Dünyanın En Vahşi Hapishanesi Olan Angola ve Onun Kanlı Geçmişiyle İlgili Sizi Şoke Edecek 10 Bilgi!

Louisiana Eyalet Cezaevi ya da daha çok bilinen adıyla Angola Hapishanesi dünyadaki 'en büyük', 'en kanlı' veya 'en vahşi' hapishanelerden biri olarak tanınır. İşte, Angola Hapishanesi ve onun geçmişiyle ilgili bu sıfatları haklı çıkaran 10 bilgi...

10. Angola, Amerika'nın en büyük maksimum güvenlikli hapishanesi.

18.000 dönümden fazla bir alana sahip olan Louisiana Eyalet Cezaevi, 66 numaralı Louisiana Otoyolunun sonunda yer alıyor ve Missisipi nehriyle üç taraftan çevreleniyor. Yerleşim yeri yaklaşık 6.300 mahkumu barındırıyor ve 1.800 çalışana iş imkanı sağlıyor. Aynı zamanda Angola Hapishanesi'nde her yıl 120.000 kişi tarafından ziyaret edilen bir müze bulunuyor.

9. Şiddet dolu tarihi göz ardı edilemez.

Amerika'daki en şiddet içeren hapishanelerden biri olarak bilinen Angola Hapishanesi'nde, Lousiana'nın en azılı suçluları bir arada tutuluyor. Yalnızca 1992 yılı içinde hapishanede mahkumlar arasında ve çalışanlara yönelik 1.346 saldırı meydana geldi. Bu sayılarda şaşılacak bir şey yok, ne de olsa Angola, Amerika'nın en büyük maksimum güvenlikli hapishanesi ve çoğunlukla ciddi suçlardan dolayı ömür boyu hapse mahkum edilmiş suçluları barındırıyor.

8. Kendi içinde sürdürülebilir bir yer.

Amerikan İç Savaşı'ndan önce Angola mahsullerle dolu bir tarlaydı, şimdiyse içinde bulundurduğu muazzam tarım alanı sayesinde 'Çiftlik' lakabını da aldı. Hapishanenin içi mahkumlarca yetiştirilen ve Angola'ya ''evim'' diyen insanların karınlarını doyurmak için kullanılan meyve ve sebzelerle dolu. Aynı zamanda, burada yetiştirilen yiyecekler neredeyse Louisiana'daki bütün hapishanelerin ihtiyacını karşılayabilecek seviyede.

7. Burada mahkumlar işe koyuluyor.

Mahkumlara onlar istese de istemese de geldiklerinde bir iş veriliyor ve hapishane doktoru onayladıktan sonra derhal işe koyuluyorlar. Hapishanedeki toprağı işlemek mahkumlar arasında daha çok tercih edilse de mahkumlar meslek bilgisi öğrenmeye de teşvik ediliyor. Otomotiv, mutfak sanatları ve tesisatçılık gibi birçok mesleğin eğitimi mahkumlara sunuluyor. Ömür boyu hapis yatan mahkumlar öğrendiklerini diğer mahkumlara öğretiyor ve serbest bırakılanlar da bu yeni yeteneklerini cezaları bittikten sonra topluma tekrar katılmak için kullanıyor.

6. Angola Hapishane Rodeosunu duydunuz mu?

5. Hapishanede kurt köpekleri nöbet tutuyor.

2012'de hapishane bütçe kesintileri nedeniyle 105 gardiyan işten çıkarıldı ve 42 kuleden 35'i boşaltıldı. Bu gardiyan açığını kapatmak için Müdür Burl Cain, geceleri çitlerin etrafında devriye gezerek mahkumları içeride tutacak kurt kırması köpekleri kullanmaya karar verdi. Cain, ortalama bir gardiyan yılda 34.000 dolar maaş alırken bütün bekçi köpeği programının yılda sadece 60.000 dolara mal olduğunu belirtti. Köpekler yedi bloğun üçünde bekçilik yapıyor ve bir caydırıcı olarak iyi iş görüyor.

4. Tabut yapmak bu mahkumlar için sıra dışı değil.

Angola'da ölen mahkumların neredeyse yarısı, kalıntılarını alacak kimse bulunmadığı için hapishane arazisi içine gömülüyor. Angola'da cenaze törenleri el yapımı tabutlar ve at arabaları içeriyor ve genelde diğer mahkumlar tarafından düzenleniyor. Kabaca bir hafta sürede, çam veya huş ağacından yapılan tabutlar marangoz olarak çalıştırılan mahkumların elinden çıkıyor ve bu tabutlardan birkaç tane mutlaka hazırda bulunduruluyor.

3. Aşil tendonu keserek protesto edilmiş.

İşinizin başa çıkılmaz olduğunu düşünün, tendonlarınızı kesmeyi tercih edebilir

miydiniz? 1950'lerde 31 mahkum tam da bunu yaptı ve zorlu çalışma koşullarını protesto etmek amacıyla kendi Aşil tendonlarını kesti. Bu çılgınca protestoyu duyduktan sonra Hakim Robert Kennon valiliğe aday olduğunda Angolayı temizlemeye ve zorlu çalışma koşullarını düzeltmeye söz verdi. Sonuç olarak, Vali Kennon sözünü tuttu ve bu dönem Angola'da büyük bir reform devri olarak tarihe geçti.

2. Angola Üçlüsü de buralı.

Robert King, Herman Wallace (sağda) ve Albert Woodfox (solda), yani Angola Üçlüsü bir hapishane gardiyanının ölümünden sorumlu tutularak hücre hapsine çarptırılmış üç mahkum. Her ne kadar masum olduklarını ve Kara Panter Partisi'ne üye oldukları için hedef alındıklarını iddia ettilerse de

dinletemediler. King, 29 yıl, Herman Wallace, 2009'da karaciğer kanseri nedeniyle serbest bırakılana kadar 29 yıl boyunca hücre hapsinde tutuldu, Woodfox ise hükmü haksız bırakılana kadar hücrede geçirdiği 43 yıl ile Amerika'nın en uzun süreli hücre hapsi yatmış mahkumu olarak tarihe geçti.

1. Gruesome Gertie'nin doğduğu yer de Angola Hapishanesi.

Elektrikli sandalyeyi, elektrikle idamı akıl eden Alfred Southwick geliştirdi. Angola'daki elektrikli sandalyenin ortaya çıkışı ise daha da kötü, Gruesome Gertie de (fotoğraftaki replikası) mahkumlar tarafından yapıldı ve adlandırıldı. 1991'de kullanımına son verilene kadar 87 mahkumun hayatını aldı. Gertie'nin en meşhur kurbanı 'Dead Man Walking' kitabı ve filminin konusu olan Elmo Patrick Sonnier oldu. Sandalye şu anda hapishane müzesinde bir köşede duruyor.

Popüler İçerikler

Mauro Icardi'den Olay Wanda Nara Paylaşımı: ''Evimde 2 Saat Boyunca Beni Taciz Etti''
Domuz Eti Skandalıyla Gündeme Gelmişti: Köfteci Yusuf Yeni Bir Sektöre Giriş Yapıyor!
ATM’lerde 200 TL Krizi: Fatih Altaylı’dan 5 Bin Liralık Banknot Önerisi
YORUMLAR
06.02.2019

Peki.

28.08.2020

yaşam standartlari asgari ücretle geçinenlerden 1 tık üstte gibi rodeo sergiler meslek edinme vs vs

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ