Elinizde ip, ayağınız ya da kaba yerlerinizin üzerinde bir boardla bekliyorsunuz. Makara dönüyor, ip geriliyor. Sonra hoppa. Makara sistemine dayalı bir parkurda kiteboard ve snowboard'un bir sentezi.
Polo'nun Orta Asya versiyonu. Amaç başı kesik bir oğlağı at üzerinde taşıyarak, belli bir mesafeyi aşmak. Bu esnada atlıların birbirine kamçı ile vurması serbest.
Bog snorkelling' olarak bilinen bataklıkta yüzmede kurallar basit: herhangi bir bataklıkta, düz bir parkurda, gözlük ve şnorkel takan yüzücüler yarışıyorlar. Ancak klasik yüzme metotları yasak, sadece yunus gibi ayaklar kullanıp kıvrılarak yüzülmesine izin var.
1992'den beri Finlandiya'da resmi olarak düzenlenen müsabakaları olan sporda en önemli ekipman kadın! Erkekler sırtlarına aldıkları eşleriyle engellerle dolu olan 245 metrelik parkuru koşarak yarışıyorlar.
Beyin gücü ve bilek gücünü birleştiren bu ilginç spor 6 raunt satranç ve 5 raunt boks olarak 11 raunttan oluşuyor.
10 yılık bir geçmişi olan bu sporda plastik bir topun içine girip bağlantılarla sabitlendikten sonra yamaçtan aşağı yuvarlanıyorsunuz. Tehlikeli görünse de sıfır risk taşıyan bu sporu yapanlar çok zevkli olduğunu söylüyor.
1500'lü yıllardan bu yana oynanan Curling bir takım oyunu. 4 kişilik takımlar 46 m uzunluğundaki buz pistinde bulunan sarı ve kırmızı taşları merkezdeki daireye taşımaya çalışıyor. 10 setlik müsabaka sonunda en çok taş taşımış olan takım oyunu kazanıyor.
Luc Besson'un aynı adlı filminden ilham alan bu sporda hiç bir ekipman kullanmadan oradan oraya sıçranıp atlanıyor, damdan dama geçiliyor. Her film hayata geçirilecekse yandık.
Evet gerçekten böyle bir spor var! İngiltere'nin Brockworth kentinde her yıl geleneksel olarak yüzlerce katılımcıyla yapılıyor. Yarışmacılar bir yamaçtan aşağıya deli gibi koşarak, yuvarlanan yerel bir peynir cinsini yakalamaya çalışıyorlar.
Shin Kicking olarak bilinen bu oyun Finlandiya'da bir şaka olarak başlamış olmasına rağmen ABD'de bir spora dönüşmüş durumda. Katılımcılar incik kemiklerine bir koruma sararak bunu talaş ve samanla dolduruyor sonrada birbirlerini hırpalamaya girişiyorlar.
Yastık savaşının bir spor olarak anılmaya başladığını biliyor muydunuz? Pijamayla yapılan bu aktiviteye katılanlar, koruyucu giysiler, dizlik ve dirseklik giymek zorundalar. Yarışmaların galibi ise oyundaki dayanıklılık ve tekniğe göre belirleniyor.
Go-kart’a benzeyen bir motor sporu olan çim biçme, özel parkurlarda icra ediliyor. Büyük ve tekerlekli bir çim kesme makinesi olan herkes organizasyonlara katılabiliyor, güvenlik için makinelerin bıçakları çıkarılıyor.
Bu aktivite dünyanın pek çok yerinde turnuvaya dönüştü hatta bu yıl 7.si düzenlendi. Adından da anlayacağınız gibi yarışmacılar cep telefonlarını fırlatıyor, en uzağa atan kazanıyor.
Bir kılıbığın ilham verdiği söylenen sporda şarjlı ütünüzü alıp dağ, tepe gibi açık bir alana çıkıyorsunuz ve ütü masasını kullanmak şartıyla 3 gömleği jilet gibi ütülüyorsunuz. Amaç eğlenirken spor yapmak, spor yaparken saçmalamak.
Bir sirk maymununa benzediğiniz bu aktivitede tek tekerlekli bisiklet üzerinde hokey oynamak, yoga yapmak, yarışmak gibi istediğiniz aktiviteyi gerçekleştirebiliyorsunuz.
Geçmişi çok eskiye dayanan bu dövüş sanatı her ne kadar temel felsefesinde barışı ve saflığı barındırsa da sonuç itibariyle düşmanı parça pinçik etmeyi gerektiriyor.
Plaj voleyboluna bir alternatif olarak çıkan bu oyunun prensibi büyük bir trombolin (şişme tramplen) üzerinde voleybol, futbol ve Latin danslarının karışımından oluşan hareketlerle müsabakayı kazanmak.
'Sepak Takraw' olarak bilinen bu sporda üçer kişilik 2 takım, voleybolun aynısı olan sporu ellerini hiç kullanmadan ayaklarıyla yapmaya çalışıyorlar. Bu file sporu büyük güç, konsantrasyon ve yetenek gerektiriyor.
yamakasi değil, parkour o sporun adı. fransa'da çıkmıştır.