Dürtüsellik Nedir? Dürtüsel Olduğumuzu Nasıl Anlarız?

Dürtüsellik; kısa dönemde az yarar sağlayacak bir durumun uzun dönemde daha fazla yarar sağlayacak bir duruma tercih edilmesidir. Biyolojik ve nöropsikolojik bir bakış açısından dürtüsellik, birey veya etrafındaki diğerleri için potansiyel olarak riskli bir dürtüyü engellemede başarısızlıkla karakterize edilir. Aslında beyin işleyiş yapısına göre zorunlu tercih olabilir.

Kişi hayatını sürdürmesi sonucunda bazı kararları almak durumunda kalmış olabilir. Kimi insan dürtüsel davranırken, kimi insan iç sesine kulak vermeden sadece mantığı ile hareket etmeyi tercih edebilir. “Dürtüsellik çoğunlukla yolda insanlara ya da evde eşyalara çarpma gibi küçük kazalara neden olabilmektedir.” diye düşündüğümüzde belki dürtüsel bir bireyi daha iyi somutlaştırabiliriz. Dürtüsellik, sıklıkla kompulsif (zorlantı) davranışla karışmaktadır. Zorlantı; istemsiz bir şekilde zihne giren düşüncelerin sonucunda bireyi rahatlatmak için yapılan davranışa denilirken, dürtüsellik kavramı temel anlamda kişinin davranışlarına limit koymada problem yaşamasıdır.  Dikkat eksikliği bir diğer adı ile hiperaktivite bozukluğu belirtilerinden birisi olan dürtüsellik; temel olarak kişinin davranışlarına limit koymada sorun yaşamasıdır.

Dürtüsel davranan bireyler nasıl bir kişilik yapısına sahip olurlar?

Dürtüsel davranan kişiler, isteklerini ve kafaya koyduklarını gerçekleştirmek için sabırsızlanırlar, yapacakları şeyin mantıklı mı mantıksız mı olduğunu savunmazlar. Sadece hoşlandıkları işi yapmak isterler. Yaptıkları şeyin sonucunu düşünmezler. Bu kişilerin becerilerinde eksiklik de meydana gelir. Yapacakları şeyin sonucunu düşünmeden hareket ederler. Bu hareketin mantıklı olup olmadığını düşünmezler. Sadece keyif aldıkları şeyleri yapmak isterler.

Dürtüsel kişiler, çevredeki tehlikenin boyutunu küçümseyen ve tekrarlayıcı olarak riskli davranışlar sergileyen, yaptıkları hataları yargılamayı öğrenmede başarısız kişilerdir. Dürtüsel eylem, bir yanıt vermeye engel olamamak olarak tanımlanabilir. Dürtüselliğin temel belirtileri, dikkat eksikliği, aşırı hareketlilik, dikkat dağınıklığı ve dürtüsel davranışlardır. Bu sorun, çocukta okul, aile ve sosyal alanlarda çeşitli sorunlara neden olan klinik bir durumdur. Çocukluk döneminde limitleri net olarak tanımlanmaması duygu ve davranışları kontrol altına almama ve becerilerde eksiklik, yaşantıda dürtüsellik sorunlarına yol açar.

Genetik miras, ailelerin parçalanması veya geçimsiz oluşu, duygusal yoksunluk sebepler arasındadır. Erkeklerde üç kat fazla olan dürtüsellik, psikolojik olarak tedavi edilebilir. Öncelikle altta yatan sebepler kişinin düşünce yapısı ve denetim becerileri ile kontrol altına alınabilir. Tabi her şeyden önce altında sağlık problemleri olup olmadığı anlaşılmalı, ilaçla tedavi öneriliyorsa öncelikle psikiyatrik tedavi görülmelidir.

Dürtü kontrolü bozukluğu, antisosyal kişilik bozukluğu, madde kullanımının yol açtığı bozukluklar, parafililer (cinsel sapkınlıklar), şizofreni ve duygu durum bozukluklarında görülebildiği gibi aralıklı patlayıcı bozukluk, kleptomani (çalma hastalığı), piromani (yangın çıkarma hastalığı), patolojik kumar oynama, trikotilomani (kıl yolma hastalığı) gibi izole de olabilen bozuklukların dâhil olduğu bozukluktur. Genellikle başlıca özelliği kişinin başkalarına zarar verecek bir eylemde bulunmaya yönelik bir dürtü, güdü ya da dayanılmaz isteğe karşı koymada başarısızlık göstermesi olan psikolojik patolojidir. Bu kategoriye giren bozuklukların çoğunda birey eylemde bulunmadan önce gerginlik ya da uyarılma duygusunda giderek artma hisseder ve sonra eylemde bulunma sırasında haz alma, doyum bulma ya da rahatlama yaşar. Eylemin ardından pişmanlık, kendini kınama ya da suçluluk olabilir ya da olmayabilir.

Dürtüsel davranışların üç boyutu vardır.

1)Eylemlerin sonuçlarını düşünmek için eldeki bilgileri kullanamamak.

2) Daha sonra elde edilecek daha büyük bir ödül için o an elde edilecek küçük bir ödülden vazgeçememek.

3) Yerleşmiş güçlü hareket tepkileri baskılamakta eksiklik.

Prefrontal korteksin orbitofrontal korteks gibi beynin bazı birimleri davranışsal kontrolde önemli yer oynamaktadır. Bu bölge hasarı olan kişilerde çoğunlukla dürtüsel olarak tarif edilen yanlış karar verme ve bozuk sosyal davranışlar gözlenmektedir. Beynin ödül merkezi olan nükleus akkumbens ile ilişkisi uyaranların ödüllendiriciliği ya da cezalandırıcılığının öğrenilmesi ile ilgilidir.

Beynin kaygı-korku merkezi olan Amigdala da dürtü kontrolünde yol oynayan beyin bölgeleridir. Çoğu zaman gereksinimlerimizi doyurmayı ertelememiz gerekebilir. Mesela, sokakta acıkırsak hemen bir restorana girmek yerine eve gitmeyi bekleyebiliriz. Ya da karnımız acıktığı sırada eşimiz sıkıntılı bir şekilde yanımıza gelip konuşmak isterse öncelikle onu dinleyebiliriz. Dürtü kontrolünü dengeli bir şekilde karşılamak için o anki bulunduğumuz durumu göz önünde bulundurmamız gerekmektedir.

Çocukların dürtüsel olduğunu nasıl anlarız?

Hepimiz zaman zaman dürtüsel davranışlarda bulunuruz, özellikle de gençken. Olgunlaştıkça, çoğunlukla dürtülerimizi kontrol etmeyi öğreniriz. Mutlaka bir bozukluğun parçası değildir. Çocukların düşünmeden hareket ettiğini kaç kez gördünüz? Muhtemelen çok. Çoğu çocuğun dürtüsel olduğu ve kendilerini durduramadan bir şeyler söylediği veya yaptığı anlar vardır. Bazı annelerin çocukları için ‘bu çocuğun freni yok.’ dediklerini duyarız.

Gelin birlikte dürtüselliğin başlıca belirtilerine bakalım; sonunu düşünmeden hareket ederler, fevri davranışlar sergiler, içinden geldiği gibi davranır, aklına eseni yapar, tahrik ve kışkırtmaya müsaittirler, “günah keçisi hep bu çocuklar oluyor” ifadesi bu çocuklar için sıklıkla kullanılır, tehlikeli işlere tehlikeyi düşünmeden atlarlar, sınıfta veya ortamda söz almadan konuşurlar, elleri hep havada lafın bitmesini bekleyemezler, sınıfın veya ortamın genel düzeni bozarlar, sıra bekleyemezler, kurallara uyamaz, empati kuramaz, tehlikeli şakalar yaparlar. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan çocuklar, içinde en çok duygusal problemler yaşayanlardır. Bu özelliklere sahip çocukların annelerinden sıklıkla; “geceleri altına kaçırıyor, tırnak yiyor, tırnakları kalmayınca o zaman da parmaklarının etlerini kemiriyor” ya da “alışveriş merkezlerine kendini kaybediyor, ne yapacağını şaşırıyor. Aldıklarının kıymetini hiç bilmiyor” gibi söylemler de duyabiliriz. Bu gibi durumlarda önceliklerimizi belirlemeli ve şunlara dikkat etmeliyiz; 

• Destek alın (aile danışmanı, psikolog, psikiyatrist), 

• Seçeneklerinizi masaya koyun, 

• Duygusal bağ kurun, 

• Dayaktan kaçının, 

• Ertelemeyi öğretin, 

• Cinsel gelişimini takip edin, 

• Öğretmeni ile iş birliği içinde olun, 

• Öğrenme stillerini keşfederek, 

• Olumlu davranışlarını ödüllendirin.

Psikoloji bilimi içerisinde pek çok tedavi ve ruhsal durumu iyileştirmeye yönelik çözüm yöntemi bulunmaktadır. En popüler terapi yöntemlerinin başında Bilişsel Davranışçı Terapi yerini almaktadır. Tedavide altta yatan psikopatolojiye göre plan yapılmalıdır. İlaç tedavisi yüz güldürücü sonuçlar vermekle birlikte psikoterapi özellikle Bilişsel davranışçı müdahaleler konusunda etkilidir. Semptomlar kısa sürede yatışsa da tedavi uzun sürmelidir. Dürtü kontrol bozuklukları çoğunlukla psikoterapi ve ilaçların bir kombinasyonu ile tedavi edilmektedir. Düzenli takip sürecin iyi yönetilmesinde oldukça önemlidir. Bilişsel davranışçı terapide bireylerin davranış kalıplarını belirlemeleri ve bu davranışlarla ilişkili olumsuz sonuçları tanımaları teşvik edilir.

Instagram

Twitter

Facebook

Popüler İçerikler

Donald Trump: "Rehineler Serbest Bırakılmazsa Orta Doğu Cehennemi Yaşar"
2025'te Hangi Memur Ne Kadar Maaş Alacak? Polis, İmam, Hemşire, Doktor, Öğretmen Maaşları...
‘AVM’lere Giriş Ücretli Olacak’ İddiası Sosyal Medyada Gündem Oldu: AVM’lere Giriş 1 TL mi Olacak?
YORUMLAR
09.12.2022

Çok güzel ve yararlı bir içerik olmuş hocam yazılarınızın devamını bekliyoruz…👏

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ