Barajların doluluk oranlarıyla Türkiye’nin gündemine oturan kuraklık dünyanın farklı coğrafyaları için de aciliyet taşıyan bir soruna dönüştü. Brezilya’da rezervler, nehirler ve akarsulardaki su miktarının son 20 yılın en düşük seviyesinde olmasıyla nedeniyle yüzden fazla kentte su dağıtımı karneye bağlandı.
Amerikan Ulusal Bilimler Akademisi’nin aralık ayında yayınladığı bir rapor, bazı bölgelerde kuraklığın yüzde 20 seviyesinde artarak küresel tarımın mevcut halinin ‘kıyametinin gelebileceği’ konusunda uyarıda bulunmuştu. Rapora göre bu yüzyılın sonuna kadar mısır, buğday, soya fasulyesi ve pirinç üretiminde yüzde 43 düşüş yaşanabilir.
Badem üretimi tehlikede
ABD’nin ılıman iklimiyle tarım yükünün önemli bir kısmını çeken Kaliforniya eyaletinde ise kuraklığın kalıcı hale geleceği düşünülerek önlem alınıyor. 13 aydır tarihinin en şiddetli kuraklıklarından birini yaşayan eyaletteki üniversiteler ‘kurak ortamlarda tarım’ dersleri başlattılar. Tablonun ürkütücü yanı ise dünyadaki toplam badem üretiminin yüzde 82’sini gerçekleştiren eyalette ağaçların teker teker kuruması da endişeleri körüklüyor.
Jeomühendislik projeleriyle yağmur seviyesinin arttırılması bu sefer de tropik kesimlerde korkunç bir kuraklığa neden olacağı düşünüldüğü için alınacak önlemler de küresel etkisi gözönüne alınarak tartışılıyor. California’da geçen yıl 6.8 milyar dolarlık badem üretimi gerçekleştirilmişti.
Üretimin düşmesinde kuraklığın yanı sıra arı nüfusunun da azalmasının önemli rol oynadığı söyleniyor.