“Ben cenneti hep bir kütüphane olarak hayal ettim.”
Jorge Luis Borges, 1899 yılında Buenos Aires’te doğdu. Edebiyatla dolu bir ailede büyüdü, küçük yaşta İngilizce öğrendi. Buenos Aires onun düşünsel evreninin kaynağıydı. Avrupa’da geçirdiği birkaç yıl dışında tüm yaşamı bu şehirde geçti. Borges için Buenos Aires sadece bir coğrafya değil, sonsuz aynaların, labirentlerin ve zamanın içinde kaybolmuş hikâyelerin başladığı bir zihinsel haritaydı.
Buenos Aires’te Gezilecek Yerler
Borges’in şehirle kurduğu ilişki, Buenos Aires’i bir edebiyat mabedine dönüştürür:
• Barrio Norte ve Palermo, Borges’in çocukluk ve gençlik yıllarını geçirdiği semtlerdir.
• Biblioteca Nacional (Ulusal Kütüphane), hem Borges’in yöneticiliğini yaptığı yer hem de onun “görmeden görebildiği” evrenin merkezi.
• El Ateneo Grand Splendid, kitapla bütünleşmiş Arjantin kültürünün tapınaklarından biri.
• Calle Garay 998, “Alef” hikâyesinde evrenin tüm noktalarını aynı anda görmeyi sağlayan mitik noktanın adresi.
• Museo Borges, yazarın kişisel eşyaları, yazıları ve fotoğraflarıyla dolu özel bir mekân.
En Önemli Kitapları
• Ficciones
• Alef
• Kum Kitabı
• Öteki, Ben
• Düşsel Varlıklar Kitabı
• Tertium Organum Üzerine İncelemeler
Kitapların Geçtiği Yerler
Borges’in metinlerinde Buenos Aires fiziksel bir mekân değil, metafizik bir düzlemdir.
Alef adlı hikâye, bir evin bodrum katında evrenin bütün noktalarını aynı anda görmeyi sağlayan “Alef” adlı noktayla başlar. Bu evin gerçek hayattaki karşılığı, yazarın belirttiği gibi Calle Garay 998 adresindedir.
El Sur hikâyesinde şehrin kuzey–güney karşıtlığı, bireyin geçmişiyle yüzleşmesinin alegorisine dönüşür.
Ficciones, Buenos Aires’in kütüphanelerini, sokaklarını ve zihinsel labirentlerini zamanın dışına çıkarır.
Borges Felsefesi
Borges’in edebiyatı gerçeklikle kurmacanın sınırlarını bulanıklaştırır. Onun için her hikâye, bir evren; her kitap, sonsuz olasılıklar içerir. Labirentler, sonsuz döngüler, ayna imgeleri, sahte yazarlar ve var olmayan kitaplar Borges’in zihinsel oyunlarıdır.
Felsefe, dil, matematik, din ve edebiyat onun metinlerinde iç içe geçer. Borges’e göre gerçeklik, onu anlatma biçimimizle yeniden şekillenir.
Jorge Luis Borges:
“Zaman geçer ama geçmiş kaybolmaz; biz onu tekrar kurarız – her okumada yeniden.”