Düşlerinizin Hamisi Olun…

Safiyane gerçekliğin kubbesi altında, kalın ahşap duvarların arasında inşa edilen hayatın, saatlerin, isteklerin lagününde yürüyen ruhunuzca, bir türlü kabul edilmeyip sürekli yıkılıp dökülen parçaların, üzerinize gelen duvarların, gerçekten ayıklanmış, özenle seçilen parçalarla yapılan o resimler; çokça vakit kalemsiz, silgisiz, kâğıtsız, kelamların açtığı düş pencereleridir. Tılsımına inanan için her şeyin mümkün olduğu, inanmayan için gerçeğin en küçük esintisiyle yeniden parçalanacak olan şehirler, yaşamlar, anlamlar ve anlar, her şey duyumsadığınız gibidir aslında, zaman sızlanmaz. Objektif baktığınızda yine kubbenin altında çatılmış, içine zor sığabileceğiniz tek kişilik bir çadırdır; içine girdiğinizde ise yeryüzündeki en büyük ütopyayı sakladığını, şaşkınlıkla fark edersiniz.

İnsan aklının ve zekâsının en eşsiz yeteneği! Arzu edilen hayatı yaşayamayan bünyelerin, mental disiplinden vazgeçmeden oynadıkları çok boyutlu simülasyon! İnsanın kaçınılmaz yegâne getirisi hayal kurmaktır, en çocuksu yandır.

Yarına dair umut taşımanın pusulasıdır. Ayna yansıması, dileklerin sahnelenmesidir bilinç üstünde. Her şeyin fazlası zarardır deyiminin incelip koptuğu noktadır. Dünyayı koca bir hayalden ibaret sanmak, kalbini bir hayalbaza kaptırmaktır kimi zaman. Serbest çağrışımlar sonucu sizi bir yerlere götürür ve başka âlemlere dalmaya başlarsınız. Kimi zaman bulutların seferiyle maviler, beyazlar gözlerinizin korneasında… Kimi zaman dipsiz kuyunun katranında. Bazısına göre çok sınırlı, kimine göre engin gibi... Herkesin kendi heybesine göre oluşturduğu, zihnin kıvrımlarında gezinen yeni bir hayat, bağımsız bir deneme çekimi gibi. Gerçek olursa montajsız banttan yayın, karşıt durumda montajla editlenmiş elem, karamsarlık, gözyaşlarıyla dezenfekte edip rafa kaldırılır ve dahi hiçbir zaman tam olmayacağını bilerek, eksik yaşamayı göze alarak… Ruhun en derinlerindeki esintilerin yüzeye çıkıp bilinmeyen diyarlarda dans etmesi. Bu büyülü yolculuk, zihinlerin sınırlarını zorlayan, kalpleri çarpıtan ve insanı kendi içindeki evrene doğru sürükleyen bir serüven gibi. 

Evrenin sonsuzluğunda parıldayan yıldız ve bizler ise bu yıldızların peşinde koşturan gökyüzü kâşifleriyiz. Hayal kurmanın inceliklerini anladığımızda, bir ressamın boş tuvali karşısında heyecanı hissettiğini hisseder hale geliyoruz. Boyalar ve fırçalar hazır! Tuvalde neyi imajine edersek o tezahür ediyor. Gerçeğin doğmasına vesile olan tohumlar toprağa düşüp filizlendiğinde, nasıl çisil çisil çıktığına şahit oluruz. Bir şiirin dizeleri gibi zarifçe süzülen hayal, ruhun melodisini çalan senfoni orkestrası. Hayalsiz bir zihnin, hayat notaları eksik ya da fonetiği yok.

Gecenin karanlığında parlayan bir mum ışığıdır hayal; karanlık ne kadar koyu olursa olsun, yolumuzu ışıl ışıl aydınlatır.

Geleceğin kapısını aralayan altın bir anahtar veya içimizde saklı kalan potansiyelin keşfedilmesini bekleyen bir define ve hayal kurmak, bir şairin dizelerinde hayat bulan en derin duygulara benzer. Şair kalbinin en ücra köşelerinden çıkan dizelerin nabzı, dünyayı renklerle, seslerle ve dokunuşlarla doldurur. Bizden önceki hayalperestlerin mirasıyız ve devraldığımız bu meşaleyi taşıyanlarız. Gün gelir Rafael Nadal yerine Roger Federer’in karşısında, Federer ile tüm dünyanın gözü önünde dalganı geçersin, gün gelir Steven Spielberg’ten teklif alır Brad Pitt ile başrol oynarsın ve dahi bonus olarak Oscar ödülü kazanan ilk Türk olursun. Hayal kurmak, insanı hiç sahip olamayacağını bilse bile, imkânsız görünen şeylere sahipmiş gibi hissettiren eşsiz bir yolculuktur.

- Nasıl kurulur ki o?

 - Gözlerimizi kapatıyoruz ve bizi mutlu edecek olanları, olmuş gibi düşünüyoruz. 

- Dondurma gibi mi?

 - Evet, dondurma gibi.

- Teyze, çilekli olabilir mi?

 - Sen nasıl istersen!

Teyze, yeğeninin yüzündeki o sıcacık gülümsemeyi kaçırmamak için oyuna katıldı. Gözlerini hafifçe aralayıp onu tebessümle karşıladı. Bu an, onun da hep hayalini kurduğu bir sahnenin ta kendisiydi...

- Peki şey… ya canavarlar da gelirse?

 - Sen istemezsen nasıl gelecekler?

- Beni dinlerler mi ki?

 - Kaşlarını çatarsın, korkar ve giderler.

- Onlar da bizim gibi mi?... Canlı gibi biri, di mi teyze?

 - Eh sayılır...

Kimi zaman...

Kimi zaman: Umudun başka yüzü

Kimi zaman: Semaya açılan el

Kimi zaman: Mülhem durum

Kimi zaman: Oblomov

Kimi zaman: Çok boyutlu simülasyon

Kimi zaman: Karanlığın içine sızan ışık hüzmesi

Kimi zaman: Vakur bir 'hayırlısı' demek

Kimi zaman: Aidiyet ve teslimiyet

Kimi zaman: Tek kişilik dev kadro

Kimi zaman: Şiirin metaforu

Kimi zaman: Şarkının introsu

Kimi zaman: Bulutların seferi

Kimi zaman: Denizi yağmurdan korumak

Kimi zaman: Avuç içindeki bilge zaman

Liste uzun...

Asıl soru şu: Sen, hayallerinin sayesinde ne kadar muktedirsin?

Z Raporu Şarkısı: Karla Bonoff - All My Life

Am I really here in your arms

This is just like I dreamed it would be

I feel like we're frozen in time

And you're the only one I can see

—---

Gerçekten burada kollarında mıyım?

Bu tam da hayal ettiğim gibi.

Zamanda donmuş olduğumuzu hissediyorum.

Ve sen görebildiğim tek kişisin.

Youtube   Spotify Apple Music

Z Raporu Filmi: Yukarı Bak - (Up) 2009

Yukarı Bak; özellikle duygusal derinliği ve insan ilişkilerini işleyiş biçimiyle takdirimi toplayan bir animasyon film. Çocuklara hitap eden yüzeysel bir hikâye sunduğunu düşünebilirsiniz, lakin yetişkin izleyicilere daha karmaşık temalar (yaşlanma, kayıp, pişmanlıklar) üzerine düşündürücü mesajlar veriyor. Filmin ikinci yarısında macera unsurlarının duygusal yoğunluğu gölgede bıraktığını ve tempo dengesinin bozulduğunu söyleyebilirim. Final çok lezzetli… İyi seyirler…

Imdb

⭐️ IMDB Puanı: 8.3 📅 Yılı: 2009 🎬 Türü: Animasyon, Macera, Komedi

Z Raporu Şiiri/Kitabı: Bleda Yaman – Kediler ve Kadınlar

bana kusurlarımdan bahset.

sarsıcı, bunak ve vazgeçilmez kusurlarımdan.

ağaç diplerinde eşelenen umutlardan,

şehrin en tehlikeli yollarından…

bana kusurlarımı bahşet.

çiçekli karanlığından

ve kapanmış kollarından!

aksi mavilikleri ciddiye almadan

kendinden başla.

bana kusurlarımdan bahset.

kitap/ürün

Z Raporu Olumlama:

Yazının mottosu: Ruhumuzdaki kuru kalabalık, az nüfuslu bir vilayete dönüşsün…

Sizi seviyorum ve bunu sık sık yapacağım… Çokça hoş kalın!

Engin Dal

Instagram

Spotify

Apple Music

Youtube

'Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio'

Popüler İçerikler

Gitmek İstiyor: Real Madrid'de Yedek Kulübesine Hapsolan Arda Güler'in Sabrı Taştı
Ünlü Köfte Zincirinde ‘Domuz Eti’ Çıktı, Mahkeme Kararıyla Duyulmasını Engelletti!
Destek Eylemleri Başladı: Bir Vatandaş "Köfteci Yusuf Yalnız Değildir" Diyerek Tişörtünü Yırttı