Dünyaya Kapanmış Bir Kültür! İran Sinemasının Bugüne Kadarki En Etkileyici 22 Filmi

Oldukça köklü bir tarihe sahip olan İran, son yıllarda yaşadığı şeriat yönetimi nedeniyle git gide dünyadan kopuk bir yer haline geldi. Ülke, her ne kadar tutucu yaklaşımlardan dolayı dünyadan soyutlanılmaya çalışılsa da, sanat kendi için bir şekilde yüzeye çıkacak yolu her zaman buluyor. İşte bizde, bu farklı kültürün içeriklerini yedinci sanatın mucizesiyle bize aktarmaya çalışan filmleri sizin için derledik!

Not: Film açıklamaları için Beyazperde ve Sinemalar.com kaynak olarak kullanılmıştır.

1. The House is Black (Khaneh Siah Ast - 1963)

İran yapımı film, İran'ın kuzeyinde toplum tarafından dışlanmış bir halde yaşayan, cüzzamlı bir topluluğun hikayesini ele alıyor. Filmin yönetmen ve senaristi Forugh Farrokhzad'ın anlatıcılığında ilerleyen ve Behkadeh Raji kolonisini ele alan hikayede, Eski Ahit ve Kur'an-ı Kerim gibi kutsal kitaplardan yapılan alıntılarla yönetmenin kendi şiirsel deyişleri de bulunuyor. 20 dakika uzunluğundaki belgesel film dünya çapında büyük bir ilgi çekti. Ayrıca yapım, yönetmenin ölümünden önce çektiği ilk ve son film olma özelliğine sahip.

2. The Cow (Gaav - 1969)

Masht Hassan, ıssız bir köydeki tek ineğe sahip olan bir adamdır. İneğine sanki çocuğuymuş gibi davranan Hassan, bir gün köyün dışına çıkar ve o gün de ineği ölür. Diğer köylüler Hassan’ın ineğine olan bağlılığını bildikleri için cesedi saklarlar. Hassan geri geldiğinde ise ona ineğinin kaçtığını söylerler. Bu haberle adeta dağılan Hassan, tüm vaktini eskiden ineğinin kaldığı ahırda geçirmeye ve yavaş yavaş da kendisinin inek olduğuna inanmaya başlar...

3. The Runner (Davandeh - 1984)

Film, para kazanabilmek adına su satıp ayakkabı boyayarak günübirlik işler kovalayan, bu işleri yaparken de hakkını aramak için sürekli koşmak zorunda kalan, savaşta ailesini kaybetmiş kimsesiz Amiro’nun üzerinden ilerleyerek doğuştan elde edilmiş ve sonradan kazanılmış hakları, statüyü, savaşın geride bıraktığı yıkık hayatları gözler önüne serer. Başarılı, etkili ve gerçekçi anlatımıyla uluslararası camiada beğeni toplayan film, imkânsızlıklara rağmen daha iyi bir hayat sürme hayaliyle okula gitmeye karar veren Amiro’nun hırsı ve inancıyla, “istedikten ve inandıktan sonra her şeyin başarılabileceği” mesajını da vererek devrim sonrası İran Sineması’nın üzerindeki ölü toprağını atar.

4. Where Is the Friend’s Home? (Khane-ye Doust Kodjast? - 1987)

Ahmed, bir gün arkadaşına ait olan bir ev ödevini yanlışlıkla kendi evine götürür. Eğer bu ödev en kısa sürede geri gelmezse öğretmeni ona çok kötü bir not verecektir. Bu nedenle Ahmed acilen yola çıkar. Ahmed'in bu önemsiz görünen yolculuğu, İran kasabalarının çehresine dair birçok ipucu verecektir.

5. The Cyclist (Bicycleran - 1989)

İran'a, Afganistan'dan göç etmiş fakir bir adam olan Nesim (Muharrem Zeynelzade) kuyu kazarak geçimini sağlamaktadır. Ancak ağır hasta olan eşini kurtarmak için daha çok paraya ihtiyacı vardır. Sonunda bir arkadaşının vasıtasıyla karşılaştığı bir bahisçi ona, 7 gün aralıksız bisiklet sürmesini, böylece onu izleyen ve bahis oynayan insanların yardımıyla da ihtiyacı olan parayı kazanabileceğini söyler.

6. Bashu, the Little Stranger (Bashu, Gharibeye Koochak - 1989)

Irak-İran savaşı sırasında, Güney İran'da yaşayan Arap azınlıkların köyleri bombalanır ve Bashu adındaki bir çocuğun bütün ailesi bombalama sırasında ya hayatını kaybeder ya da kaybolur. Bashu ise bir kamyonete atlayıp köyden kaçar. Ancak ertesi sabah, içinde uyuyakaldığı kamyonetten çıkar ve kendinin, kurak topraklarda kurulu köyüne hiç benzemeyen, yemyeşil bir yerde olduğunu fark eder. 'Burası İran değil mi? Neredeyim ben?' diye feryat eder ve Naii isimli, İranlı bir köylü kadın tarafından himaye altına alınır. Ancak aralarındaki dil farkından dolayı anlaşmakta çok büyük güçlük çekerler. Ayrıca deri renginin koyu olması sebebiyle diğer köylüler tarafından dışlanır, aşağılanır. Kimse koca İran'daki yerel kültür farklarından haberdar değildir; çocuğu kömür madeninden kaçtı sanarlar. Hatta Farsça konuşamadığı için aptal damgası bile vururlar...

7. Close Up (Nema-ye Nazdik - 1990)

Bazen ortak ilgi alanları insanları umulmadık yerlerde ve biçimlerde kesiştirir. Hele ki bu bir sanatsa. Bir yönetmenin hayranlarından olan Ali, onun filmleştirdiği eserini bir yolculuk sırasında okurken, bunu fark edip aşırı derecede ilgi gösteren bir yolcu ile tanışır. Yönetmen Mohsen Makhmalbaf’ın hayranı olan bu kadın, aynı duyguları paylaştığını tahmin ettiği bu kişi ile sohbet etmek ister. Bu ilgiden hoşlanan Ali, kendini yönetmenin adı ile tanıtır. Hatta yeni film çalışmalarından söz eder. İran’ın en zengin ve tanınmış ailelerinden birine mensup olan kadının hayatına süzülerek kendi filmini yapmak için bir kapı arar. Elbette ki yalan, eninde sonunda ortaya çıkacaktır.

8. The White Balloon (Badkonake Sefid - 1995)

21 Mart, ilkbaharın ilk gününde İran'da yeni yıl kutlanmaktadır. 8 yaşındaki küçük kız Razieh, her yılbaşı olduğu gibi bir japon balığının olmasını hayal eder. Erkek kardeşinin de yardımıyla annesini balığı almak için ikna eder. Ama şehrin kalabalık sokaklarında parasını kaybeder. Onu ararken de başından pek çok macera geçecektir.

9. A Moment of Innocence (Nun va Goldoon - 1996)

Film, genç Makmahlbaf'ın 17 yaşında bir protesto mitinginde polisi bıçakladığı zaman yaşadıklarının yarı otobiyografik bir anlatımını işler. Makmahlbaf, yirmi yıl sonra, telafi etmek için, yaraladığı bu polis memurunun izini sürmeye karar verir...

10. Taste of Cherry (Ta'm e Guilass - 1997)

Bay Badii arabasıyla bir yola çıkmıştır. Bu yolculuğun amacı bellidir. Badii, kendisini öldürmek için ikna edeceği bir adam bulacaktır ve bu iş için ona para verecektir. Önce bir Kürt asker bulur, daha sonra Afgan asıllı bir öğretmen ve en sonunda da ihtiyar bir Türk... En sonunda aralarından birine teklifini kabul ettirecektir. Ancak tüm bu boşvermişliğine rağmen halen öğrenmesi gereken çok şey vardır... Kiarostami filmografisinin en değerli yapıtlarından biri olan Kirazın Tadı, gösterildiği birçok festivalden ödüllerle dönmüştü.

11. Children of Heaven (Bacheha-Ye Aseman - 1997)

Cennetin Çocukları, kız kardeşinin ayakkabılarını kaybeden bir çocuğunun, onları bulmak için verdiği mücadeleyi ele alıyor. İran sinemasının dikkat çekici yönetmenlerinden Majid Majidi'nin eserinde, yoksul bir aileye sahip iki kardeşin aynı çift ayakkabıyı paylaşmasının öyküsü anlatılıyor. Film, 1999 yılı En İyi Yabancı Film Oscar'ı ve Montreal Film Festivali Fipresci ve Kiliseler Birliği Jüri ödüllerinin de sahibi.

12. The Color of Paradise (Rang-e Khoda - 1999)

Küçük Muhammed (Mohsen Ramezani),Tahran 'daki bir körler okulunda yatılı olarak eğitim görmektedir. Kör olarak doğmuştur ve çevresindeki dünyayı dokunarak ve işiterek anlamaya çalışmaktadır. Okulu yazın tatile girdiğinde babası onu almak ve köyüne götürmek üzere okula gelir. Muhammed'in annesi ölmüştür ve babası yeni bir evlilik planlamaktadır. Özürlü bir çocuğun evlilik planlarını bozacağından endişelenen baba, sürekli olarak ondan kurtulmak için çareler arar. Köyde ise Muhammed'i yazı birlikte geçirecekleri sevecen iki kız kardeş ve yaşlı ninesi beklemektedir...

13. The Day I Became a Woman (Roozi ke zan Shodam - 2000)

Küçük Havva dokuzuncu yaş gününe uyandığında, yaşamının artık hiçbir zaman eskisi gibi olmayacağı gerçeğinden bihaberdir. O, artık kendi çevresinin kültüründe bir 'kadın' olarak kabul edilmektedir. Annesi, Havva'ya artık bir kadın olduğu için dışarı çıkıp erkek çocuklarıyla oynamasının günah olacağını hatırlatır. Bir kadınlar bisiklet yarışında lider durumdaki Ahu'yu, sürekli olarak akrabaları takip etmekte ve giderek tehdit eder bir şekilde ona vaktini böyle basit bir uğraşla geçirmeyi sürdürürse evden atılacağını hatırlatmaktadır. Ahu onları reddettiğinde ise yarış hayatını değiştirecek kadar büyük bir öneme bürünür.

14. A Time for Drunken Horses (Zamani Barayé Masti Asbha - 2000)

İran'da yaşayan, Kürt bir aileye mensup insanlar, babalarını kaybettikten sonra bir uçuruma doğru sürüklenmektedirler. Aralarından bir tanesinin acilen hayati bir ameliyata tabi tutulması gerekmektedir. Henüz on iki yaşında olan Eyüp ise, cinsiyeti nedeniyle, ailenin yeni lideri olmak zorundadır ve bu sorumluluğu almak için henüz çok genç bir yaştadır.

Abbas Kiarostami'nin eski asistanı olan Bahman Ghobadi'nin büyük gürültü koparan ilk yapıtı olan Sarhoş Atlar Zamanı, sinema seyircisi için zor bir coğrafyanın zor öyküsünü anlatmaya koyuluyor.

15. The Blackboard (Takhté Siah - 2000)

Kara Tahta, Kürtçe olarak çekilmiş bir İran filmi. Cannes Film Festivali'nde jüri büyük ödülü almış olan Kara Tahta, İran kırsalında kendilerine öğrenci arayan öğretmenlerin öyküsünü belgesele yakın bir dramatik formda anlatıyor. Bu öğretmenler, sırtlarında kara tahtalarıyla seyyahlar gibi geziyorlar. Bölgede yakın zamanda yaşanmış savaşların yarattığı yıkım ise, her sahnede kendini belli ediyor: Öğretmenlerin sırtlarında taşıdıkları kara tahtaların tek işlevi, öğrenciler ders verilirken ortaya çıkmıyor. Bu kara tahtalar, aynı zamanda birer kalkan ve sığınak görevi de üstleniyor zorlu coğrafyada. Hatta, kimi durumlarda bir eşe karşılık olarak da verilebiliyor... Sarhoş Atlar Zamanı'nın yönetmeni Bahman Ghobadi, bu filmde oyuncu olarak karşımıza çıkıyor.

16. Ten (Dah - 2002)

Tahran'da bir kadın arabasıyla yola çıkmıştır. Arka arkaya arabaya binenler aracılığı ile bir kadının yaşamını ve İran'da yaşayan kadınların dünyasını tanımaya başlarız. Sürücü ile konuklar arasında geçen her diyalog, on bölümlük filmin bir parçasını oluşturur. Arabada gerçekleşen konuşmalar, kadınların aile yaşamlarına ve toplumda kendilerini ifade etme çabalarına ışık tutar. İran sinemasının en önemli yönetmenlerinden Abbas Kiarostami'nin imzasını taşıyan film, sıra dışı anlatımı ve öyküleriyle dikkat çekiyor.

17. Turtles Can Fly (Lakposhtha Parvaz Mikonand - 2004)

Film Türkiye-İran sınırında bulunan bir Kürt mülteci kampında geçmektedir. Mayın toplayarak yaşayan Soran, 13 yaşında bir çocuktur. Kasabadakiler için hazırladığı bir anten aracılığı ile Saddam’ın düşüşünü haber alıp herkese duyurur. Bu sırada Agrin de 14 yaşında bir annedir. Soran ona aşık olur ama Agrin’in ağabeyi Henkov tarafından huzursuz edilir. Henkov’un kolu yoktur çünkü bir mayına basmıştır. Şimdi ise gelecekten haber verebilmek gibi bir yeteneği vardır. Film, 52. San Sebastian Film Festivali’nde En İyi Film seçilmiştir. En İyi Senaryo dalında da Jüri Özel Ödülü’ne layık görülmüştür. Ve bir de Berlin Film Festivali’nde Barış Ödülü kazanmıştır. Turtles Can Fly (Kaplumbağalar da Uçar), Saddam’ın ardından Irak’ta çekilen ilk filmdir.

18. Offside (2006)

İran'daki kadınlara has yasaklardan biri de stadyumda futbol müsabakalarını izlemeleridir. 2006 yılında gerçekleşen Dünya Kupası'na katılmak üzere olan İran milli takımı, son derece kritik bir maça çıkmaya hazırlanmaktadır. Eğer maçı kazanırsa bu önemli organizasyona katılacaktır. Bu kader maçını canlı olarak izlemek isteyen bir grup kadın, stadyuma girmenin ilginç bir yolunu bulurlar. Erkek kılığına bürünerek... Bu grubun bir kısmı fark edilmeden girmeyi başarsa da bazıları polis tarafından fark edilir ve gözaltına alınır.

19. About Elly (Darbareye Elly - 2009)

Ahmed, Almanya'da yıllar boyu yaşadıktan sonra, İran'ı ziyaret etmeye karar verir. Üniversiteden eski arkadaşları, Ahmed'in gelişi onuruna Hazar Gölü kıyısında hep birlikte üç gün geçirecekleri bir tatil planlarlar. Bu tatili düzenlemek, gruptaki kadınlardan birinin, neşeli Sepideh'in sorumluluğundadır. Sepideh, gruptaki arkadaşlarının haberi olmaksızın, kızının anaokulu öğretmeni Elly'yi de davet eder. Almanya'da yaptığı mutsuz evlilikten henüz kurtulmuş olan Ahmad, İranlı bir kadınla yuva kurmak istemektedir. Bunu bilen arkadaş grubu, Sepideh'in Elly'yi niçin davet ettiğini yavaş yavaş anlarlar. Tatilin ikinci gününde, her şey iyi gidiyor gibi gözükürken bir olay neticesinde Elly ortadan kaybolur...

20. No One Knows About Persian Cats (Kasi Az Gorbehaye Irani Khabar Nadareh - 2009)

Tahran'da indie rock müziği ile uğraşan Negar ve Ashkan, Londra'da bir konser vereceklerdir. Bunun için bir an önce gruba yeni bir eleman bulup eksiklerini tamamlamaları gerekmektedir. Oysa genç müzisyenleri bekleyen çok daha büyük bir problem vardır: Vize... Negar ve Ashkan ülkeden yasal olarak çıkabilmelerinin neredeyse imkansız olduğu bir durumla yüz yüze kalırlar. Pasaport alabilmenin tek yolu ise karaborsanın içine dalmaktır.

21. A Separation (Jodaeiye Nader az Simin - 2011)

Bir Ayrılık'ta boşanmak üzere olan Nadir ve Simin, çocuklarının velayeti konusunda ikileme düşüp kadıdan yardım istemektedir. Birçok festivalden büyük övgüler alarak ayrılan film, özellikle başrol oyuncularının başarılı performanslarına sırtına dayıyor.

Simin, kocası Nader ve kızı Termeh’le birlikte İran’ı terk etmek istemektedir. Nader’in Alzheimer hastası babasını bırakmayı reddetmesi üzerine boşanma davası açan Simin, dava talebi reddedilince anne babasının evine gider. Termeh ise babasıyla kalmaya karar vermiştir. Nader kızına ve babasına bakması için hamile bir genç kadını tutar; ama bu durum daha fazla soruna yol açacaktır.

22. The Salesman (Forushande - 2017)

Arthur Miller’ın 'Satıcının Ölümü' oyununu sahneye koyan tiyatrocu çift Rana ve Emad, Tahran'ın merkezinde yeni bir apartmana taşınır. Ancak Rana, burada taşındıkları yerin eski kiracısıyla bir sorun yaşar ve biri tarafından saldırıya uğrar. Emad, travmasını sessizce atlatmaya çalışan Rana’nın aksine intikam alma yoluna gidecektir ve bu yaşadıkları olay ikilinin hayatını dramatik bir şekilde değiştirecektir... Yönetmenliğini ve senaristliğini Oscar ödüllü İranlı yönetmen Asghar Farhadi'nin üstlendiği filmin başrolünde Shahab Hosseini, Taraneh Alidoosti ve Babak Karimi yer alıyor.

BONUS: Persepolis (2007)

Yıl 1970 İran. Marjane Statrapi, gencecik gözlerle izlemektedir, İran rejiminde olan bitenleri. Marjane’in ailesi Şah iktidarının düşüşü karşısında çok mutludurlar. Ekonomik ve toplumsal yaşam standartları açısından artık yeni umutlar filizlenmiştir. Onca zor zamanlardan sonra artık demokratik bir yönetim anlayışına kavuşacaklarını düşünen İranlılar hayal kırıklığı yaşayacaklardır. Şimdi de mollaların zamanıdır...

Her ne kadar İran'da değil Fransa'da yapılmış olsada, ülkenin tarihini en iyi anlatan yapımlardan biri de kuşkusuz Persepolis. İran asıllı yazar ve yönetmen Marjane Satrapi'nin otobiyografik hikayesini anlattığı aynı isimli çizgi romanından kendisinin de yönetmen ve senarist olarak katılımıyla uyarlanan film, İran'ın 'İslam Devrimi' ile şeriat yönetimine geçiş aşamasını oldukça çarpıcı bir dille aktarıyor.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir;

Bir Başka Kültür! Hong Kong Sinemasının Birbirinden Etkileyici 16 Filmi
Sizi Yalnızlığın İyi Kötü Her Boyutuyla Tanıştıracak 20 Muhteşem Film
Şeriat ile Yönetilen Yanı Başımızdaki İran'da Gündelik Yaşamın Nasıl Devam Ettiğini Biliyor musunuz?

Popüler İçerikler

Sevgilisine Atacağı Fantezi Mesajını Yanlışlıkla Karısına Atan Ünlü Patron İcralık Oldu
Zoru Başardık: Karadağ'a Üç Puan Hediye Eden Milli Takım'a Gelen Tepkiler
Mauro Icardi'den Olay Wanda Nara Paylaşımı: ''Evimde 2 Saat Boyunca Beni Taciz Etti''
YORUMLAR
20.11.2021

Olabilecek en düşük bütçeyle bir film çekip milyonlarca dolar harcanmış filmler arasından sıyrılıp yabancı dalda oscar alıyorsun, "Bir Ayrılık" filmi. Çoğu salt gerçeklik barındıran insan odaklı filmler belki de bu yüzden başarılı İran sineması. Listede en beğendiğim "yakın çekim" filmiydi.

20.11.2021

Serçelerin Şarkısı ve Baba filmleri de çok güzel..

20.11.2021

şşş kızlar çığlık atmaz da çok güzeldir. dram izlemek isteyen kesinlikle iran filmi izlemeli. yağmur filmide çok başarılı idi.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ