.

11. Çok kısa bir sürede insanlarla şiddetli, derin bir bağ kuruyorsunuz.

İnsanların en kötü ve en iyi hallerini görüyorsunuz. Ne kadar acelemiz olsa da, düzinelerce kadına koşturmak zorunda kalsak da böyle önemli bir günde birinin hayatında yer edinebilmek çok güzel.

12. Erken doğumlar her zaman zorlayıcı oluyor.

Genelde bu mutsuz anneleri sakinleştirmek için çok vakit harcıyoruz. Erken doğumlar genellikle kötü sonuçlanmıyor ve stresli olmak doğum sırasında yardımcı olmuyor. Ortamı olabildiği kadar pozitif tutmaya çalışıyoruz.

13. Sonbahar en yoğun sezonumuz.

Noel ve yılbaşı sonucunda Eylül ayında bir anda doğum oranı artıyor ve kendimizi bir anda karmaşanın içinde buluyoruz. Yani henüz neşe kaynağı bir bebek yapmaya hazır değilseniz bu partilerde korunun.

14. Bazen doğumda bebekleri ebeveynden ayırmak zorunda kalıyoruz.

Ne yazık ki herkes ebeveyn olmak için yeterli değil. Bazen kadınların mahkeme kararı oluyor, bu da sosyal hizmet görevlilerine bebeği almak için yardım etmeniz ve anneyi rahatlatmanız anlamına geliyor. Ayrıca bazı bebekler eroine ve başka uyuşturuculara bağımlı halde doğuyor ve yoksunluk yaşıyorlar, bunu da izlemek çok zor.

15. Mesailerimiz çook uzun ve neredeyse hiç zamanında bitmiyor.

Değişen rotalarla 9 veya 12 saatlik mesai yapıyoruz. Bu da özel günlerde iznimiz olamayabileceği anlamına geliyor. Ayrıca genellikle uzun mesainin üstüne bir de evrak işleriyle uğraşıyoruz.

16. Neredeyse hiç ara vermiyoruz.

Genellikle 14 saat boyunca öğle yemeği bile yiyecek vaktimiz olmuyor. 5 dakikadan fazla bir yerde oturamıyoruz, o da şanslıysak.

17. Sürekli olarak dava edilme veya lisansımızı kaybetme riskiyle yaşıyoruz.

Doğum sırasında işler ters gidiyor, özellikle şu anki sağlıksız toplumda. Bazı günler elindeki lisansa 'hoşça kal' demiş gibi hissediyorsun.

18. Hamilelik her zaman mutlu sonla bitmiyor.

Bir bebek ölü doğduğunda her zaman trajedi yaşanıyor. Bu güzel bebeklere her zaman iyi bakıyoruz, onları yıkayıp giydiriyoruz, ebeveynleriyle fotoğraf çekiyoruz, isimlik takıyoruz ve minik el ve ayak izlerini çıkarıyoruz, böylece aile sonsuza kadar onu hatırlayabiliyor. Böyle korkunç bir durumu daha katlanılabilir hale getirmeye çalışıyoruz.

19. Çok ağlıyoruz.

Bazen mutluluk gözyaşları oluyor, bazen yorgunluk gözyaşları oluyor, bazen endişe ve hüzün gözyaşları oluyor. Kimse ebe olmanın kolay olacağını söylemedi ama çoğumuz bu kadar zor olacağını beklemiyorduk.

20. Çoğunlukla elimizde verecek bir şey kalmıyor.

Anneleri doğumda desteklemek duygusal olarak insanı tüketiyor. Özellikle uzun bir mesainin sonuna pek de enerjiniz kalmıyor. Arada sırada yalnızca temel desteği verebiliyorsun ve bu da pek iyi hissettirmiyor.

21. Bu bizi her gün geri gelmekten alıkoymuyor.

Hiç istifa etmeyi düşünmedik desek yalan olur, özellikle çok uzun bir mesaiden sonra. Ancak çoğunluğumuz bu işten vazgeçmeyiz. 'O' bakışı kaybetmeyi göze almayız, hele o sarılmaları.

Popüler İçerikler

Kızılcık Şerbeti'nde Yeni Doğmuş Bebeğin Başının Örtülmesi Tepki Topladı
Montella Görevini Bırakırsa A Milli Takım'ın Başına Kim Geçmeli?
ATM’lerde 200 TL Krizi: Fatih Altaylı’dan 5 Bin Liralık Banknot Önerisi