Ebedi Yolculuğana Ekstrem Yerlerde Çıkmak İsteyenler İçin Dünyanın En Sıra Dışı Mezarlıkları

Hayatta kesin tek bir şey var ise o da ölümdür diyerek başlayabilir miyiz? Farklı kültürlerde, farklı coğrafyalarda çeşitli seremoniler ile ele alınan ölüm, 'son yolculuğa uğurlama' genellikle bir mezarlıkta son bulur. Sizler için Mirror.co.uk'den derlediğimiz bu mezarlıklar ise kendini olağanüstü bir yerde ebediyet yolunda bulmuş insanlara özel...

Neptün Anıt Resifi

Dünya üzerinde insan eliyle oluşturulmuş en büyük resif olma özelliğinin yanında, orijinal ismi ile Neptune Memorial Reef oldukça sulu bir mezarlık.

Florida'nın kıyı kesiminde bulunan Key Biscayne açıklarında yer alan resif, kayıp şehir Atlantis'e adanmış bir sanat eseri olarak oluşturuldu.

Okyanus tabanında neredeyse 60 dönümlük bir yeri kaplayan resif, yaklaşık 15 metre derinlikte yer alıyor.

Bu resifi sıra dışı yapan şey ise, ölülerin küllerinin inşaada kullanılan betona karıştırılarak buraya yerleştirilmiş olması. Yakını burada gömülü olan aileler, tüple dalarak onları ziyaret edebiliyor.

Batı Hindistan'ın Ahmedabad kentinde bir restoranın içinde bulunan mezarlar!

Ahmedabad'a yolunuz düşerse, New Lucky Restoran'da bu mezarları görebilirsiniz. Muhtemelen oraya gömüleceklerini, ya da bir restoranın içinde kalacaklarını bu insanlar da hiçbir zaman bilmiyordu. 

Restoran sahibi Krishnan Kutti restoran yapmak amacı ile satın aldığı arazide bir mezarlık bulunduğunu sonradan öğrendi. Mezarları yerinden kaldırtmak yerine, etrafına bir parmaklık çekti.

Restoran içinde kime ait olduğu bilinmeyen yaklaşık 12 mezar var.

Yerel halka göre, bu mezarlar 16. yüzyılda burada yaşamış olan bir Sufi Aziz'in müritlerine ait.

Kutti ise bu mezarların iş yerine şanslı geldiğine inanıyor çünkü restoranı oldukça popüler hale gelmiş ve geliri de oldukça iyi.

Filipinler'in kuzeyinde bulunan Sagada bölgesinde, Igorot kabilesi tabutlarını bir uçurumun eteğine asıyor.

Bu kabile için bin yıldan fazla süren defnedilme geleneklerine göre, her bir kabile üyesi ayrıca tabutunu da kendi yapmak zorunda. 

Daha sonra ise ataları ile birlikte bir uçurumun kenarına asılıyorlar. Tabutlar farklı kişiler tarafından yapıldığı için her biri eşsiz ve çoğu oldukça eski. 

Ölü bedenleri yükseğe asmanın sebebi ise onları yüce ruhlara daha da yakınlaştırabilmek. Ayrıca, batılı inançların aksine Igorotlar ölülerini tabuta anne karnındaki pozisyondaki gibi yerleştiriyor, çünkü insanın dünyaya nasıl geldiyse öyle gideceğine inanılıyor.

Postmodern bir mezarlık arayanlar için, Rossi'den ödüllü 'Küp Mezarlık'

Ünlü postmodern mimar Aldo Rossi'nin 1971 yılında Modena, İtalya'da düzenlenen bir yarışma için hazırladığı bu mezarlık, henüz boş. 

San Cataldo Mezarlığı adı verilen bu mezarlık, küp şeklinde, oldukça simetrik, şehrin sivil toplum ve ölümle olan bağını ortaya koyuyor. 

Fakat tasarlayan mimar Aldo Rossi 1976'da hayatını kaybettiği için buraya henüz kimse defnedilememiş.

Yaşayan ölüler mezarlığı: Capuchin Manastırı

Sicilya Adası'nda bulunan tarihi kent Palermo'da yerin altında 8000'den fazla mumya, görenlerin tüylerini diken diken etmekten öteye gidiyor.  

Palermolu keşişler, 16. yüzyıldan bu yana ölülerin bedenlerini mumyalayarak, doğal kalkerlerin verdiği serinlik ile yer altındaki uzun koridorlarda tutuyor.

Önceleri sadece rahipler için düzenlenmiş bu yer altı mezarları, daha sonra şehir sakinleri tarafından ilgi görmüş ve halk da burada mumyalanmak istemiş. 1599'dan bu yana mumyalanan ölülerin derileri, saçları ve tüm dış uzuvları tamamen korunmuş durumda.

Duvarlardan sarkan mumyalanmış bedenler aynı zamanda turistlerin de ilgisini çekiyor.

Rosalia Lombardo dünyanın en iyi saklanmış mumyası.

Sicilyalı Rosalia 1920 yılında, henüz iki yaşındayken veremden hayatını kaybettikten sonra, babasının isteği üzerine ünlü kimya profesörü Alfredo Salafia tarafından mumyalanmış.

Georgia Eyaleti'ndeki Savannah Havalimanı'ndan havalanırken Richard ve Catherine Dotson'un yalnız ama gururlu mezarlarını görebilirsiniz.

Richard ve Catherine Dotson aslında önceleri burada bulunan geniş mezarlıka gömülüydü. Fakat havalimanını genişletme kararı alan yerel hükumet mezarlığı ölülerin yakınlarından izin alarak başka bir alana taşıdı. 

Fakat Dotson ailesi, bu araziye yakın bulunan arsalarını ve mezarlıktaki yeri zorlanarak satın aldıkları ve oraya yıllarını verdikleri için Richard ve Catherine'in taşınmasına izin vermedi.

Alaska'nın Eklutna kasabasında bulunan St. Nicholas Ortodoks Kilisesi ve mezarlığı, tabuları yıkmak için birebir.

Mezarlık alanında 100'den fazla rengarenk boyanmış ev bulunuyor ve evlerin her biri oyuncak bebek evlerine benziyor.

Burada Rus Ortodoks geleneklerine benzer bir defin işlemi yapılıyor. Ölen kişi önce mezara gömülüyor, mezarın üzerine bir örtü seriliyor. Bir süre sonra bu örtünün de üzerine küçük bir ahşap ev inşa ediliyor. Bu eve ise ruh evi debiliyor ve ailenin renklerinde boyanıyor.

Fakat bu evlere daha sonra bakım yapılmıyor ve yine geleneğe göre çürüyüp toprağa karışmalarına izin veriliyor.

Endonezyalı Toraja kabilesi, ölen bebeklerini büyümekte olan ağaçların kovuklarına gömüyor. Onların doğa tarafından kabul edildiğine inanıyorlar!

Küçük bir çocuğun ölümü gibi trajik bir olay, Toraja kabilesine oldukça sıra dışı bir gelenek kazandırmış. Eğer bir çocuk dişleri çıkmaya başlamadan hayatını kaybederse, bir beze sarılıp genç bir ağacın kovuğuna yerleştiriliyor. Üzeri de palm ağacı lifleri ile kapatılıyor. 

Kabile böylece çocuğun doğa tarafından tekrar kabul edileceğine, doğaya emileceğine ve ruhunun da rüzgar tarafından alınacağına inanıyor.

Popüler İçerikler

Yönetmen İlker Canikligil'in "Kaçak Film" Çıkışına Röportaj Adam'dan Aşırı Haklı Tepki
Askerlerine Cinsel Saldırıda Bulunan Komutana 38 Yıl 70 Ay Hapis Cezası Verildi
Kızılcık Şerbeti'nde Yeni Doğmuş Bebeğin Başının Örtülmesi Tepki Topladı
YORUMLAR
03.04.2019

Rosalia Lombardo ölümünün üzerinden neredeyse 1 asır geçmiş ve mükemmele yakın bir şekilde saklanmış olması fazlasıyla ürkütücü

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ