Duygu Aydın Yazio: Öze Dönüş: İnziva

Yalnız kalmak, kendini dış dünyadan soyutlamak anlamlarına gelen inziva, bireysel olarak deneyimlenebildiği gibi son yıllarda artan popülaritesiyle toplu olarak kamplarda deneyimlenir hale geldi. Her güzel şey gibi bunu da tüketim toplumuna kurban verdik mi? sorusunu kenara iteleyerek, samimi yolculukların deneyimlerini aktaracağım. 

İnziva kampları farklı yaklaşımlarla düzenlenebiliyor. En bilinenleri yoga ve nefes odaklı olanlardır. Meditasyon çalışmaları tamamında yer alır. İnzivadaki sessizlik/yalnızlık düzeyi yaklaşımlar arasındaki belirgin farklardan birini oluşturur. Doğu bilgeliğinde yer alan satsang ve benzeri inzivalar, ustanın enerji alanında bulunarak gerçekleştirilen ve inzivanın yani kendini dış dünyadan soyutlamanın hakkını tam veren uygulamalardır. Kalp açıklığıyla ve sezgilerle çıkılan bu hakikat yolculuğunda hedef, zihni sessizleştirmektir.

Çemberin dışına çıkabilir misin?

Doğduğumuz andan itibaren bize tanımlanan rollerimiz, ihtiyaçlarımız ve sorumluluklarımız var. O anne ve babanın çocuğu olmak, falanca ailenin mensubu olmak, yaşadığımız bölge, sosyalleşme alışkanlıklarımız, aldığımız eğitimler, üzerimize giydiğimiz kültür, iş yaşantısı… Bunların hepsi bize bir kimlik kazandırdı ve bunlardan tamamen izole edilmiş bir yaşamı hiç deneyimlemedik. İhtiyaçlarımız ve sorumluluklarımız, kimliğimize, alışkanlıklarımıza, yaşam biçimimize, etrafımızdaki insanlara, işimize ve sınırlarımızın içine alabildiklerimize göre şekillendi.

Bu çemberden çıkmak mümkün mü? Bu çemberden çıkmak gerekli mi? Elbette bu çemberden çıkmak mümkün değil ancak, bilgelik öğretilerine göre, hakikat yolculuğunu deneyimleyebilmek için bu çemberi fark etmek ve fark ediş olarak çıkmak gereklidir. Hakikatimizde bize biçilen roller ve yapıştırılan etiketler değiliz. İhtiyaçlarımız ve sahip olduklarımız hiç değiliz. Bu fark ediş zihinsel olarak, düşünerek anlaşılamaz. Sezgisel olarak hissedilebilir. Dolayısıyla yaşadığımız çemberin düşünme biçimiyle ve telaşesiyle bu farkındalığa ulaşmak mümkün değildir. Soyut hakikatimizi anlamamızı sağlayacak deneyimler gereklidir. Meditasyon bu deneyimlerin temeli, inziva ise yoğunlaştırılmış halidir.

Soyut hakikatimizde ihtiyaçsız, sorumluluklar olmadan, kendiliğinden oluşu ve akışı bize fark ettirecek bir deneyime bugünkü yaşam koşullarımızda ancak inziva disipliniyle ulaşabiliriz. Hiçbir ihtiyaç ve sorumluluğun olmadığını yalnızca düşünmek dahi bilincimizde çarpıcı bir etki yaratırken, deneyimlenmesi bir dönüşümün başlangıcıdır. Ama... diye başlayan soruları duyar gibiyim, evde bekleyen çocuklar var, bitirilmesi gereken işler, ödenmesi gereken faturalar ve daha birçok şey var. Evet bunlar var, anda kalma ve akışta yaşama deneyimi zenginleştiğinde hissedilen yükü hafifleyen dünyevi gerçeklerimiz var. Meditasyon ve inziva türü uygulamalar dünyayı inkar etme, kaçış ya da boş vermişlik gibi algılanıyorsa, hiç anlaşılmadığını söyleyebiliriz. Tekrar vurgulamak gerekir ki, bunlar düşünerek değil ancak deneyimlenerek anlaşılabilir.   

İnziva programı, alışılmış yaşam çemberinin dışına çıkarabilmek için bilinci disipline eder. Doğa içerisinde organize edilen programlar bir yandan doğaya uyumlanmayı sağlarken, kişiler zihinsel faaliyette bulunmalarına neden olacak tüm uyaranlardan olabildiğince izole edilirler. Dış dünyayla bağlantı sağlayan cihazlar, saatler vb erişim dışı bırakılır. Birkaç gün sessizlik ve zihinsel dinginlik içerisinde yaşayan kişiler, başta çekindikleri zorlukların aksine kendiliğinden ortama uyumlanır. İnzivaya uyumlanabildiğini fark eden kişi devam eden yaşantısında zihnini sessizleştirebilmeyi ne kadar sıklıkla uygularsa, akışta yaşama deneyimi o denli kalıcı hale gelir.

Neden inzivaya çekiliyorum?

İnziva deneyimlerine sahip insanlarla yaptığım görüşmelerden derlediklerimi aktarıyorum. 

Boşluk ve doğaya uyumlanma

“Günlük yaşantımda hiç deneyimlemediğim bir şeyi deneyimledim. Cep telefonu, saatler ve iletişim sağlayan tüm cihazlar alındığında sanki bir boşluktaymış hissi yaşanıyor. Kuş seslerini, ağaçları, doğal ortamı bu boşluk hissinin etkisiyle kendinin bir parçası olarak görmeye başlıyorsun.”

Kendinle baş başa

“Senden yapmanı istedikleri hiçbir şey yok, hiçbir sorumluluğun da yok. Kendinle baş başasın. Bu dünyaya doğduğumuzdan itibaren bize dayatılan sorumluluklarımızın tam aksine, bir şey yapmanın gerekmediği bir ortama girince sudan çıkmış balık gibi afallıyorsun.”

Sezgisel akış

“Ruhsal olarak çok güçlendiğini hissediyorsun. Pozitif duygularla anda kalma deneyimi yaşıyorsun. Bu birkaç gün üst üste sürdüğü zaman artık bedeninin ve ruhunun bir parçası haline geliyor bu ortam ve başka şeyler hissetmeye başlıyorsun. 5 duyunun dışında şeyler. Sezgisel bir akış başlıyor.”

Varoluşun kalbinde

“İzole bir ortamda konuşmak yok, konuşmaya ihtiyaç yok. Herhangi bir ihtiyacın da yok zaten. Dünyada hiç bulamayacağın bir ortam yaratılıyor sana. İşe git, öğle yemeği ye, çalış, toplantı yap, akşam yemeği ye, alışveriş yap vs. bunlar olmadığı zaman alıştığımız uyaranlar ortadan kalkıyor. Hiçbir haber almıyorsun, seni rahatsız edecek dikkatini çekecek hiçbir mesaj yok, arkadaşların, eşin dostun yok, yalnızca sen varsın. Varoluşun kalbindesin.”

Çabasızlık

“Bu fark edişi yaşamak için inzivaya katılmak gerekiyordu. Başka türlü olabilseydi zaten sürekli yapardık. Kendine nefes alma imkânı yarattığın tüm ortamlarda bir şekilde kişilerle, dış uyaranlarla iletişim halinde olunuyor. Burada konuşmaya ihtiyaç yok. Çan çalıyor anlıyorsun ki yemek vakti, çan çalıyor anlıyorsun ki ders var, her şey kendiliğinden ve akışta gerçekleşiyor.”

Kendine giden yolu anlamak

“Kampa girerken telefon ve saatler alınınca çıkışta onlarca yüzlerce mesaja, aramaya, haberlere telaşla dalacağımızı düşünüyorduk fakat inzivaya o kadar akışta alışıyorsunuz ki, çıkışta telefonum elimde olduğu halde 4-5 saat hiç bakmak istemedim. İnsan dünyadan kopuşa alışabiliyormuş onu fark ettim. Elbette dış dünyaya dönecektik, burada önemli olan kendine giden yolu olabildiğince anlayabilmek.” 

Bir başka olasılık yolculuğunda buluşmak dileğiyle!

Instagram

Twitter

Popüler İçerikler

"Aşk Solcudur..." Kızılcık Şerbeti'nde Deniz Gezmiş Anıldı
Kadınlarla Kafayı Bozan Sözde Hoca Bu Kez de "Karını Bize de Evde Oynat" Sözleriyle Tepki Çekti
Almanya’da Noel Pazarına Saldırı: Saldırgan Suudi Arabistan Vatandaşı Bir Doktor Çıktı!