McDonald's'ın 'M'si için herhalde dünyanın en tanınan logosu demek çok da yanlış olmaz. Bu anlamda bir tasarım harikası denilebilecek logo, aslında ilk başta biraz hile, biraz da tesadüfler eseri bulunmuş.
Bugünkü son halini nerede görsek tanıyacağımız bu ikonik logodaki subliminal mesaj ise sizleri biraz şaşırtabilir! Buyrun bu ilginç logo hikayesini birlikte okuyalım.
Patrick'in iki oğlu Richard ve Maurice ise, 1940'ta bu tezgahı San Bernardino'ya taşıdılar.
Sekiz yıl sonra da burayı, ayaküstü yemek yenen ve rakiplerinin yarı fiyatına (15 cent) hamburger satan bir dükkan haline getirdiler.
Böylelikle 1952'de iki mimarla oturup levhanın tasarımını düşünmeye başladılar. Richard McDonald, iki adet yarım çemberde ısrar ediyordu.
Universal Stüdyoları'nın da tasarımcısı olan Clark Meston, Richard'ın önerdiği iki yarım çemberi, 8 metre büyüklükte neon lambalı ve yaldızlı bir parabole dönüştürdü.
Bayiliği satın alan kişi, Occidental Petrol'ün yöneticisi Neil Fox'tu. Fox'un kayınbiraderi Roger Williams ve iş ortağı Bud Landon ise, California'daki üçüncü McDonald's bayiliğini satın almıştı.
Bayiler arttıkça, bayilerden sorumlu bir müdür ihtiyacı doğdu.
McDonald kardeşler 1955'te, jaz müzisyeni ve radyo DJ'i Ray Kroc'u bayi müdürü olarak işe aldı. Kroc aynı zamanda, atılabilir kağıt bardaklar satıyordu.
Ucuz ve hızlı hamburger satan, kendine özgü bir tasarımı olan bu restoranlar zincirinin iyi iş yapacağını düşünen Kroc, 1961'de şirketi McDonald kardeşlerden 2,7 milyon dolara satın aldı.
Bu hileli yaklaşım sonucunda McDonald kardeşler, restoranın isim hakkını yitirmiş oldu.
Hatta bu sene Aralık ayında vizyona girecek olan 'The Founder' adlı filmde de bu konu ele alınıyor.
John Lee Hancock'un yönettiği ve Michael Keaton'un başrolde oynadığı filmin afişi 'Başkasının fikrini çaldı ve Amerika da bunu yuttu' deyişini taşıyor.
Kroc iki ayrı yaldızlı kavisi içeren logoları önce bitişik çifte kavis haline getirdi, sonra da 1968'te M logosuna dönüştürdü. (Logo en son 2003'te elden geçirilerek bugünkü halini aldı.)
Kısaca özetleyecek olursak, bir objenin içine gömülü halde sunulan işarettir. Normal insan algısı limitlerinin altında kalmak, ve ilk etapta fark edilmemek üzere özellikle tasarlanır. Biz mesajı göremesek de, bilinçaltımız kolaylıkla görebilir.
Elbette, reklamcılık ve propaganda alanlarında, marka ve ürünlerin pazarlamasından toplumun ilgi, ihtiyaç ve algısını değiştirmeye kadar birçok konuda da en çok başvurulan tekniklerden bir tanesidir.
Wikipedia'ya göre en bilinçli ve defansif kişiler bile, bu mesajları ilk bakışta %100 olarak çözemiyor.
Karakter oluşumunda bebeklik ve çocukluk yıllarının önemini vurgulayan ilk kuramcı olan Freud, kişiliğin ilk 6 yılda oluştuğunu söylüyordu. Freud'a göre, 0 - 1 yaş arasındaki 'oral dönem'de, hazzın kaynağı ağızdır ve bu nedenle de, emzirilen çocuk kesinlikle annesinden ayrılmak istemez.
Freud'a göre id, ego ve süper ego'dan oluşan ruhsal yapıda id, insanın doğuştan beri sahip olduğu tüm güdülerinin toplamıdır. İd, sürekli olarak isteklerine doyum arar. Kişinin temel taşıdır; doğuştan getirilir ve ruhsal enerjinin kaynağıdır. Aynı zamanda içgüdülerin de kaynağıdır.
Evet. Kroc logoyu yenileme arayışında iken, Amerikalı Freud'cu psikologların tavsiyelerini tutmuştur.
Kimileri halen buna 'logoya aşırı anlam yüklemek' dese bile, McDonald's'ın çocukları çekme çabasının yanı sıra herkesin içindeki çocuğa ve 'id'e seslenmek için on milyonlarca dolar harcadığı doğrudur.
o kadar zorladım ki , logoda ev adresimin yazdığını farkettim.
m harfi bile değil. sadece açılı bakıldığında iki ayrı eğrinin birleşik hali. Boş beleş bir reklam içeriği.
Ne ben ne bilincim ve altı orada meme görmüyoruz.