Verilen yönergelerle yazılar yazan, sıfırdan çizimler yaratan ve çok daha fazlası yapan bu yeni teknolojiye başka teknolojiler de eşlik ediyor👇
3D baskı, bir bilgisayar modelinden üç boyutlu nesneler oluşturan bir teknolojidir. İlk olarak 1980'lerde hızlı prototip oluşturma amacıyla kullanılan bu teknik, malzemeleri katman katman birleştirerek işler. 2019'da, 3D baskının hassasiyeti ve malzeme çeşitliliği, endüstriyel üretim teknolojisi olarak kabul edilmesini sağladı. Bu teknoloji, elle yapılamayan karmaşık şekilleri ve geometrileri üretebilir. 2020 itibariyle, en yaygın kullanılan 3D baskı yöntemi, termoplastik bir malzemenin sürekli filamentini kullanan erimiş biriktirme modellemesidir.
Hyperloop, Elon Musk tarafından önerilen, yüksek hızlı bir ulaşım sistemidir. Bu sistem, tüpler, kapsüller ve terminallerden oluşur. Tüp, düşük basınçlı bir sistemdir ve kapsül, bu tüpün içinde hava direnci veya sürtünmeden bağımsız olarak çalışır. Terminal, kapsül varışlarını ve kalkışlarını yönetir. Hyperloop'un kökenleri, 1799'da George Medhurst tarafından ortaya atılan bir konsepte dayanır. Musk, 2013'te Los Angeles'tan San Francisco'ya bir Hyperloop rotası tasarlayan bir beyaz kitap yayınlayarak konsepti daha da tanıtmıştır.
Beyin-bilgisayar arayüzü (BCI), beyin ve bir dış cihaz arasında doğrudan iletişim sağlar. Genellikle insan bilişsel veya duyusal-motor işlevlerini araştırmak, yardımcı olmak, artırmak veya onarmak için kullanılır. BCI uygulamaları, elektrotların beyin dokusuna ne kadar yaklaştığına bağlı olarak değişir. Bu teknoloji, 1970'lerde Jacques Vidal tarafından başlatılan araştırmalar sayesinde geliştirildi. Beynin kortikal plastisitesi sayesinde, implante edilen protezlerden gelen sinyaller beyin tarafından doğal sensör veya efektör kanalları gibi işlenebilir. İnsanlara implante edilen ilk nöroprotez cihazları 1990'ların ortalarında ortaya çıktı. Son zamanlarda, makine öğrenimi ile insan-bilgisayar etkileşimi çalışmaları, zihinsel ve duygusal durumları sınıflandırmada yüksek başarı elde etmiştir.
Artırılmış gerçeklik (AR), gerçek dünya ve bilgisayar tarafından oluşturulan içeriği birleştirerek etkileşimli bir deneyim sunar. Çeşitli duyusal modaliteleri içerir ve gerçek ve sanal dünyaların kombinasyonu, gerçek zamanlı etkileşim ve 3D nesne kaydı özelliklerini barındırır. Bu, fiziksel dünya ile sorunsuz bir şekilde bütünleşir ve kişinin gerçek dünya algısını değiştirir. Sanal gerçeklikten farklı olarak, AR gerçek dünya ortamını tamamen simüle edilmiş bir ortamla değiştirmez. Artırılmış gerçeklik, karma gerçeklik, genişletilmiş gerçeklik ve bilgisayar dolayımlı gerçeklik terimleriyle de örtüşür.
Çeşitli duyusal modaliteleri kapsar ve gerçek ve sanal dünyaların birleşimini, gerçek zamanlı etkileşimi ve 3D nesne kaydını içerir. Bu deneyim, gerçek dünya ortamının algısını değiştirirken, sanal gerçeklik tamamen simüle edilmiş bir ortamla değiştirir. Artırılmış gerçeklik, karma gerçeklik ile aynı anlama gelir ve genişletilmiş gerçeklik ve bilgisayar dolayımlı gerçeklik terimleriyle de örtüşür.
Yapay zeka, makinelerin insan zihni gibi bilişsel işlevleri gerçekleştirme yeteneğidir. Bu makineler, bazıları saniyede milyarlarca hesaplama yapabilen hız ve karmaşıklıkta gelişiyor. Bilgisayarlar ve diğer cihazlar, algılama, muhakeme, öğrenme, problem çözme ve hatta yaratıcılık gibi becerileri ediniyor. Siri ve Alexa gibi sesli asistanlar ve müşteri hizmetleri sohbet robotları gibi teknolojiler, yapay zekanın günlük yaşamımızda nasıl etkili olduğunun örnekleridir.
General Motors, Tesla ve Volvo gibi otomobil üreticileri tarafından yarı otonom araçlar üretildi. Bu arada Uber, NASA ile birlikte hava trafik kontrol sistemine sahip uçan araçların geliştirilmesine öncülük ediyor. Yakın zamanda, sürücüsüz otomobillerle daha sık karşılaşabiliriz.
Sipariş üzerine üretilen vücut parçaları artık sadece bilim kurgu filmlerinin bir özelliği değil! Doktorlar, bir hastayı implantla yaşatabilecek kadar güçlü vücut parçaları geliştirmeye başladılar. Hayat kurtaran bu yeni teknoloji, organ nakli için hastanelerde yaygın olarak kullanılacak. Organovo adlı bir firma tarafından 3D vücut parçaları basabilen bir yazıcı geliştirildi.
Kırmızı tuğlalar, 6000 yıldır inşaat malzemesi olarak kullanılan ucuz ve güçlü bir yapı malzemesidir. Geleneksel olarak bina duvarlarında kullanılan bu tuğlalar, ısıyı depolayıp serbest bırakarak binaları sıcak tutar. Ancak, Nature Communication'da yayımlanan bir araştırmaya göre, kırmızı tuğlalar enerji depolamak için de kullanılabilir. Washington Üniversitesi'ndeki araştırmacılar, kırmızı tuğlaların içindeki pigmentin enerji depolama ünitesine dönüştürülebileceğini ve evleri dev süper kapasitörlere dönüştürebileceğini belirtiyor. Bu yöntem, normal veya geri dönüştürülmüş tuğlalarla da çalışabilir ve maliyeti oldukça düşüktür.
Kuantum bilgisayarlar, bilgiyi kuantum bitleri aracılığıyla taşıyarak, makine öğrenimi problemlerini daha etkin bir şekilde çözer. Bu teknoloji, makine öğreniminde yenilikçi buluşlara ve süper bilgisayarların geliştirilmesine yardımcı olacaktır.
Dünya, iklim değişikliğine karşı koymak ve fosil yakıt kullanımını azaltmak için yenilenebilir enerjiye yöneliyor. Güneş, rüzgar ve hidroelektrik enerji teknolojileri, temiz enerjiyi daha ulaşılabilir ve ekonomik kılıyor. Enerji depolama teknolojileri, yenilenebilir enerji sistemlerinin güvenilirliğini ve büyüklüğünü artırıyor.