Üzerinde düşünsel deneme yaptığımız formül, en çok da sade yaşamın güzelliğini fark etmekte işe yarar. Örneğin evdeki dekorasyon ürünleri, giysi dolabında yıllardır çaresizce giyilmeyi bekleyen giysiler, nasıl olsa kullanılır diye alınan ama bir köşede anlamsızca depolanan eşyalar…Alınırken ‘Buna gerçekten ihtiyacım var mı?’ diye sorulmadıysa, şimdi ‘Eksildiğinde yaşamımdaki anlam bozuluyor mu? Bozmak bir tarafa anlamı güçlendiriyor mu?’ soruları sorulabilir. ‘Az, çoktur’ sözü, konuyu oldukça özlü bir şekilde açıklıyor (Less is more - Mies Van Der Rohe).
Konumuzla ilgili olarak reklamcılıkta kullandığımız bir söz daha vardır: Uzun yazmak tembel işidir! Bir konuyu ne kadar özlü şekilde anlatabiliyor ya da yazabiliyorsak, o denli konuya hakim olduğumuzu ve etkili şekilde ifade ettiğimizi söyleyebiliriz. İş alanımız ya da ilgi alanımız ne olursa olsun, uyguladığımızda bizi yükseltecek olan formülümüz için yine aynı soruları soralım: Çıkardığımda anlam bozuluyor mu? Eksikliği anlamı daha da güçlendiriyor mu?. Bir sunum ya da rapor hazırlarken, bir yazı yazarken, bir hikaye anlatırken bu formül uygulandığında ne kadar işe yaradığı kolaylıkla fark edilebilir. O halde daha fazla uzatmıyorum, sıradaki yazıda buluşmak dileğiyle!
*Reklamcılıkta eksiltme konusu için Reklamın Şifresini Kırmak kitabına bakılabilir.
Instagram
Twitter
Eksildiğinde yaşamımdaki anlamı bozmayan hatta anlamı daha da güçlendireceğini düşündüğüm tüm kişi, iş, düşünce ve duyguları eksiltmeye bu yılın başında başladım. Duygu hocamızın da dediği gibi, bu eksiltmeyi kontrollü bir şekilde yaparsak, iyi düşünüp doğru kararı verirsek kuş gibi hafifleriz ve huşu içinde bir hayat süreriz :)