Dünyanın En Ünlü Teröristlerden Komünist Çakal Carlos’un Korkunç Terör Saldırılarıyla Dolu Hayat Hikâyesi

Günümüzde insanlara en ünlü teröristi sorsanız herhalde çoğunluk, 11 Eylül saldırılarının beyni olan radikal İslamcı Usame bin Ladin’in adını söyler. Ancak bundan 50 yıl önce, henüz köktendinci İslamiyet’in terörizmle ilişkilendirilmediği zamanlarda bir numaralı halk düşmanı Filistin kurtuluş hareketin katılımıyla ünlü radikal solcu militan Çakal Carlos’tu. Bu gizemli insanın kim olduğunu merak ediyorsanız merak ediyorsanız içeriğimize buyurun. 👇

Çakal Carlos, 1949’da Venezuela’da İliç Ramirez Sançez adıyla milyoner bir avukatın oğlu olarak dünyaya geldi.

Babası servetinin çoğunu petrol fiyatlarının tavan yapması sonucu kazansa da kendisini Marksizm’in davasına o kadar adamıştı ki çocuklarının isimlerini Vladimir, İliç ve Lenin koyarak devrimci Rus lideri onurlandırdı. Sançez sonraları Carlos takma adını aldı.

Siyasi görüşüne rağmen babası kendisini kapitalist dünyanın en önemli merkezlerinden Londra’da bir hazırlık okuluna yazdırdı.

Oğlunun hayatta biraz fazla zevk aldığını fark edince de komünist ideoloji yuvası Moskova’daki Patrice Lumumba Halklar Dostluğu Üniversitesi’ne gönderdi. Orada çok sayıda Filistinli öğrenciyle tanıştıktan sonra İsrail güçlerine karşı verdikleri mücadeleye katıldı. Ancak üniversite yaşantısı uzun sürmedi.

Hayal kırıklığı niteliğindeki ders notları ve fakülte dekanıyla girdiği tartışmalar nedeniyle 1970’te okuldan atıldı.

Sonrasında Beyrut’a taşındı ve kendi kendini tam zamanlı bir devrimci olarak tanımlayama başladı. Kısmen Lübnan merkezli bir Marksist-Leninist parti olan Filistin Halk Kurtuluş Cephesi’ne (FHKC) katıldı. Parti günümüzde de varlığını sürdürüyor. FHKC de diğer Filistin partileri gibi İsrail vatandaşlarına saldırılar düzenleyen bir milis gücüne sahipti.

1970’lerde aktif olan bu güç, Sançez’in koordine ettiği pek çok saldırı gerçekleştirdi.

Militanlığın ilk zamanlarında Sançez partinin Ürdün’deki kamplarından birine gönderildi ve orada silah kullanmayı ve uçak kaçırmayı öğrendi. 73’te örgüt onu Londra’ya gönderip bir iş birlikçi ağı kurmasını, olası kaçırma ve bombalama hedeflerini araştırıp bulmasını istedi.

Sançez’in ilk görevi, perakendecilik şirketi Marks & Spencer’ın yönetim kurulu başkanı Siyonist Joseph Edward Sieff’e suikast düzenlemekti.

Silahının tutukluk yapması sonucu bu girişim başarısız oldu ve Sançez hedefini yaralayarak olay yerinden kaçtı. Bu girişim uluslararası gazetelerde manşetlerde kendine yer buldu. Bu sırada FHKC dünyadaki diğer radikal sol gruplarla ittifaklar kuruyordu. Bunlardan biri de Japonya’da monarşiyi kaldırıp komünist devrimi uluslararası sahnede sürdürmek isteyen Marksist Japon Kızıl Ordusu idi.

Grup 13 Eylül 1974’te Hollanda’daki Fransız Büyükelçiliği’ni kuşattı.

Birkaç kişi rehin alınırken Fransız makamların gözaltındaki iş birlikçilerinden birinin serbest bırakılması talep edildi. Saldırının, 15 Eylül tarihinde henüz büyükelçilik konusunda müzakereler sürerken Paris’te bir kafeyi bombaladığı iddia edilen Sançez’in yardımıyla koordine edildiği söyleniyor. Bu patlamada iki kişi öldü ve otuzdan fazla kişi de yaralandı.

Birkaç ay sonra Sançez Paris’teki Orly Havalimanı’ndan kalkmaktan olan İsrailli bir havayolu şirketine ait iki uçağı roketle düşürmeyi planladı.

75’in Ocak ayında birer hafta arayla gerçekleştirilen iki girişim de başarısız oldu. İkinci girişim FHKC mensuplarıyla polisin çatışmasıyla sonuçlandı. Çakal bir şekilde kaçmayı başardı. Haziran ayında yoldaşlarından Michel Mukharbal, Orly saldırısındaki rolü nedeniyle Fransız polisi tarafından tutuklandı.

Mukharbal polisle iş birliği yaparak onları Sançez’in dairesine götürdü. Yetkilileri ve bir arkadaşını içeri alarak onlara içki ikram etti.

Ardından da odadaki herkesi makineli tüfekle taradı. Polislerden yalnızca bir tanesi hayatta kaldı. Bu olayın ardından tüm gazetelerde ilk sayfada yer aldı. Daha önce kimsenin bilmediği bu adamı yakalamak, bir anda Fransa’daki her karakol ve emniyet müdürlüğünün önceliği hâline geldi. On yıl süren arama çalışmaları, efsane Sançez’den basında söz edilmesine epey katkıda bulundu.

Bu sırada kendisine “Çakal Carlos” lakabının takılmasına neden olan olay yaşandı.

Sançez’in saklandığı evlerden biri aranırken bir gazeteci evde, İngiliz yazar Frederick Forsyth’in eski Fransa Cumhurbaşkanı Charles de Gaulle’e yönelik kurgusal bir suikast planını anlatan Çakalın Günü adlı romana rastladı. Basın kısa süre sonra Sançez’e “Çakal Carlos” der oldu.

Sançez daha en büyük hareketini gerçekleştirmemişti…

21 Aralık’ta 5 FHKC mensubuyla birlikte Viyana’daki bir toplantıya zorla girdiler. Girdikleri bina, üyeleri ve de pratikte tüm dünya ülkeleri için petrol fiyatlarını düzenleyen hükûmetler arası bir kuruluş olan Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü’nün (OPEC) genel merkeziydi. Grup iki güvenlik görevlisi ve bir Libyalı ekonomisti öldürüp 60 kadar katılımcıyı rehin aldı.

Daha sonra uçak talebinde bulundular, tutsaklardan bazılarını serbest bıraktılar ve 42 rehineyle binlerce kilometre uçtular.

Cezayir’de sonlanacak olan yolculuk sırasında Avusturyalı yayıncıların iki saatte bir radyo ve televizyondan Filistin’in işgalini kınayan bir bildiriyi okumasını talep ettiler. Yayıncılar da 15 dakika bir rehinelerden birinin öldürüleceği tehdidi nedeniyle bildiriyi okudu. İndiklerinde Cezayir Devlet Başkanı Houari Boumédiène rehinelerin serbest bırakılması için anlaştı ve Sançez’e sığınma teklifinde bulundu.

Boumediène, Cezayir Bağımsızlık Savaşı’nın ardından 1965’te kan dökülmeyen bir darbeyle iktidara gelmişti.

Kısa sürede dünyanın en büyük solcu devrimci liderlerinden biri olarak ün kazanmış ve Nelson Mandela’yla Kara Panter üyeleri dâhil pek çok sömürgecilik karşıtı kurtuluş hareketlerinin liderlerine sığınma hakkı sağlamıştı. Sonraki yıllarda OPEC saldırısının bir Arap cumhurbaşkanı tarafından finanse edildiği ortaya çıktı.

Bu ismin Libya Cumhurbaşkanı Muammer Kaddafi olduğuyla ilgili spekülasyonlar yapıldı.

Sançez’in on milyonlarca avro fidye aldığı ama bunları kaybettiği de söylentiler arasında. Operasyonla ilgili verdiği yanıtlardan memnun kalmayan FHKC Sançez’i 1976’da örgütten attı. Sançez 78’de Filistin’in kurtuluş davasını ilerletmek için kendi örgütünü kurdu. Bu arada farklı ülkelerdeki kurumlarla iş birliği yapmaya ve güçlü insanlarla dostluk kurmaya başladı.

Doğu Almanya’nın Devlet Güvenlik Bakanlığı olarak da bilinen Stasi, Çakal’a Doğu Berlin’de bir karargâh ve 70 kişilik destek personeli teklifinde bulundu.

Sançez sonraki on yılı Marksist örgütler adına terör saldırıları düzenleyerek geçirdi. Örneğin, 1981’de Romanya gizli polisi tarafından Romanya rejimini eleştiren komünizm karşıtı yayın kuruluşu Özgür Avrupa Radyosu’nun Münih ofisini bombalaması için tutuldu. Kalan yılların çoğunu gözlem altında tutulduğu Macaristan’da geçirdi.

Yakın zamanda keşfedilen arşivlere göre, öngörülemez ve acımasız karakteri nedeniyle Doğu Bloku rejimleri tarafından hem bir kazanç hem de tehdit olarak görülüyordu.

Farklı ülkelerin verdiği sahte pasaportlar sayesinde yetkililer tarafından takip edilmesi ve ülkelere alınmaması zorlaşmıştı. Hatta misilleme yapacağından korktuklarından kendisini ülkelerinden çıkmaya zorlayamıyorlardı. Sonunda baskı altındaki Doğu Avrupa ülkeleri de onu terk etti. 1986’da Suriye’ye kaçmak zorunda kaldığında, Suriye hükûmeti teröristliği bırakması şartıyla kendisini ülkeye kabul etti.

Gönüllü olarak faaliyetlerini sonlandırdığından, uluslararası güvenlik güçleri birkaç yıl Ürdün ve Suriye’de rahat bir şekilde yaşamasına izin verdi.

Ardından Saddam Hüseyin’in Irak Ordusu’na katılıp Batılı düşmanlarına karşı saldırılar düzenlemesini istediği iddiası ortaya atıldı. Yeniden kendisinin peşine düşülmesi üzerine nihayet 1994’te Sudan’da tutuklandı. Aynı yılı Fransız avukatı Isabelle Coutant-Peyre ile evlenerek üçüncü evliliğini gerçekleştirdi. Bu arada, önceki eşleri 70’lerde evlenip 94’te boşandığı Alman Magdalena Kopp ve Ürdün’deki ev sahiplerinden birinin kızı olan Lana Abdel Jarrar idi.

Yıllarca kaçak hayatı yaşadığı düşünüldüğünde Sançez’in tutuklanması pek çok istihbarat uzmanı için sürpriz oldu.

Biri Fransa’da olmak üzere 1997 ile 2017 arasında görülen üç davada üç kez müebbet yedi. 2003’te Fransa’daki hapishanesinde yazdığı mektupların ve yazıların derlendiği bir kitap çıkardı. Kitabında Usame bin Ladin’i övdü ve mecazi anlamda bayrağı uluslararası terörizmin yeni kralına devretti.

Bu içeriklere de göz atabilirsiniz. 👇

Tavuktan Güvercine Cinsel Organlarını Üst Üste Bastırarak Üreyen Kuşların Neden Penisi ve Vajinası Yok?
Atmosferimiz Bugün Yok Olsaydı Dünya’da Yaşam Varlığını Sürdürebilir miydi?
Bazı Örümcek Türleri Büyüyor mu? Evlerdeki Örümceklerin Devasa Boyutlara Ulaşmasının Muhtemel Nedenleri

Popüler İçerikler

Askerlerine Cinsel Saldırıda Bulunan Komutana 38 Yıl 70 Ay Hapis Cezası Verildi
Montella Görevini Bırakırsa A Milli Takım'ın Başına Kim Geçmeli?
Meteoroloji 49 Kente Fırtına Uyarısı Verince Hava Forum 58 Kilo ve Altında Olanları Tiye Aldı