Bugüne değin sivil haklar ve kadın-erkek eşitliğinde katedilen mesafeyi görebilmek için, geçmişe doğru ufak yolculuklara çıkmak yeterli olacaktır.
Bunlardan biri de edebiyat alanında... Geçmişte edebiyat dünyasına, dolaylı olarak dünyaya yön vermiş kadın yazarların eserlerini kendi isimleri altında sunmaları, doğrudan yok sayılmalarına ve fikirlerinin ciddiye alınmamasına sebep olurdu. Bu yüzden pek çoğu, takma erkek isimleri kullandılar. Gelin, onları tanıyalım.
Bilim kurgu gibi kadınların fazla yer bulamadığı bir türde eserler veren Alice Bradley Sheldon'ın bu ismi kullandığı, ölümünden 10 yıl öncesine kadar toplum tarafından bilinmiyormuş.
Küçük Kadınlar'ın yazarı Lousia May Alcott, kariyerinin büyük bir bölümünde A. M. Barnard mahlasıyla eserler vermiş.
Sadece İngiliz edebiyatının değil, dünya edebiyatının da en önemli eserlerinden biri kabul edilen Middlemarch'ın yazarı. Kitapları, Middlemarch dahil George Eliot ismi altında yayınlanmış.
Bronte kardeşlerin büyüğü, Jane Eyre'in yazarı Charlotte Bronte, bir erkek ismi olan Currer Bell ismiyle de eserler vermiş.
Lanetli Göl ile tanınan, Dostoyevski'nin de ilham aldığı yazarlardan olan Amantine Lucile Aurore Dupin, George Sand olarak bilinir.
Uğultulu Tepeler'in yazarı Emily Bronte de ablası gibi takma isim kullanarak eserler vermiş. Hatta ablasının takma ismine de kardeş olurcasına Ellis Bell ismini kullanmış.
Edebiyatın pek çok farklı alanında eserler veren Vernon Lee, aslında Violet Paget adında bir kadınmış.
Tam adı Nelle Harper Lee olan yazar, tek romanı olan Bülbülü Öldürmek'i isminin en feminen kısmı olan Nelle'den vazgeçerek yayınlamak durumunda kalmış.
Harry Potter'ın yaratıcısı. O da tıpkı Karen Blixen gibi, ünü edebi kimliğinin altında ezilmesin diye bir mahlas benimseyenlerden. Yazar İpekböceği adlı polisiye romanını Robert Galbraith mahlası altında yayınlamış ve pek çok olumlu eleştiri almıştı.
Karen Blixen, Danimarkalı ünlü bir ailenin kızı olduğu için takma isim kullanmayı tercih etmiş.
Svastika Gecesi adlı feminist bakış açısına sahip distopya romanını kaleme alan Katharine Burdekin, bu romanı Murray Constantine ismiyle yayınlamış. Murray Constantine'in Katharine Burdekin'in takma ismi olduğu ölümünden yıllar sonra, 80'lerde keşfedilmiş.
kadınlardan neden sanatçı, yazar, bilim insanı çıkmamış diyenlere duyrulur.