E-Ticaret Düzenlemesiyle Enflasyonu Yükseltmeyi Başarabilir miyiz? Online Alışveriş Nasıl Etkilenecek?

Gelişen teknoloji ile hayatlarımızda belki de hiç olmadığı kadar yoğun yaşıyoruz. Bize yardımcı olacak bir çok uygulama var ama hiç bir şeye vakit bulamıyoruz. Diğer yandan da 2020'de hayatımıza giren pandemi ile evlere kapanmak hayatımızda bazı şeyleri köklü bir şekilde değiştirdi. Evden çalışmaya, sosyalleşmeye, spor yapmaya, eğitilmeye alışırken, ilk çıktıkları noktadan çok çok farklı yerlerde olan e-ticaret siteleri artık ayrılmaz parçamız oldu. Doğal olarak bu konuda eksik görülen alanlarda da yasal bir düzenleme yapıldı. Bu düzenleme ise şimdilerde uzmanların diline düştü. Bakalım neler demişler?

Önce Türkiye'de online alışveriş/sipariş durumlarına bakalım! TÜİK'in 2022 yılına ait olanı gelecek ay açıklanacak olan yıllık hane halkı teknoloji kullanma araştırması sonuçlarında 10 yıl içinde online alışveriş yapanların ya da internet üzerinden sipariş verenlerin yüzde 8,4'ten yüzde 44,3'e çıktığı görülüyor.

data.tuik.gov.tr

Yine aynı araştırmanın sonuçlarının infografiklerine göre 100 evden 92'sinde internet bulunuyor ve 16-74 yaş aralığında 100 kişiden 83'ü bireysel internet kullanıcısı.

www.aa.com.tr

Ayıca alışverişlerin de yüzde 70,7'si giyim, ayakkabı gibi ürünler. Yüzde 40,8 ise yemek siparişi oluyor. 

Alışkanlıklar bu şekilde evrilirken, yasal düzenleme neler getiriyor?

Yasal düzenleme ilk konuşulmaya başlandığında kimileri haksız rekabet bitecek derken, kimileri de yatırımcı kaçar uyarısında bulunmuştu.

Fatih Altaylı İsyan Etti: Türkiye'nin Önündeki Tek Engeli Açıkladı!

Kısaca yasada öne çıkan düzenlemelere bakıldığında soru işareti yaratan maddeler şu şekilde 👇

  • Şirketler kendi markasını satmak konusunda artık sınırlanıyor. Bu fiziki mağazacılığı destekleyen bir şekilde düzenlemede görülüyor. 

  • Firmaların kendi çatıları altında kurdukları dağıtım ya da kargo firmaları da sadece kendi pazaryerlerinde hizmet verebilecek hale geliyor. 

  • Ürün ve hizmet satışlarında yollar ayrılıyor.

  • Reklam bütçelerine sınır geliyor.

  • Ek vergi geliyor. Lisans ücretleri çift vergi gibi yükleniyor.

  • Satıcı ve platform ilişkilerine gelen düzenlemede ağır para cezaları görülüyor

  • Sahte indirimler konusunda ise düzenlemede satıcının sorumluluğu platformdan fazla oluyor.

Gelelim uzmanların eleştirilerine; Devlet karışması gereken işleri ihmal edip, karışmaması gereken işlere burnunu mu sokuyor?

Prof. Dr. Güven Sak, Mayıs ayının başlarında taslak konusunda teknoloji yatırımlarının ne olduğunu anlatarak işe başlıyor ve önemli iki ifade kullanırken, son ifade de yasa geçtikten sonra bu hafta iletiliyor:

  • Dijital dönüşüm çağında Türkiye’nin hızla büyüyen e-ticaret piyasasını elbette düzenlemesi gerekiyor. Ancak bu düzenlemelerin piyasanın gelişmesini zorlaştırmaması, kolaylaştırması esas olmalı.

  • Büyümeyi engelleyen değil büyüyenin pazar gücünü rakipleri ve müşterileri aleyhine kullanmasını engelleyecek bir çerçeveye ihtiyaç var. Bu tasarı öyle değil. Bu konu ile ilgili Rekabet Kurumu’nun olumlu görüşü alınmışsa. Vaziyet daha da kötü demektir.

  • Kaldı ki son e-ticaret kanunu Türkiye’de devletin karışması gereken işleri ihmal ederken, karışmaması gereken işlere burnunu soktuğunu gösteriyor. Çifte riziko yani. 

Reklam ve yatırım konusunda sıkıntılar dikkat çekiyor.

Ekonomi gazetecisi Vahap Munyar'ın sektörden aldığı bilgilerde iki madde dikkat çekiyor:

  • Türkiye e-ticaret sektörü son 5 yılda, 6-7 milyar dolar düzeyinde yabancı yatırım çekti. En fazla yatırım alan teknoloji şirketlerine baktığımızda Almanya, İngiltere, Hollanda ve İsveç’i değil, Türkiye’yi, Türk e-ticaret şirketlerini görüyoruz.

  • ABD’de Amazon dahil büyük platformlar toplam hacimlerinin içinde reklama ciddi pay ayırıyor. Amazon, ABD’de bütçesinin yüzde 4’üne yakın bölümünü reklama harcıyor. Bu yasa ile büyük oyuncuların reklam harcaması yüzde 2 ile sınırlandırılıyor.

"E-ticaretin enflasyonist etkilerinden bahsedeceğiz pek yakında"

Prof. Dr. Emre Alkin piyasadaki düzenlemenin rekabet kuralları içinde olmasına dikkat çekerken, Atatürk'ün İzmir İktisat Kongresi'ndeki 'Şahsi menfaatlerin toplum menfaatleri üzerine çıkmaması için devletin düzenleme yapması esastır ve devlet görevlerini piyasa kurallarına saygılı olarak yapmalıdır.' sözlerini hatırlatıyor ve enflasyonist etki diyor:

Meclis Komisyonundan eşine az rastlanacak hızda geçen ve kanunlaşan metne göre firmalar işlem hacmine bağlanan lisans bedeli ödeyecekler. Metinden anladığım kadarıyla hacim yükseldikçe lisans bedeli de oransal olarak artıyor. Adeta bir çifte vergilendirme diyebilirim. Bu durumda e-ticaretin enflasyonist etkilerinden bahsedeceğiz pek yakında. Sürekli artan vergi ve kesintilerin fiyatlara yansıdığını sayısız örnekle test ettik sanıyorum.

Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu da bugün köşesini e-ticarete ayırıyor ve bakın bu düzenlemede dikkat çekilen kısım ne oluyor? Enflasyon!

E-ticaret tam rekabetçi piyasa koşullarına en fazla yaklaşan örneklerin başında gelmektedir. Bu konuda çok sayıda akademik çalışma yayınlanmıştır. Çalışmaların tamamı tüketici refahını arttıran, verimliliği arttırarak hem büyüme hem enflasyonu olumlu etkileyen sonuçlara ulaşmaktadır. 

E-ticaret çok büyük bir potansiyele sahip. Elbette sektörlere yönelik düzenleme ve tedbirler, piyasaların sağlıklı işlemesi açısından önemlidir. Fakat bu düzenlemelerin rekabeti arttırıcı, mikro ve makro anlamda refahı ve etkinliği yükseltici yönde olması beklenir. Bu yasanın tekrar gözden geçirilmesinde, özellikle enflasyon ile mücadele etmemiz gereken bir dönemde, büyük fayda olduğunu düşünüyoruz. Kaynak: Dünya

Popüler İçerikler

Askerlerine Cinsel Saldırıda Bulunan Komutana 38 Yıl 70 Ay Hapis Cezası Verildi
"Bir Evim Varsa Onun Sayesinde": Hakan Meriçliler'den Vural Çelik Tartışmasında Gülse Birsel'e Büyük Destek!
Kılıçlı Yemin Olayında Yeni Gelişme: Teğmenlerden Sonra Komutanlar da Disipline Sevk Edildi