'Düşünüyorum, O Hâlde Varım': Ölümünün 366. Yılında, Modern Felsefenin Babası René Descartes

366. ölüm yıl dönümünde 'modern felsefenin babası' ve analitik geometrinin kurucusu René Descartes'ın hayatından ve çalışmalarından öne çıkanları sizler için derledik.

1. Fransız filozof, matematikçi ve bilim adamı René Descartes 31 Mart 1596 tarihinde, Fransa, La Haye’de doğdu.

René Descartes, 31 Mart 1596 tarihinde, Fransa'da, bugün kendi adıyla anılan ve Indre-et-Loire'e bağlı olan La Haye'de, varlıklı bir ailede dünyaya geldi. 

Doğumundan bir yıl sonra annesinin tüberkiloz nedeniyle vefat etmesinin ardından, Brittany Yüksek Mahkemesi'nde yargıç olan babası Joachim başka bir kadınla evlendi ve Descartes üvey annesi tarafından yetiştirildi. 

On yaşına geldiğinde, Anjou kentine bağlı La Fleche'de bulunan ve ileride Avrupa'nın en iyi okullarından biri olduğunu belirteceği, Royal Henry-Le-Grand adlı bir Cizvit kolejine gönderildi. Sağlığının zayıf olması nedeniyle, öğretmenleri tarafından yatılı okuması öngörüldü. Kendisini iyi hissedene kadar yatakta kalmasına izin verildiğinden, büyük ilgi duyduğu matematik çalışmalarına ağırlık verdi. 

Okulda verilen eğitim Latince ve Yunanca üzerinde yoğunlaştığı için, bu dilleri iyi derecede öğrenme fırsatı oldu; dolayısıyla ilerleyen zamanlarda, eski bilimsel ve düşünsel çalışmaları incelemesinde bu eğitimin büyük faydasını gördü.

Görselde Descartes'ın doğduğu evi görüyoruz.

2. Gezmeye, yeni yerler görmeye ve yeni şeyler öğrenmeye oldukça fazla merak duyan Descartes, 1612 yılında, liseden mezun olduktan sonra birkaç arkadaşıyla birlikte Paris'e gitti.

Görkemli şehrin büyüsüne kapılarak, bir süre pervasızca yaşadı. Ardından, kendisi gibi matematikle ilgilenen iki arkadaşıyla tesadüfen karşılaşınca, onların şehre geliş amacına uydu ve bilimsel araştırmalara daldı. 

Üniversite eğitimine kadar geçen süre boyunca, özellikle arkadaşı Mersenne ile birlikte durmaksızın matematik üzerine araştırmalar, çalışmalar yaptı. 

Burada bulunduğu süre içerisinde, dönemin ünlü matematikçilerinden Mydorge'yle tanışması, ufkunu genişletti.

3. Eğitim hayatı boyunca özellikle klasik edebiyat, tarih, retorik ve felsefe alanlarında kendini geliştirdi. Babasının yönlendirmesiyle, Poitiers Üniversitesi'nin hukuk fakültesine girdi ve 1616 yılında mezun oldu.

Görselde, Descartes'ın üniversite mezuniyet belgesini görüyoruz.

4. Dönemin koşullarındaki en prestijli meslek asker olmak olduğu için orduya katıldı.

Descartes, mezun olduktan iki yıl sonra, 1618'de, Hollanda Prensi Orangeli William ve ülkesini İspanyol işgalinden kurtarmak için düzenlediği seferlerle ilgili heyecanlı rivayetler duyunca, macera arayışına ve gezme hevesine kapılarak, prensin davetine uydu ve oraya yerleşti. Ayrıca yaşadığı dönemin koşullarındaki en prestijli meslek asker olmaktı.  

Bunun üzerine Hollanda Birleşik İller (Nassau) Prensi olan Maurice komutasındaki Protestan Flemenk ordusuna hizmet etmeye başladı. 

Asker olarak kayıt olduğu bu birlikte birkaç yıl geçiren Descartes, görevi sırasında, matematik ve fizik konularındaki yaratıcı yeteneğinin farkına varmasını sağlayacak kişi olan Isaac Beeckman'la tanıştı. 

İlk felsefi çalışmalarından olan 'Compendium Musicae'yi 1618 yılında kaleme aldı ve Beeckman'a ithaf etti.

5. 1619 yılının Kasım ayında, şömineli sıcak bir odada, ileride üstüne simgesel anlamlar yükleyeceği ve yaşamının dönüm noktası olarak değerlendireceği ünlü rüyasını gördü.

1619’da, 10 Kasım’ı 11 Kasım’a bağlayan gece, Almanya Neuburg’dayken, Descartes kendini soğuktan korunma adına içinde bir (eski usul) fırının bulunduğu odaya kapattı ve içerideyken kutsal ruhun kendisine yeni bir felsefe konusunda aydınlattığına dair üç imge gördü. 

Çıkana kadar analitik geometriyi formüle etmişti ve matematiksel metodu felsefeye uygulama fikrini bulmuştu. Gördüğü imgelerden bilim arayışı onun için gerçek bilgelik arayışıydı ve hayatındaki çalışmalarının merkezi bir kısmıydı. 

Descartes ayrıca gerçeklerin birbiriyle bağlantılı olduğunu açıkça gördü, yani temel bir doğru bulmak ve mantık ile ilerlemek tüm bilimlerin yolunu açacaktı.

6. Meşhur "Düşünüyorum o hâlde varım" (Cogito ergo sum) ifâdesini bu rüyanın ardından geliştirdi.

Matematiksel çözüm yöntemlerini felsefeye uyarlamaya çalışan Descartes, temeli Yunanlı filozof Socrates tarafından atılan ve özellikle matematikle diğer pozitif bilim dallarında uygulama sahası bulan 'tümevarım' metodunu, kendi düşünsel felsefesine uyarlamıştır.  

Mutlak bilgiye ulaşmakta, Antik Çağ Yunan düşünürlerinden kalan 'şüpheci' (septisizm) bakış açısını yöntem edinmiştir. 

Tüm dışsal faktörleri bir kenara ayırarak, şüpheci analizlerle, mutlak ve kesin doğru bilgilerin varlığını savunmuştur; ki ona göre, bu özelliği taşıyan tek şey 'düşünce'dir. 

Doğruluğu tartışılamaz tek bilginin düşünce olduğunu; dolayısıyla diğer mutlak bilgilerin de bu düşüncelerden türediğini ortaya atmıştır. 'Kuşku etmek düşünmektir' şeklinde bir çıkarımda bulunan Descartes, varlığı kesin olan tek şey düşünmek ise, düşünebilen bir yaratık olarak şüphe götürmez tek gerçeğin 'varlığımız' olduğunu belirtmiş ve tümevarımsal bu bilgi kanununu, 'Düşünüyorum, o hâlde varım' (Cogito, ergo sum; je pense, donj je suis) şeklindeki ünlü tümcesiyle ifade etmiştir.

7. Rene Descartes, sadece felsefe alanında değil, matematik ve geometride de önemli çalışmalar gerçekleştirmiştir. Bunlardan en önemlisi Kartezyen ya da analitik geometri olarak bilinir.

Yukarıda bahsettiğimiz vizyon, Descartes'ın Kartezyen ya da analitik geometri olarak bilinen sistemi geliştirmesine yardımcı olmuştur. 

Kartezyen kelimesi, René Descartes''ın isminin Latinceleştirilmiş biçimi Renatus Cartesius'tan  gelmektedir.

Geometrik çalışmaya cebirsel analizi uygulayan ve cebirsel problemlerin çözümünde geometrik kavramları kullanan bu matematik dalının kurucusu olmuştur.

8. Ordudan ayrıldı. Seyahat etmeye, bilimsel ve felsefî çalışmalarına devam etti. Akabinde orduya geri döndü.

Orange Prensi'nin hizmetinden ayrıldıktan sonra bir süre Danimarka, Polonya ve Almanya gibi bazı Avrupa ülkelerini dolaşan Descartes, Otuz Yıl Savaşları'nın başladığı dönemde yeniden askeriyeye döndü ve bu defa Bavyera ordusunun Katolik Düküne hizmet etmeye başladı. 

Askeri bir görev için Ulm'de bulunduğu sırada, bilimlerin birlikteliği üzerine bir metodoloji geliştirdi.

9. Descartes 1628’de Hollanda’ya döndü ve 1649’a kadar burada yaşadı. Önemli çalışmalarının büyük çoğunluğunu Hollanda'da gerçekleştirdi.

'Yöntem Üzerine Konuşma', 'Meditasyonlar', 'Felsefenin İlkeleri' gibi önemli eserlerini bu dönemde kaleme aldı.

Görselde Descartes'ın Amsterdam'da yaşadığı evi görüyoruz.

10. Engizisyon'un ünlü fizikçi Galileo'nun çalışmalarına yönelik baskısı, Descartes'ın bazı çalışmalarından geri adım atmasına sebep oldu.

1633 yılında, ünlü fizikçi Galileo'nun, Roma Katolik Kilisesi tarafından, dünyanın yuvarlak olduğunu iddia ettiği ve dolayısıyla kilisenin yanlış bilimsel kanılarını yıkmaya çalıştığı iddiasıyla mahkum edilmesi nedeniyle, Descartes, dört yıllık bilimsel bir çalışmanın ürünü olan 'Kurallar' isimli çalışması tamamlamış olmasına rağmen, yayımlamaktan vazgeçti (Kitap ölümünden yıllar sonra, 1701'de basıldı). 

Aynı dönemde, 'Dünya' isimli çalışmasının taslak çalışmasını bitirdi; fakat bunu da yayımlamadı.

11. Descartes hayatı boyunca evlenmese de, birlikte yaşadığı ve eskiden hizmetçisi olan Hollandalı sevgilisi Helene'den, 1635 yılında Francine adlı bir kız çocuğu dünyaya geldi.

Ancak, Francine'in hayatı çok kısa sürdü ve 1640 yılında, beş yaşındayken hayatını kaybetti. Bu ölüm, ünlü düşünürü derinden sarstı.

12. İsveç Kraliçesi Christina'nın ricasını kırmayarak, ona uzmanı olduğu konularda ders vermek üzere Stockholm'e yerleşti.

Ancak kraliçenin talebi doğrultusunda derslerin, sabahın oldukça erken saatlerinde yapılması nedeniyle, hayatı boyunca geç kalkmaya alışkın olan Descartes'ın fizyolojik dengesi bozuldu. 

Bunun yanı sıra, yabancısı olduğu aşırı soğuk iklime uyum sağlayamayan vücudu bitkin düşerek zatürreye yakalandı.

13. René Descartes 11 Şubat 1650’de Stokholm, İsveç’te, Fransız büyükelçisinin evini ziyaretinde öldü.

Ölümünün sebebinin zatürre olduğu söylenmişti. Ancak mezhep farkı nedeniyle öldürülmüş olabileceğine dair bazı iddialar da bulunmaktadır.

14. Ölümünün ardından 1663 yılında Papalık Kurumu tarafından Descartes’ın çalışmaları "Yasaklı Kitaplar" listesine alındı.

Protestan bir milletin içindeki bir Roman Katolik olarak, Stokholm’de, vaftiz edilmemiş çocukların gömüldüğü bir mezarlığa gömülmüştür. 

Daha sonra Paris’teki Saint-Germain-des-Prés manastırına taşınmıştır. 1792’deki Milli Kongrede Panthéon’a taşınması kararı alınmışsa da, iki yüz yıl sonra mezarı hala Saint-Germain-des-Prés manastırındaki bir şapeldeydi.

Görselde bu mezarı görüyoruz.

Ölümünün ardından 1663 yılında Papalık Kurumu tarafından Descartes’ın çalışmaları 'Yasaklı Kitaplar' listesine alındı.

15. Adına 18. yüzyılda yapılan anıt İsveç'teki kilisede korunmaktadır.

Popüler İçerikler

Acun Ilıcalı Futbol Yatırımlarına Devam Ediyor: Yeni Takımı Slovenya'dan
ATM’lerde 200 TL Krizi: Fatih Altaylı’dan 5 Bin Liralık Banknot Önerisi
Boks Tarihinin En Pahalı Maçı Öncesi Mike Tyson, Jake Paul'a Tokat Attı!
YORUMLAR
12.07.2016

cogito ero sum... descartes

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ