Haklısın, her şey klişe haline geldi. Mutluluk içimizde, kendini sev, istersen olur demli sözleri duymaktan sıkılmış olabilirsin. Ne söylendiğinin değil, nasıl söylendiğinin daha fazla önemsendiği bu düzende, sana söylenenleri söyleyenin imajı ve kendi algıların sınırlarında alıyorsun. Bu sınırların ve kriterlerin de zamanla değişecek. O nedenle gel biraz daha içeriğe odaklanalım. Her şey gerçekten içimizde. Biz içimizde nasılsak dış dünyamız da zamanla buna evrilir. Yolunda yalnız yürümeyeceksin, sevdiklerinden ve başkalarından destek alacaksın olması gerektiği gibi ancak, bilmelisin ki gücünün biricik kaynağı daima sensin ve bunun verdiği özgürlük hissine paha biçilemez. Kendine sarsılmaz bir inanç inşa edene kadar kavşaklarda büyüklü küçüklü sınavlar bekliyor olacak. Gücünü kendinden almayı öğrendiğinde yoluna düşen taşları daha kolay kaldırabileceksin. Boş bir özgüvenden söz etmiyorum. Hatalar yaparak öğreniriz, hiçbir zaman tam olmayız. Dışarıya bağımlı olarak harcayacağın çabayı ve zamanı, kendini ve üretimlerini geliştirmek için harcadığında, başkalarına göre yaşamak zorunda olmadığını fark edersin. Neyi fark edersen o olursun! İçindeki özgürlüğe odaklanırsan özgür olursun, seni mutlu eden şeyleri fark etmeye odaklanırsan onları çoğaltırsın. Bugün odaklandığın, yaptığın, okuduğun ve öğrendiğin her şey, gelecekteki sensin.
2. Mucizeleri uzakta arama.
Hayranlık uyandırıcı bir beynimiz varken, mucizeleri uzakta aramak anlamsızdır. Beynimizi her gün aynı şekilde çalıştırırsak aynı bilişsel seviyede kalırız. Oysa ki, her yeni bilgide yeni sinaptik bağlantılar kuran, küçücük bir bilgiyle bile katbekat yeni düşünce üretebilen bir hazineye sahibiz. Sen istedikçe öğrenen, gelişen ve dönüşen bir enerjiye sahip olmak mucizenin kendisidir.
3. Sen sorduğun sorular ve kurduğun hayallersin.
İnsanın gelişmişlik kapasitesi özellikle bu üç konuyla ilişkilidir. Merak ettiğimiz, sorduğumuz ve hayal ettiğimiz kadarız desek yeridir. Meraklar yeni sorulara, sorular yeni meraklara, sonra hayallere ve bir bakmışsın hepsi hayatına dönüşmüştür. Başkalarının hayallerini değil, kendi hayallerini gerçekleştirmek için merak ettiğin konuların çeşitliliğini artırmalı ve durmaksızın sormalısın. Cevapları mutlaka gelir. Hatırlayabilirsen çocukken en sevdiğin şey hayal kurmaktı. Ne yaşarsan yaşa, kaç yaşına gelirsen gel, bundan vazgeçme. Bugün sorduğun sorular ve kurduğun hayaller gelecekteki sensin.
4. Kendini ifade etmenin ve yapmanın gücüne inan.
Kendini ifade etmeyi hem kişiler arası iletişimde ifade etmek, hem de eserlerini üretip ortaya koymak şeklinde anlayabilirsin. Potansiyelini gerçekleştirmenin yolu buradan geçiyor. Aynı zamanda içsel huzur ve tatminin yoludur. Kendini ifade etme güçlükleri özgüven eksikliği, engellenme, mükemmeliyetçilik gibi birçok nedene bağlı olabilir. Bunları aşmak konusunda kişisel gayretin gücüne inan. Bir şeyi yapmanın önünde engel olarak gördüğümüz bariyerlerin çoğu, bizim onları engel olarak görmemizden kaynaklanır. Ufak adımlar yöntemi her zaman işe yarar. Kendini ifade ettikçe ve yapmak istediklerini adım adım yaptıkça hızla geliştiğini göreceksin.
5. Hayat limon veriyorsa limonata yap.
Hayat bazen çok kısa, bazen çok uzun, bazen çok keyifli ve bazen çok tatsızdır. Bu algısal farkın belirleyicisi sadece karşılaştığımız olaylar değildir. Bakış açımız, deneyimlerimizin zenginliği ve bizde yarattığı tatmin de limonun yolculuğunu belirler. Sevdiğin şeyleri yaparken ve sevdiğin insanlarla bir aradayken hayat zaten limonatadır. Zorluklar ve zorunluluklarla karşılaştığında süreci ve sonucu belirleyecek soruyu sorabilir misin? Bundan limonata olur mu?
Ne.