Düşlerinde Yıldız Tozu, Cümlelerinde Devrim Olan Kadın: Ece Temelkuran'dan 23 Alıntı

'Düğümlere Üfleyen Kadınlar, Biz Burada Devrim Yapıyoruz Sinyorita!, Muz Sesleri, Ağrının Derinliği Bütün Kadınların Kafası Karışıktır...' ve niceleri. Ece Temelkuran'ın kaleminden çıkmış eserler. İnsana gerçekleri anlatan, okudukça daha çok  içine çeken yazılar... 

Biz de sizlere Ece Temelkuran'ın kitaplarından, yazılarından ve sözlerinden 23 alıntıyı derledik.

İyi okumalar...

1. "...Fakat sonuna kadar kırsan da zebanileri, giden bir melek geri gelir mi?"

2. “Anlıyorum artık konuşmayanları, öylece durup cevap vermeyenleri. Vazgeçmişleri ve taşra kasabalarında hiç konuşmadan kitapların ve oyuncakların arkasında iki büklüm oturan eski solcu kırtasiyecileri..."

'...Genç öfkelerin, heyecanların ve soruların yerinden kıpırdatamadığı durgunluğunu o insanların, kadınların en çok, adamların da elbette. Küsmeyi anlıyorum, bak bu pek fena. Barışmış gibi yapmak ne çekilmez bir angarya. Heves, denizler altında yirmi bin fersah şimdi. Kim dalacak, kim çıkaracak. Vurgun meselesi de var sonra. Umut, ah o ne dırdırcı kelime. Anlıyorum artık..”

3. "Çünkü bir erkek, bir kadının nefesi kadar..."

4. “Bu ülke böyle be Ali! Özür dileyerek bile utandırır insanı. Seni utandıranlar hiç utanmaz ama…”

5. “Sevmek bir kuşun kanadının kırılmasıdır biraz da..."

'...Bilir misin Sevgi’m, oyuncu güvercinlerin eve geri dönsünler, kaçmasınlar diye kanatlarını kırarlar. Birini sevmek de işte, kendi kanadından, uçmaya yarayan o tek bir kemiği çıkarıp başkasına vermektir, gönül rızasıyla, gülerek, korkmadan.”

6. "Dilini bilmediğin bir yerde ağlamak fenadır. Çünkü seni, senin dilinde susturacak kimse yoktur."

7. "Size bahşedilen yeteneği taşıyabilmeniz için inanmanız lazım..."

'...Çünkü yeteneğiniz yüzünden size ihtimam göstermek, sizi korumak yerine yerle bir etmek isteyecekler. Sizi kıymetsiz olduğunuza inandırmaya çalışacaklar. Buna inanmamak için sizi bir şeyin, birinin çok sevdiğine inanmanız lazım. Bu yüzden bir tanrıçaya, bir tanrıya inanmalısınız. İnsan kendini durup dururken sevemez. Palavra o işler. İnsan kendini ancak bir tanrı onu severse, birinin onu sevdiğine inanırsa sevebilir.

İnanmalısınız yoksa delirirsiniz.'

8. "Ölümü böyle iç cebinde sevgilinin resmi gibi taşıyan memleketler cenazeleri niye hep hazırlıksız karşılarlar? Bu iğrenç desenli, pis battaniyeler..."

'Gördüğüm bütün o desenli, pis battaniyeler ve içlerindeki oğlan çocukları... Şimdi artık hakkında yazmayı bile beceremediğim oğlan çocukları...'

9. ''İnsan hiç tatmamışsa, keder için de dua eder. Kendinden bile gizler ama her insan bir kere mahvolmak ister..."

'...Bakmayın kimse bir cennet dilemez, herkes yana yakıla kendi cehennemini görmek ister.''

10. "Zenginlerin böyle tuhaf bir yanı vardır Filipina. Yoksulluğun üzerini üniformalarla örterler..."

'...Sanırım birinin kendilerin kölelik etmesi fikri rahatsız ediyor onları. O yüzden bir insandan başka bir şeye benzetmeye çalışıyorlar hizmetkârları. Üniformalar bu işe yarar, sakın unutma bunu ve asla bir üniforma giyme.'

11. "Oysa ben hikayesini ilk kez anlatırken dikkate alınmayan insanların aniden ölebileceğinden korkarım."

12. "Çünkü burada insanlar bir yanlışlık gibi ölüveriyor. Sen bir yanlışlık olamayacak kadar güzelsin."

13. "Aşk, kadınlar yorulunca biter. Kadınlar bir adamı değil, bir mezarlığı terk eder."

14. "Biz vurmayı dokunmak, kırmayı sevmek, öfkelenmeyi inanmak sanan çocuklardık. Ne kadar sevilsek, tamir olmayız."

15. "İnsan, o da eli iyi gelmişse,hayatta kendini bir kere bütünüyle görür. Ömrün gerisi ya o sahneye yeniden kavuşmak için geçer ya da ondan kaçmakla."

16. "Bir insan bir insanda başka bir hayatın kapısını görünce aşık olur..."

'...Ne mutluluktur öte yandaki, ne de tadıyla meraklandıran bir acı. aşk diye buna denir: Bir insan bir insanda tekinsiz bir ev görür. İnsan yarası, yarasına denk geleni seviyor demek ki.'

17. Kaç kez ölmeyi düşleyebilir insan anne, ölmeden?

18. "Rakı içilmeyecekse kavunla peynir niye var?"

'Sigara içilmeyecekse yağmurla çay?

Madem aşık olunmayacak, kadınlar ve adamlar niye?

Madem olmayacak büyük yanlışlar 

ve acayip maceralar,

niye hayat?”'

19. "İnanacaksın, dediklerinde, hücrelerimin endoplazmik retikulumuna kadar inandım..."

20. “Süryani bir yalnızlık oluyorsun önce, sonra ermeni bir güzellik ve kürdî bir ayrılık”

21. "Göçe yetişememiş bir kuş kadar üşüyor sağ elim..."

'Oysa büyük yüz ölçümlü cümleler kurmak için okyanuslar geçecektim.

Dar odaların oyuncak yaygaralarından çok vakit kaybettim.”

22. "Bugün kimse sana dokunmasa mesela. Öyle dursan. Kimse “Neyin var?” diye sormasa. Çünkü insanın hiçbir şeyinin olmadığı günler de olur. Hiçbir şey günleri..."

23. "İnsan nasıl sevmeli ülkesini? Düğünlerde sıkılan kurşunlarla çocuklar öldüğünde mesela…"

'Bir grup insan toplanıp üç-beş genci düşüncelerini açıkladıkları için linç etmeye kalktığında…

Gecekondu yıkımlarında yoksul bir adam, çocuğunu pencereden tek kolunu sarkıttığında…

Yalınayak gezen çocukları hastayken, kapıcı gidip kendine son model bir cep telefonu aldığında…

Kızlarını sokağa çıktığı için kafasına kurşun sıkarak öldüren babalar, erkek kardeşler, taşra şehirlerinin hemen dışındaki otellerde başkalarının kızlarıyla para verip seviştiklerinde…

Bir öğretmen öğrencisini döverek öldürdüğünde…

Bilmedikleri bir dilde ezberledikleri dualarla adamlar, yaktıklarında çocukları…

Askerler, cezaevlerinde açlık grevi yapan kendi yaşlarındaki gençleri yakmaya, yıkmaya gönderildiklerinde ve yanık kızlar kameralara bağırdığında ertesi gün kimsenin sesi çıkmadığında…

Kadınlar sokaklarda sezonu açılmış av hayvanları gibi ürkek yürüdüklerinde, tecavüze uğradıklarında, katledildiklerinde…

Entellektüel görünümlü bir çift şehrin en havalı cafe'sinde kahvaltı ederken küçücük çocuklarını pataklayıp sonra kahvaltıya sessizce devam ettiğinde…

Uzak Anadolu şehirlerinde, bir tüccar daha fazla para kazanacak diye çürük yapılıp depremde yıkılan yatılı okullarda çocuklar bir gecede onlarca sayıyla öldüğünde…

Bir cümleyi doğru kurmaktan aciz olacak kadar dilini bilemeyen cahiller söylediğiniz sözlerden dolayı sizi vatan haini olmakla suçlayıp, ardından ölüm tehditleri savurduğunda…

İnsan nasıl sevmeli ülkesini, o ülkeyi sevmek zorlaştığında?'

Popüler İçerikler

Zoru Başardık: Karadağ'a Üç Puan Hediye Eden Milli Takım'a Gelen Tepkiler
TSK'dan Atatürkçü Teğmenlerin Kılıçlı Yemini İçin Açıklama: "Mesele Kılıç Değil, Emre Uyulmaması"
Arkeolog Muazzez İlmiye Çığ 110 Yaşında Yaşamını Yitirdi