Dünyanın Gözü Türkiye'nin Bu Noktasında! 30 Yıldır Kazılan Bu Yerde Tarihin Sırları Ortaya Çıkarılıyor

UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde 'tarihin sıfır noktası' olarak nitelendirilen Göbeklitepe, 30 yıldır süren kazı çalışmalarıyla dünya arkeoloji gündeminin zirvesinde yer alıyor. Şanlıurfa'ya 18 kilometre uzaklıkta bulunan bu kadim ören yeri, dünyanın her yerinden ziyaretçilerini ağırlıyor. Göbeklitepe'nin hikayesi, aktif olarak devam eden kazılarıyla gün geçtikçe tüm dünyanın gözlerini üzerine çekiyor.

Detaylar 👇

Göbeklitepe ilk olarak 1986'da çiftçi Şavak Yıldız’ın tarlasında bulduğu gizemli heykelle ortaya çıktı.

1995 yılında Prof. Dr. Klaus Schmidt başkanlığında Alman Arkeoloji Enstitüsü ve Şanlıurfa Müzesi işbirliğiyle başlayan kazılar, Neolitik döneme ait, 3 ila 6 metre boyunda ve 40 ila 60 ton ağırlığında, yabani hayvan figürleriyle bezeli 'T' biçimli anıtsal dikilitaşları gün yüzüne çıkardı. Ayrıca, 8 ila 30 metre çapında dairesel ve dikdörtgen şekilli, yaklaşık 12 bin yıl öncesine tarihlenen dünyanın bilinen en eski tapınak kalıntıları keşfedildi. Buluntular arasında 65 santimetre uzunluğunda etkileyici bir insan heykeli de yer alıyor.

Bu eşsiz eserlerle ünü hızla yayılan Göbeklitepe, 2011'de UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'ne alındı.

Bu resmi tanınma, ören yerinin küresel bilinirliğini katladı. 2019 yılının Cumhurbaşkanı tarafından 'Göbeklitepe Yılı' ilan edilmesiyle turizmde adeta altın çağını yaşadı. Bugün Göbeklitepe, her yıl binlerce yerli ve yabancı turisti ağırlıyor; tatil günlerinde günlük ziyaretçi sayısı 10 bini aşarak bölgeye olan yoğun ilgiyi gözler önüne seriyor.

Göbeklitepe Kazı Başkanı Prof. Dr. Necmi Karul, bu yoğun ilgiyi "elit bir yer" olmasına ve her eserin yeni bir merak uyandırmasına bağlıyor.

Karul, 30 yıl önce başlayan kazılarda anıtsal ve kamusal yapıların ortaya çıkmasının, Göbeklitepe'yi tarih öncesi dönem için olağanüstü kıldığını vurguluyor. Arkeologların temel amacının, sadece turizmi değil, aynı zamanda tarih öncesi insanların yaşam biçimlerini, teknolojilerini ve beslenme alışkanlıklarını anlamlandırmak olduğunu belirtiyor.

Prof. Dr. Karul, 'Taş Tepeler Projesi' kapsamında arkeolojiyi toplumsallaştırmayı, yani bulguları sadece bilgiye dönüştürmekle kalmayıp toplumla buluşturmayı da öncelikleri arasına aldıklarını ifade ediyor. İlk bulgunun arazisinin eski sahibi Mahmut Yıldız da, bu mirasın dünyaya katkı sağlamasından gurur duyduğunu dile getirerek, çalışmaların sürekli yeni keşiflerle ilerlediğini belirtiyor.

İlginizi çekebilir;

Nişanı Attı, Mutluluğu Yapay Zekada Buldu: Yarattığı Karakterle Evlenen Kadının Beyin Yakan Açıklamaları
İşte Taktığı Akıllı Saati Başını Yaktı: Hastayken Dışarı Çıktığı İçin İşten Atıldı!
Bilim İnsanları Resmen Açıkladı: Nesneleri Temassız Bir Şekilde Hissedebildiğimiz Yedinci Bir His Keşfedildi!
İçeriğin Devamı İçin Tıklayın

Popüler İçerikler

Asın Bayrakları: Türk Tasarımcı Dilara Fındıkoğlu, British Fashion Awards Gecesinde Vanguard Ödülü Aldı!
Mustafa Destici'nin "İşe Alırken Evlilere Öncelik Verilsin" Önerisine Gelen İronik Yorumlar
KAP’a Resmi Açıklama Yapıldı: Ahlatçı Holding, Yozgat’ta 4 Milyar Dolar Değerinde 41 Tondan Fazla Altın Buldu