İstanbul Boğazı'nın en çok dikkat çeken yalılarından biri olan şato görünümlü Tophane Müşiri Zeki Paşa Yalısı 550 milyon TL'den satışa çıkarıldı. Yalı aynı zamanda dünyanın en pahalı 10 evinden birisi olma özelliğine de sahip.
İstanbul Boğazı'nın en çok dikkat çeken yalılarından biri olan şato görünümlü Tophane Müşiri Zeki Paşa Yalısı 550 milyon TL'den satışa çıkarıldı. Yalı aynı zamanda dünyanın en pahalı 10 evinden birisi olma özelliğine de sahip.
130 yıllık yalı rekor bir fiyatla 550 milyon TL'den satışa çıkarıldı. İstanbul Boğazı Avrupa Yakası Rumelihisarı'nda yer alan yalı 19.yüzyılın ikinci yarısında Fransız mimar Alexandre Vallaury tarafından dizayn edildi.
510 metrekare oturuma sahip yalı 4+1 bodrum kattan oluşuyor. Toplam kapalı kullanım alanı ise 2489 metrekare. Her katında deniz manzaralı bir odası bulunan yalıda toplam 6 oda, 1 büyük sofa salon, 1 tuvalet ve 1 adet de mutfak bulunuyor. Yalının bahçesi de 4032 metrekarelik bir alana sahip. 110 metre de rıhtım boyu mevcut. Tüm bu özellikleri ve mimarisi ile boğazdaki diğer yalılardan öne çıkıyor. Yalıda aynı zamanda asansör de mevcut.
Seyahat yazarı, rehber ve tarihçi Seffat Tonguç yalı ile ilgili şunları söyledi: 'Boğaz, dünyanın en önemli su yollarından bir tanesi ve bence adeta dünyanın gerdanlığı gibi. Bu gerdanlığın üzerinde de birbirinden güzel yalılar yani inci taneleri var. Toplam 600 yalı bulunuyor, 366 tanesi de tarihi nitelik taşıyor. Tophane Müşiri Zeki Paşa Yalısı da bunlardan bir tanesi ve dünyanın da en pahalı 10 evinden bir tanesi olarak geçiyor. Ben bir seyahat yazarı ve aynı zamanda bir tarihçi olarak her sene boğazda turlar yapıyorum. En keyifli anlattığım yalılardan bir tanesi bu. Çünkü hikayesi de çok ilginç. Öncelikle mimarından bahsetmek istiyorum. Alexandre Vallaury yapıyor. Alexandre Vallaury, İtalyan asıllı bir mimar. Geliyor İstanbul'a ve çok güzel binalar yapıyor. Mesela İstanbul Arkeoloji Müzesi, Pera Palas, Salt Galeri'nin olduğu bina, İstanbul Erkek Lisesi, Eski adıyla Haydarpaşa Lisesi onun eserlerinden. Hatta çok ilginç ki Bağlarbaşı'ndaki Abdülmecit Efendi Köşkünü de yine Alexandre Vallaury yapıyor ki Abdülmecit Efendi'yi de hikayenin bir parçası olarak daha sonra duyacağız zaten.'
'Aynı zamanda, bugün İstanbul Modern'in olduğu yerde bir kışla varmış, o kışlanın da mareşalliğini yapmış ve burada bu evi yapmaya başlıyor fakat bir süre sonra para bitiyor, ikinci Abdülhamit'ten para dileniyor. 'Padişahım, merhamet dileniyorum, sizden para istiyorum çünkü inşaat yarım kaldı. Harabe şeklinde oturuyorum' diyor. Neyse inşaatı bitiyorlar. İktidarının son yıllarında iktidarını sürdürebilmek için ikinci Abdülhamit, bazı adamlarını gözden çıkarmak zorunda kalıyor. Bunlardan bir tanesi de Zeki Paşa ve bu çerçevede bu güzel yalıdan ayrılmak zorunda kalıyor Zeki Paşa ve Büyükada'ya sürgüne gidiyor. Hatta bir dönem Rodos ve Viyana'da da sürgün hayatı yaşıyor. Ve hayatının son yıllarını da bu yalıda maalesef yokluk içerisinde geçiriyor.' dedi.
Abdülmecit'in oğlu Ömer Faruk, Vahdettin kızı Sabiha Sultan, Neslişah Sultan ve geçtiğimiz gün İngiltere'nin başbakanı seçilen Boris Johnson'ın sürgün edilen büyük dedesi Ali Kemal gibi isimler de bu yalıda bir dönem yaşamışlar.
Tonguç 'Yalılar hep el değiştiriyorlar. Bugün mesela Boğazda 600 tane yalı var demiştim ama sadece 3 tanesinin sahipleri asırlardır aynı aileler. Diğerlerinin hepsi el değiştirmiş. Bu çerçevede de bir aile bu yalıyı satın alıyor. Ailenin ilginç bir özelliği var. 'Türkiye Komünist Partisi'nin Kurucusu olması.' diyor.
Hangi arap şeyhi elini ovuşturuyordur şimdi acaba?
koca evde 1 adet tuvalet mi varmis?
Ulan Türkiye'den niye yalı alayım, şato alayım, ev alayım. O paranın 550 de biri bende olsa Kanada vatandaşı olurum. Abavvv 550 milyon lira yani😃 Neyse almayın lan Türkiye'den ev mev bi şey. Yarın bir gün gelir darbe çıkar bir bok olur, salağın biri bomba atar kıçınıza girer.😃😃😃