Üniversitemizin bahar şenlikleri döneminde, ev arkadaşlarımızla 10 günlük boşluğumuzda ne yapabileceğimiz hakkında konuşurken aklımıza yakın ülkelere gitme fikri geldi. Daha sonra Gürcistan ve Ermenistan'a gitme kararı aldık. Tabi ki çok bütçemiz yoktu. Elimizde çadır, mat ve uyku tulumu zaten vardı. Onun harici sırt çantalarımızı aldığımız da elimizdeki bütçe kişi başı 150 TL'ydi bizde bu bütçeyle gidebilmenin tek yolunun otostop olabileceğini düşündük ve okuduğumuz şehir olan Kayseri'den yola çıktık.Gürcistan içinde otostop yapmak kolaydı çünkü ticari amaçla bolca Türk tırları bulmak mümkün ve karton üzerine yazdığımız 'Türküz' yazısı sayesinde gösterdiğimiz bütün şoförlerimiz durdu. Düşük bütçemizden dolayı ise gördüğümüz yeşil alanlara çadır açtık ve genelde konserve yedik...Fakat Ermenistan sınır kapısında bir sürpriz yaşadık umuma mahsus (bordo) pasaportla kapıda 10 dolara kolayca vize alabilirken hususi (yeşil) pasaportla daha önceden Tiflis'de ki Ermenistan Elçiliğinden vize almak gerekiyormuş. Bu yüzden Ermenistan'a giremedik ve Tiflis'e geri döndük her zamanki gibi Türkiye'de yaptığımız kağıt üzerinde ki plan tutmadı. Biz de Rusya ya doğru geçmeye karar verdik ve yola koyulduk.Normalde sınır kapılarından yürüyerek geçilebilirken bu bölgedeki sınır kapısından sadece arabayla geçiliyordu. Biz de Gürcistan'dan çıkışımızı aldıktan sonra hemen sınır kapısında otostop çekmeye devam ettik ve Rus bir arkadaşımızla Rusya'nın güneyinden Vladikavkaz şehrine giriş yaptık..Genel olarak herhangi bir sorunla karşılaşmadık ve bu bölgelerde yaşayan Ahıska Türkleriyle karşılaştık. Bize çok yardımları dokundu. Daha sonra derslere yetişme zorunluluğumuzdan dolayı aynı rotamızdan Türkiye'ye doğru geri döndük fakat Türkiye'ye Gürcistan'ın doğu tarafından Batum'dan giriş yaptık ve Kayseri'ye geri döndük.Bu sefer Moskova ve daha sonra en kuzey şehirlerinden biri olan St.Petersburg'a kadar geldiğimiz de artık saat akşam 10.30'da güneş batıyordu.St.Petersburg gerçekten harika, düzenli, temiz bir şehir. Genel olarak Rusya'nın bütün büyük şehirleri kalemle çizilmiş gibi. Rus metroları gerçekten görülmeye değer. Çok derin ve bazı duraklar sanat eseri gibi. Ülkedeki savaş yıllarına ait anıları bu metrolarda hissetmek mümkün.Bu gezimiz 1.5 ay sürdü ve kişi başı 1.500 lira harcadık. Genel olarak bu ülkelerde petrol ve tekel ürünler ucuzken fiyatlar şehirlere göre farklılık gösterse de Türkiye'yle ortalama bir çok şey aynı fiyatlarda. Çadır açamayacağınız büyük şehirlerde ise 'guest house' olarak bilinen sizin gibi diğer gezginlerin kaldığı yerlerde değişken fiyatlar olsa da ortalama 15-30 TL arası günlük fiyatlara kalabilirsiniz. Bu yerleri ise telefonunuza indireceğiniz uygulamalarla bulabilmek mümkün.Aylarca araştırmalarım doğrultusunda bu planımı geniş bir Asya rotasına dönüştürdüm ve yolculuğuma daha önceden almış olduğum tek yön biletimle doğrudan İstanbul'dan Moskova'ya uçtum.Fotoğraf: Orhun Abideleri (Tonyukuk)Sonrasında ise geleneksel bir rota olan Trans-Sibirya tren hattıyla 4 gün boyunca bir trenin içinde Moğolistan sınırının kuzeyine kadar geldim ve Moğolistan'ın başkenti Ulan-Batur'a kadar otostopla devam ettim.Moğolistan coğrafi olarak büyük bir yüz ölçümüne sahip olsa da ülkede ki nüfus üç milyon kişi. Tanıştığım bazı Moğol arkadaşlarımdan duyduğuma göre ise kesin olmamakla birlikte ülkede ki at sayısı ise otuz beş milyon. Ülkede marketlerde bile at eti konservesi bulmak mümkün. Bununla beraber kımız içebilir, dümdüz steplerde at sürebilir, ok atabilirsiniz. İsterseniz Gobi çölüne gidip safari yapmakta mümkün.Asya da gittiğim ülkeler arsında en pahalı olan Güney Kore'ydi. Güney Kore çok gelişmiş bir ülke. Seul'da metroyla ulaşım gayet kolay, güvenlik açısından ise bu ülkede her hangi bir sorunla hiç karşılaşmadım hatta çok güvenlikli bir ülke olduğunu söyleyebilirim. İnsanlar ise Türk olduğunuzu öğrendiğinde size karşı gayet sıcak bakıyorlar ve samimiyet gösteriyorlar. Ülkede insanların telefonlarında 5G kullandığını gördüm. Ayrıca ülkede yemek konusunda bolca sarımsak kullanıyorlar ve neredeyse her yemeğin yanında kimçi denen geleneksel lahana turşusunu andıran mezeleri var.Bu aldıklarınızı da marketin içinde bulunan mikro dalga fırınlarda ısıtıp yemek mümkün. Örneğin bir adet tavuk burgerin fiyatı 4 TL ve bu fiyat Güney Kore'ye göre gerçekten uygun.Ülkede çeşitli başka dinlerde bulunsa da ülkenin genel nüfusu müslüman.Hinduizm dininde önemli tapınaklardan biri olan Batu Caves tapınağına içine girmek için merdivenlerden çıkarken her yerde dolaşan önünüzden geçen bir çok maymun görmek mümkün.Tayland fiyat olarak bütçe dostu bir ülke. Bununla beraber Tai mutfağının çeşitliliğinden size hitap eden bir sürü yemek bulmak mümkün. Ülkede bölgede hiç kolonize edilmemiş nadir ülkelerden bu yüzden kültürlerini halen çok iyi koruyabilmişler.Sri Lanka gerçekten doğası muazzam bir ülke. Tropikal meyveler, çay tarlaları, ormanlık alanlarıyla doğa severlerin kesinlikle gitmesi gereken bir ülke. Burada da diğer gittiğim tüm Asya ülkeleri gibi lokantalarda ekmek bulmak güç, çünkü Asya insanı ekmek yerine sadece su ile pişirilmiş tuzsuz ve yağsız lapa kıvamında beyaz pirinç kullanıyorlar. Genel olarak yemekleri çok acı. Asya'dan döndüğünüzde yemek konusunda acı eşinizin arttığını fark edeceksiniz. Ayrıca ülkenin fiyatları Taylan da göre biraz daha ucuz bu anlamda bütçe dostu bir ülke.Sri Lanka'dan sonra Hindistan'ın Chennai şehrine ulaştım.Hindistan da yüzden fazla yerel dil olduğu için Goa'ya gelene kadar değiştirdiğim iki şehirde farklı dil konuşulurken Goa'da nüfusun büyük çoğunluğunun bildiği Hintçe konuşuluyordu.Bununla birlikte Hindistan'da yemeklerin büyük çoğunluğu vejetaryen fakat Goa'da vejeteryan olmayan yemeklerde mevcut.Örneğin tek kişilik bir odaya 15 TL günlük verirken karışık odalarda bu fiyat 8 TL ye kadar bulunabilmekte.Bununla birlikte farklı dinler, kıyafetler, yemekler, diller, kültürler arasında ki harmoniyi görüp tadını çıkarabilirsiniz.Asya turum toplamda 72 gün sürdü ve her şey dahil toplamda 5.000 TL harcadım. Otostop, tren, uçak, otobüs hangisi o sırada daha mantıklı geliyorsa ulaşımda onu tercih ettim. Bazen diğer gezginlerinde kaldığı guest house'larda, bazen çadırımda kaldım. Bazen de couchsurfing kullandım. Yerel lokantalarda yemek yedim ya da kendim aldığım malzemeleri pişirdim. İlerde Dünya'ki diğer kıtalara da gitmek umuduyla...