Bir filmi izleyip araştırdığımızda o film ve çekim süreci hakkında çok şey bildiğimizi düşünürüz ancak izlediğimiz filmlerin altında yatan gerçekleri tam olarak bilemiyoruz. Sadece bizle paylaşılan gerçekleri bilsek de aslında perde arkasında daha çok şey var. Oyuncuların sahneleri çekerken ölüm tehlikesi yaşamalarından tutun yaşadıkları tüyler ürpertici olaylara kadar birçok bilgiyi bulabileceğiniz bu içeriği hazırladık.
Robins, Fright'a palyaçonun uzatılan kolunun boynuna nasıl takıldığını şöyle anlattı: 'Yatağın altında dar, kapalı bir alandaydım sanki araba kazası gibi hissettirdi. Tam olarak ne olduğunu hatırlamıyorum bile. Steven, bu durumu gördü ve beni oradan hemen uzaklaştırdı. Aksi halde ne olabilirdi kim bilir.'
Dublör Jose Marco, bir köpekbalığının koruyucu ağları kırıp ona saldırması sonucu öldü. Yukarıdaki posterde görüldüğü gibi, ölümü daha sonra filmi pazarlamak için kullanıldı.
The X-Files'ın bir yan ürünü olan The Lone Gunman'ın konusu, hükümetin bir uçağı kaçırıp onu Dünya Ticaret Merkezi'ne uçurmak ve terör örgütlerinin yeni bir savaş başlatmasına izin vermek gibi bir planı içeriyordu. 11 Eylül'den altı ay önce yayınlandı.
IMDb'ye ve bir dizi resmi olmayan kaynağa göre, kaplumbağa sahnesi 11 Eylül'de çekildi. Bu, yapımcılar veya oyuncular tarafından hiçbir zaman doğrulanmadı ya da yalanlanmadı, ancak filmin çekildiği zaman 11 Eylül'e denk geliyor.
Dublör Phil Adams, sekansı filme almanın nasıl bir şey olduğunu anlatırken, 'Şarapneller her yere uçuyordu' dedi. 'Muhtemelen o gün çektiğimiz en iyi çekimlerden biriydi.'
Serbest bırakma zinciri kostümüne takıldı ve üç dakika boyunca sıkışıp kaldı. Chelsea Lately'de: 'Aslında orda boğuluyordum. Herkes harika oyunculuk sergilediğimi düşündü ama kimse gerçekten çırpındığımı fark etmedi.' dedi.
Ayrıca aktör Will Sampson, ilk filmde insan iskeletlerinin kullanıldığını duyduktan sonra devam filminin setinde bir şeytan çıkarma ritüeli gerçekleştirdi.
Ayrıca kendini öldürmeden önce karısını da öldürdü. Ürkütücü olan tarafı, Judith daha önce Fatal Vision'da babası tarafından öldürülen bir çocuğu canlandırmıştı.
Film, Carly ve Zeke'in helikopterinin bir yanardağa uçmasıyla bitmesi gerekiyordu. Görüntüleri elde etmek için Hawaii'deki Kīlauea'nın hemen üzerinde çekim yaptılar Ancak helikopter volkanın üst kısmına çarptı ve düştü. Hosking hemen kurtarıldı, ancak görüntü yönetmeni Michael A. Benson ve görsel efektler kameramanı Chris Duddy iki gün sonra bulundu. Sonunda, hepsi yanardağdan güvenli bir şekilde çıkarıldı.
Yönetmen William Friedkin, bunun eski bir bina olduğunu ve içeride uçan birçok güvercinin bir ışık kutusuna uçarak yangını başlatmasının muhtemel olduğunu iddia etti. Set yandığı için çekim iki aylığına durdurulmak zorunda kaldı. Ancak bir süre sonra bu ve diğer garip olaylar nedeniyle, Washington DC'den rahip Thomas M. King seti kutsamak için getirildi.
Figüranın diğer altı adamı da öldürdüğüne dair kanıtlar vardı, ancak davadaki yargıç bunun yeterli olmadığına karar verdi ve sadece Verrill'i öldürmekten suçlu bulundu.
Filmi çekmek için uçarken Gregory Peck'in uçağına yıldırım çarptı. Birkaç hafta sonra, yapımcı Mace Neufeld'in uçağına da yıldırım çarptı ve türbülansa girdi. Ardından Harvey Bernhard Roma'da çekim yaparken uçağına neredeyse yıldırım çarpıyordu. Ekip sete bir haç sembolü bile astı.
Araba kazasının 13. Cuma gününde gerçekleştiği ve Richardson'ın olay yerinde 'Ommen, 66.6 km' yazan bir tabela fark ettiği bildirildi.
Görünüşe göre, sürekli yaptığı gibi zıplamak yerine aniden düştü.
Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım.