Dünyanın İmrendiği Ülkeler Adalet İçinde Yaşarken Bazı Ülkeler Neden Yolsuzluktan Asla Kurtulamayacak?

Dünyadaki herkes yolsuzluğa karşı fakat dünyada bir yerde, siz bu cümleyi okurken bir yolsuzluk mutlaka yaşanıyor. İki yüzlü müyüz yoksa bazı toplumların kaderi mi bu?

Yolsuzluğun dünyadaki yerini araştırırken ilk olarak The Cheater's High: The Unexpected Affective Benefits of Unethical Behavior adlı ilginç akademik makaleyi irdeledik. Yolsuzluk oranları için Transparency organizasyonunun raporlarından, bu durumu ortaya çıkaran psikolojik durumu incelemek için The cognitive psychology of corruption adlı makaleden faydalandık.

Dünya üzerinde bazı ülkelerde yöneticiler halk için değil kendi refahları için mücadele eder, hatta bazı örnekler vardır ki 'Bunlar halk tarafından nasıl görülmez!' dedirtir. 👇

Yiyorlar Ama Çalışmıyorlar: Halk Yerine Kendisi İçin Çalışan Hükümetlerden Akılalmaz Yolsuzluk Örnekleri

Aslında her ülkenin yolsuzlukla ilgili bir anısı var. Yani 'Doğu'nun' yaşadığı ve 'Batı'nın' kınadığı bir olgu değil yolsuzluk.

Şöyle anlatalım, Çin, yaşadıkları bölgede yolsuzluklarıyla ünlü bir ülke fakat aynı ırkın oluşturduğu Singapur yolsuzluk konusunda dünyanın en düşük seviyelerini temsil ediyor. Bir ilginç bilgi verelim, bugünün medeniyet simgesi olan İsveç, Norveç gibi ülkeler bundan 100 yıl öncesine kadar yolsuzluk skandallarıyla boğuşan, dünyaya ibret olaylarla anılıyordu. 

Belli başlı uygulamalarla bu ülkelerin yolsuzluk batağından kurtulmayı başarmaları ayrı bir hikaye, önemli olan yolsuzluğu bazı ülkelere has olarak görmemek.

İskandinav ülkelerinin yolsuzluktan kurtulmak için kullandığı yöntem, hakları arttırmaktı.

cs.mg.co.za

Yolsuzluk ve haklar arasında nasıl bir bağlantı olduğunu hemen anlatalım. Süreç şöyle işliyor, bireysel olarak kişilerin hakları yükseltildiği ve ifade özgürlüğünün standartlar üzerine çıkarıldığı bir atmosferde yolsuzluk iddiaları göz önüne geliyor ve gizlenmesi imkansız hale geliyor. Özgürlüklerin artması, devlet adına yolsuzluk yapanların kutsal görülmemesini de beraberinde getirdiği için şeffaflık zorunlu olarak artıyor.

Yani belli başlı kurallar olmadığı sürece İsveç ya da Mısır fark etmez, herkes yolsuzluk yapmaya hazır. Sebebini anlatalım.

Devlete bağlı kişiler bir yana, insan olarak hepimiz kendimizi başkalarıyla kıyaslıyoruz. Her şey burada başlıyor.

'Sermiyan Mercedes S500 almış, ben niye halen 10 yıllık arabaya biniyorum? O da benim gibi okullarda okudu, ben ondan zeki bile sayılırım, aramızda ne fark var da onun statüsü yüksek?'

İşte bu sorgu genellikle irrasyonel yollara sapıyor ve kişilerin başarılarını yakalayabilmek için yapılacak her şeyi meşru kılıyor. Para kazanmak, mevki sahibi olmak için bazı illegal kısayolları tercih etmenin temel itkisi bu. 

Bir Umut Sarıkaya karikatüründe 'Alemin tavşanı ben miyim?' şeklinde tezahür eden olay bu mevzuya cuk oturuyor.

Mevzu devlet çalışanları için güncellendiğinde tartışmaya bir de makam, mevki dahil oluyor.

Hangi ülkede olursa olsun herkes daha yüksek mevkilerde olmak istiyor fakat bunun gerçekleşebilmesi için bazı ülkelerde alınması gereken yollar sabit, bazılarında değil. Bu yollar arasındaki fark da meşhur anahtar kelime kutuplaşmayla bağlantılı.

Kutuplaşan bir ülkede en az iki karşıt grup olduğunu düşünelim.

A grubu yönetimdeyken B grubu yolsuzluk eleştirileri yapacak, B grubu yönetime geldiğinde de o sihirli sözcüğü söyleyecek: Sıra bizde, biraz da biz hakkımızı kazanalım. Yolsuzluğun çoğunlukla hak edileni almak olarak algılandığı da ortaya çıkıyor böylece.

Açıkçası yolsuzluğun modern dünyada en sık karşılaşılan tipi bu basit sürtüşmelerin yarattığı sonuçlardan doğuyor ve döngüler halinde, büyüyerek ilerliyor.

Yolsuzluğun doğuşunu ve neredeyse tüm insanlığın genetik kodlarına nasıl işleyebileceğini gördük ama aydınlatılması gereken bir mevzu daha var.

O da yolsuzluk yapanların bunun olumsuz bir şey olduğunu bilerek, kötü niyetlerle gerçekleştirdiği düşüncesinin tamamen yanlış olduğu. Bilimsel olarak kanıtlanan bir gerçek var, yolsuzluğun ve genel anlamda dolandırıcılığın kişilerde yarattığı hisler hayli değişken. Örneğin çoğu kişide bu tip hukuksuz hamleler azap yerine keyif veriyor. Zaten bunu rahatça yapabildiği yerde hukuksal bir düzenleme de olmadığı için onun rahatını bozacak hiçbir şey de yok.

Peki tüm dünya için soralım, nedir bu yolsuzluğu sonlandırmanın reçetesi?

İçeriğin başında da bahsetmiştik, hak ve özgürlüklerin yüceltilmesinden önce dürüstlüğün benimsenmesi gerekiyor. Tabii toplumların saygınlıktan ne anladığını da incelemek gerekiyor. Lüks bir otomobile sahip olmanın önemsendiği kültürde kişiler saygınlığı bu simgeyle tanımlar, iyi bir eğitim seviyesine ulaşıp sosyal sorumlulukları gerçekleştirmeyle değil. 

Uzmanlar, bu konuda kalem oynatanlar böyle düşünüyor. Sizin dünyada yolsuzluğu sonlandırmak için çözümünüz ne?

Popüler İçerikler

Galatasaray'ın Yıldızı Osimhen İçin Fenerbahçe Napoli ile Temasa Geçti
10 Kasım 1938’de Hayatını Kaybeden Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Son Sözü "Aleykümesselam" Oldu
Apar Topar Çıkarılmışlardı: Kızılcık Şerbeti'nde Giray ve Heves Ayrılığının Gerçek Nedeni Ortaya Çıktı
YORUMLAR
29.09.2019

iskandinav ulkelerinin cografik yapisi nedeniyle dunya savasinda isgal edilmeyisi ve buna bagli ekonomisinin hicbir zaman dibi gormeyisi kaynakli maddi rahatlik var. Ne araplar gibi sonradan zengin olma durumlari var, ne de biz gibi ikide bir problem yaşamalari. Haliyle yolsuzluk yapmayi gerektirir bi ekonomik kaygi yok. Bunun temelinde de disardan giden icin de oldukca pahali ve soguk ulkeler, bu sayede de kendi maddi manevi kulturlerini en az bozulmayla yurutebiliyorlar. çoğu suçun altında fakirlik veya eziklik duygusu oluyor, bunlarda boyle bi durum yok

29.09.2019

ya sen iyi misin? kış savaşını araplar mı yaşadı? yoksa hitler gidip isveç diye iranı mı işgal etti? git önce tarih öğren sonra yorum yap.

29.09.2019

Statü farkının aşırı derecede hissedildiği ülkelerde yolsuzluğun hatsafhaya çıkması gayet normal. Henüz hiç kimsenin cevabını bulamadığı bir soru, bunu gayet net açıklıyor aslında. Bkz; Sen benim kim olduğumu biliyor musun?

29.09.2019

aslinda hepsi egitim seviyesiyle alakali. ulkenin egitim seviyesi artikca yolsuzluklarda kendigilinden azaliyor. burda egitimli insan calmaz demiyorum, uygun sartlar olussun egitimliside calmasini cok guzel bilir. ama halkin ortalama egitim seviyesi artikca calanlarin pisliklerini kuran, millet ve ecdad soylemleriyle ortmesi artik mumkun olmuyor. bazi seyleri insanlara kabul ettirmesi zorlasiyor. yukarda cin ve singapur ornegi verilmis. singapurda yolsuzluk cok dusuk cunku egitimde dunyada finlandiyadan sonra ikinci ulke. cindekide ayni cinli, singapurdakide. aradaki fark icinin nasil dolduruldugu.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ