Duygusal Zekanızı İkiye Katlayıp Hayatınızda Yepyeni Bir Sayfa Açmanızı Sağlayacak 11 Tüyo

Daha önce yayınlandığımız bir içerikte duygusal zekanızın genele oranla ne durumda olduğunu kabaca anlama fırsatı sunmuştuk. Sizin de düşündüğünüz gibi, duygusal zekanızın ne düzeyde olduğunun aslında bir önemi yok. Önemli olan duygusal zekanızı nasıl kullanabileceğiniz ve bu sayede sosyal ilişkilerinizde ve iş hayatınızda nasıl maksimum verimi sağlayabileceğiniz. 

İşte bu yüzden, sizlerle duygusal zekanızın sınırlarını aşmanızı sağlayacak, sizi ilişkilerinizde çok daha olumlu algılanan bir insana dönüştürecek bu 11 tüyoyu paylaşmak istiyoruz. 

Unutmayın, önemli olan duygusal zekanızın ne kadar keskin olduğu değil, sahip olduğunuz duygusal zekayı nasıl kullandığınız.

1. Başkalarının söylediklerine kulak asın.

Anlamadığınız problemin üzerinde çalışmak güçtür. Duygusal zekayı en önemli kılan noktaysa iyi bir farkındalığa sahip olmaktır.

2. Başkalarının eleştirilerinden rahatsızlık duymayın! Onları bir rehber olarak kullanın.

Kimileri kendi farkındalıklarına sahip olmaya doğuştan yatkındır, diğerleri ise başkalarından aldıkları geribildirimlerle bu açığı kolayca kapatabilir! Arkadaşlarınız, dostlarınız, yöneticileriniz ya da iş arkadaşlarınız.. Onların yorumlarını kendinize yararlı bir rehber haline getirmenizin hayatınızın her alanında işe yarayabileceğini göreceksiniz!

3. Söylediklerinizin ve yaptıklarınızın etkisi her zaman düşündüğünüz yönde olmayabilir!

Duygusal zeka konusunda başarılı olmayanlar, sözlerinin ve hareketlerinin insanların üzerinde ne kadar büyük bir etkisi olabileceğinden haberdar değillerdir. Kendi kastettikleriyle başkalarının anladıkları arasındaki farkı anlamakta güçlük çekerler.

4. Söylediklerinizin nasıl anlaşılabileceğini bir düşünün.

Perspektif her şeydir. Tıpkı bu fotoğraftaki gibi, sözleriniz de farklı açılardan çok farklı algılanabilir. 

Birkaç örnek vermek gerekirse: 

Söylenen: “İşi bitirdik ya, siz ona bakın.”

Anlaşılan: “Benim için önemli olan tek şey sonuç, sizin ne hissettiğinizi umursamıyorum.

Söylenen: Bunu ben bile anlıyorsam sen de anlamalısın.

Anlaşılan: Benim kadar (bile) zeki değilsin.

Söylenen: Bunda büyütülecek ne var anlamıyorum. 

Anlaşılan: Senin ne hissettiğini umursamıyorum.

5. Sizin için “teselli” gibi gelebilecek bir ifadenin başkaları için yaralayıcı olabileceği ihtimalini gözden kaçırmayın.

Demek istediğiniz ne olursa olsun, kelimeleriniz bunu aktarıp

aktaramayacağınızı gösterecek tek şeydir. Üslubunuza dikkat edin ince eleyip sık dokuyarak konuşun. Böylelikle sadece duygusal zekanızın değil zekanızın da daha yüksek algılacağını görebilirsiniz.

6. Başkalarıyla iletişime geçmeden önce kendinizle iletişime geçip sorular sorun.

Öyleyse bundan sonra etkili iletişime geçmeniz gereken biriyle ya da bir grupla karşılaşmadan önce kendinize şunları sorun: Bu insanlara nasıl bir mesaj vermek istiyorum? Nasıl biri olarak algılanmak istiyorum? Nasıl bir izlenim bırakmak istiyorum? 

Kelimelerinizi bu sorunun yanıtlarına uygun seçmeniz çevrenizde gözle görülür bir değişiklik yaratabilir.

7. Kendi duraklat butonunuza basacağınız zamanı bilin.

Örneğin bir tartışmada duygularınız size bir şeyler anlatmak istiyorsa genelde bunu fiziksel olarak hissedebilirsiniz. Belki kalp atışlarınız hızlanır belki adrenalinin vücudunuzda gezdiğini hissedersiniz belki de yavaş yavaş sinirleniyorsunuzdur. Bu esnada kendinize zaman tanıyın. Durun ve tam olarak neyi neden hissettiğinizi sorgulayın.

8. Diğerlerini dinlerken tepkiye geçmeden önce duraklat tuşunuza basın.

Sadece dinleme süreniz bile karşınızdakinin kendini anlaşılmış hissetmesinde etkilidir. Bu, suskun kalmakla aynı şey değildir, sadece karşınızdakinin fikrini tam olarak aktardığına emin olana kadar beklediğinizi gösterir.

9. Kendinizi karşınızdakinin yerine koyun.

Empati yapmak iletişimin en önemli parçasıdır. Bu öneriyi bütünüyle gözardı edenler kadar benimsemiş olanların da sıkıntı çektiğini görürüz. Bunun da basit bir açıklaması var aslında.... (bir sonraki madde)

10. Kendinizi diğer kişinin yerine koyarken kendiniz olmayı unutmayın.

Hayat kurtarırken bile ilk kendi hayatınızı kurtarmanız gerekirken, kendi görüşünüzü savunmadan başkasını anlamaya çalışmanız vakit kaybı olacaktır. 

Yapmanız gereken iki tarafın da perspektifini algılayabilmektir, bakış açılarınızdaki farklılığı ve bu farklılıkların olası çözüm yollarını bulmanız ancak bu şekilde mümkün olur.

11. Duygusal zekanızı geliştirmek, vücut geliştirmek gibidir. Sadece zamanla ve düzenli olarak pratik yaptığınızda farkı hissedersiniz.

Popüler İçerikler

Almanya’da Noel Pazarına Saldırı: Saldırgan Suudi Arabistan Vatandaşı Bir Doktor Çıktı!
İstanbul Bağcılar ve Ataşehir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Okullarda Yılbaşı Kutlamasını Yasakladı!
151 Gündür Oğlu Fatih'i Arayan Baba Esra Erol'a "Bulamıyorsan Müge Anlı'ya Çıkalım" Deyince Ortalık Karıştı
YORUMLAR
31.01.2016

İçerik 1. yazilanla celiskili degil mi? Başkalarının soylediklerine kulak asmayın diyip bize uygulamanız gereken şeyler söylemek. Neden bunlara kulak asayim o zaman

01.02.2016

kulak "asın" demiş galiba

31.01.2016

Ohooo bunlardan birini yapsak rahatız demektir. Zor..

01.02.2016

niye duygusal zekamızı ikiye katlayak ya bi duygusal zekadır gidiyo

01.02.2016

ıqları düşük olduklarından kendilerini böyle tatmin ediyrlar..mesele benim eq seviyem 80 ıq 157..eq seviyemin düşüklüğü beni ilgilendirmiyor,hayatıma bi katkısı yok çünkü.

TÜM YORUMLARI OKU (16)