Duymadık Demeyin! Aşklarıyla Tarihe Yön Veren En İkonik Çiftler

Yoksa tarih tesadüflerden mi ibaret? Hayatı farklı yerlerde başlayan bu insanların yollarının bir şekilde kesişmesi, dünya tarihinin akışını nasıl değiştirmiş, gelin birlikte bakalım;

Kaynak: History's top ten power couples

1- Batı Avrupa'daki son Müslüman kalesini yenen ve keşif çağının kapılarını aralayan güçlü çift: Isabella ve II. Ferdinand!

Yaklaşık yarım asır süren evliliklerinde Kastilyalı Isabella ve Aragonlu II. Ferdinand, İspanyayı 15. yüzyılda baskın bir güç haline getirmek için el ele vermişti. İspanya'yı siyasi ve dinsel anlamda birleştiren çift, Batı Avrupa’daki son Müslüman kalesini de yenmişti. İkili sonrasında Kristof Kolomb’u destekleyerek İspanyol İmparatorluğu’nun temelini atan keşif çağını başlatacaklardı...

2- Tarihin akışını değiştiren bir adama yalnızlığını unutturan tek aşk: Büyük İskender ve Hephaestion...

Tarihin akışını değiştiren isimlerden biri de şüphesiz ki Büyük İskender. İskender, aynı zamanda çocukluk arkadaşı da olan generali Hephaestion ile çıktığı seferler sonucu, bilinen dünyanın tüm kültürel yapısını değiştirmişti. Makedonya'dan Hindistan'a kadar çıktığı bu yolculukta, tüm dünyayı Yunan kültürü altında birleştirdi. Ancak birçok tarihçi bu yolculuğun Hephaestion olmadan tamamlanamayacağı konusunda hem fikir. Çünkü bu stresli hayat içinde İskender'in kendini yegane mutlu hissedebildiği yer, aşık olduğu Hephaestion'un yanıydı!

3- Ayasofya'yı inşa ettiren, Konstantinapolis'in unutulmaz çifti: Theodora ve I. Justinianus.

Eski bir aktris olan Theodora ve halktan biri olan I. Justinianus, 6. yüzyılda Doğu Roma İmparatorluğu’na hükmetmeye kadar yükseldiler. Theodora, zamanının en güçlü kadınlarından biri haline geldi ve kocası, çoğu yerel meselede eşinin danışmanlığına güvendi. Birlikte, Nika ayaklanmasını bastırdılar, kadın haklarını iyileştirdiler ve bir zamanların İstanbul'u Konstantinopolis’te, Ayasofya gibi şehrin en ikonik yerlerinden bazılarını inşa ettiler.

4- Bir anlaşma ile başlayan, sonrasında Shakespeare'e konu olacak kadar büyüyen bir aşk öyküsü: Kleopatra ve Julius Sezar!

21 yaşındaki Kleopatra, 52 yaşındaki Julius Sezar arabulucu olarak Mısır’a geldiğinde, taht için küçük erkek kardeşi ile düşmanlık içindeydi. Rivayete göre kraliçe, Roma liderine verilen katlanmış bir halıya kendini gizlemişti. Halıdan çıkan kraliçe, Sezar'la ittifak olmaları için güçlü bir anlaşma ortaya attı: Sezar'ın orduları onu tahta geçirebilirse, Kleopatra'da serveti ile Sezar'ın Roma’daki iktidara dönüşünü finanse edebilirdi. Büyülenip ikna olan Sezar, bu anlaşmayı destekledi ve kraliçenin sevgilisi oldu. Ortaklık, Kleopatra’nın bir de üstüne erkek evlat doğurmasından sonra oldukça verimli görünüyordu, ancak Sezar'ın MÖ 44’te suikaste uğraması işleri aksatacaktı...

5- Fransa'nın tarihine değiştirecek güçte bir ikili: Napolyon ve Josephine

Mutsuz bir evlilik ve neredeyse giyotine yollanma macerasından sonra Madame de Beauharnais, 1794’te hayatta olduğu için şanslıydı. On yıl sonra Beauharnais, Fransa imparatoriçesi ve Napolyon Bonapart’ın karısı Josephine olarak daha iyi bilinecekti. İkili, fırtınalarla dolu bir ilişki sürdürürken, aynı zamanda büyük bir imparatorluğa hükmettiler. Napolyon 1810’da Josephine’den boşandı, çünkü kadın ona bir varis verememişti, ama aralarını iyi tutmaya devam ettiler. 1821’de ölüm döşeğinde Napolyon’un son sözlerinin “Fransa, ordu, ordu başkanı, Josephine” olduğu söylenegelir...

6- Hala Tac Mahal'in duvarlarında yaşayan bir aşk: Şah Cihan ve Mümtaz Mahal...

17. yüzyıl Babür imparatoru Şah Cihan’ın saltanatı, en ünlüsü üçüncü karısı Mümtaz Mahal’ı onurlandırmak için inşa ettiği Tac Mahal olmak üzere, mimari başarılarıyla tanınıyor. 1612’de Şah Cihan, ölümünden sonra adına anıt yaptırdığı Mümtaz Mahal ile evlenmişti. Tartışmasız en sevdiği yoldaşı olan Mahal, ne yazık ki 1631’de doğum yaparken öldü...

7- Özgürleşme yolunda birleşen iki hayat: Anna Murray ve Frederick Douglass

Kölelik karşıtlığının önde gelen isimlerinden Frederick Douglass, özgürlüğünü karısı Anna Murray’in kollarında bulmuştu. Maryland’de doğan Anna, kölelikten kurtulan ebeveynlerinin 12 çocuğundan özgür doğan ilkiydi. Para kazanmak için 17 yaşındayken Baltimore’a taşınan Anna, 1838’de köleleştirilmiş olan Frederick ile tanıştı. İkili bir birine aşık oldu ve Anna, Frederick’e New York’ta özgür olması için yardım etti. Çift sonrasında Amerika Birleşik Devletleri’ndeki köleliği sona erdirmek için yazılar yazdılar ve  konuşmalar düzenlediler. Ayrıca, Yeraltı Demiryolu’nda bir durağın ev sahibiydiler.

8- Modern sanata yeni bir soluk getiren çift: Gertrude Stein ve Alice B. Toklas

İki kadın, Toklas (solda) 1907’de Fransa’ya geldiğinde aşık oldular. Ünlü bir oyun yazarı, şair ve romancı olan Stein (sağda), zaten uzun bir zamandır Fransa'da yaşıyordu. İki kadın birlikte 27 rue de Fleurus’a taşındılar ve orada yaşamaya başladılar. Picasso, Hemingway, Matisse ve Fitzgerald gibi isimler, onların ortaklığını isteyen aydınlardan sadece birkaçıydı. Salonlarındaki toplantılarında, modern sanatı ve edebiyatı şekillendirecek olan çift, gelecek kuşaklara bu anlamda muazzam bir miras bıraktı.

9- İki büyük sanatçının aşk ve acı dolu öyküsü: Frida Kahlo ve Diego Rivera.

20. yüzyılın en önemli görsel sanatçılarından ikisi olan Frida Kahlo ve Diego Rivera, zıt kutupların bir birleşimi gibiydi. 1929’da Frida 22 ve Rivera 42 yaşındayken evlendiler. Frida minyondu, Diego ise eşinden çok daha büyüktü, bu yüzden onlara “güvercin ve fil” lakabı takılmıştı. Rivera, duvar resimleri ve freskler gibi büyük alanlarda çalışıyordu. Karmaşık portrelerin ve anlaşılmazlığın ustası olan Kahlo ise daha küçük şeylerle çalışıyordu. Dışarıdan bakıldığında uyumsuz gibi görünen bu çiftin, ilişkilerindeki tüm iniş çıkışlara rağmen birbirlerine olan aşkı su götürmez bir gerçekti.

10- Radyolojiyi kuran ve bu yolda bir ömür harcayan çift: Marie ve Pierre Curie.

1891’de Maria Sklodowska ve Pierre Curie, Fransa’nın Paris kentindeki Sorbonne Üniversitesi’nde okurken tanıştılar ve 1895’te evlendiler. Marie Curie, Toryum'un radyoaktif özelliğini keşfedip, radyumu ayrıştırarak, radyoloji bilimini kurdu. İkilinin çalışmaları meyvesini, 1903’te onlara Nobel Ödülü kazandırarak verdi. Ancak bu süreçte, ne yazık ki Marie aşırı dozda radyasyona maruz kalması sonucu kan kanserine yakalanarak hayata gözlerini yumdu...

Bu içerikler de ilginizi çekebilir;

Onların Değeri Bilinmedi! Tarihte Arka Planda Kalmış 15 Önemli Kişi
Onlar Tarihin En Etkili İnsanları! Dünya Tarihinde İnsanlar Üzerinde Büyük Önemi Olan 15 Kişi
Mideler Altüst! Tarihin Derinliklerinde Kaybolmuş Birbirinden Tuhaf 15 Bilgi

Popüler İçerikler

"Bir Evim Varsa Onun Sayesinde": Hakan Meriçliler'den Vural Çelik Tartışmasında Gülse Birsel'e Büyük Destek!
Teğmen Ebru Eroğlu İle İlgili Skandal Karar: Küfür ve Taciz İfade Özgürlüğü Sayıldı
Montella Görevini Bırakırsa A Milli Takım'ın Başına Kim Geçmeli?
YORUMLAR
13.11.2021

frida o ayı yoginin neresini sevmiş o kadar da tarihe geçmişler, filmlere konu olmuşlar. onu öylesine de üzmüş değer mi o adam için..

ailesinde göremediğini onda gördü ondan olabilir mi diye düşünüyom şefkat falan

13.11.2021

11. Ben ve boşandığım karılarım...

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ