İnançlar, renkler ve gelenekler ülkeden ülkeye farklı olsa da yeni yıl her ülkeden insan için ‘acaba yeni yıl bana ne süprizler getirecek?’ düşüncesi ile farklı geleneklerini uyguladığı bir gün haline geliyor. Ama bazı ülkeler var ki yeni yılda öyle şeyler yapıyor ki kimisi üzüm yiyor kimisi krep yiyor. Gelin hangi ülke ne gibi uygulamalarla yeni yılı karşılıyor gelin birlikte bakalım.
Meksikalılar yeni yıl öncesi evlerini farklı renklere boyuyor çünkü onların inanışına göre kırmızı renk aşkı, yeşil renk parayı, sarı renk iste iş isteyenler için umudu simgeliyor. Renk körü olanlar lütfen ekstra dikkatli olsun :)
Komşu oldukça garip bir uygulama ile listemizde… Yılbaşı arifesinde Yunanlılar kapılarının önüne yeniden doğuşu simgeleyen soğan asıyorlar. Hatta ertesi sabah o sağanla evdekileri uyandırıyorlar.
Özellikle Budistler tapınaklarda 108 defa çan çalıyorlarmış çünkü her çan sesi bir günahı temsil ediyor ve bu şekilde günahlarının affedildiğini düşünüyorlar.
Romenler yılbaşı arifesinde hayvanlarıyla iletişim kurarak gelenek bakımından farklı bir şey yapıyorlar. Tabii burada önemli olan hayvanlardan karışılık alabilmekmiş.
Yaygın bir Çek inanışına göre yılbaşı gecesi elmayı ikiye bölerek elma çekirdeklerinin şekline bakarak gelecek hakkında tahminlerde bulunuyorlarmış.
Peru’nun bir köyünde insanlar birbirlerini yumruklayarak yeni yıla giriyorlar. Çünkü onlara göre sorunların bu şekilde çözüleceğine ve yeni yılda yeni bir sayfa açacaklarına inanıyorlar. Bizim ülkemizde böyle bir gelenek olsa olacakları ben hayal dahi edemiyorum…
Panamalılar yeni yılda kötü ruhları uzaklaştırmak için ünlü politikacıların ve insanların kuklalarını yakarak yeni yıla giriyorlar.
Belçikada oldukça romantik ve tatlı bir gelenek var. Yeni yıl mektupları yazan Belçikalı çocuklar bu mektupları melek, gül ve kurdelalarla süsleyerek yılbaşı gecesi aile büyüklerine veriyorlarmış.
Danimarkalılar bu geleneklerini Yunanlılardan almış olabilir. Çünkü onlar yeni yılı komşularının kapısının önünde tabak kırarak kutluyorlar. Kapınızın önünde ne kadar kırık varsa o kadar şanslı bir yıl geçireceklerine inanıyorlar.
1907 yılından beridir New York her yılbaşında Times Meydanında ünlü kristal topun yere düşüşünü izliyorlar.
Ekvadorlular yılbaşı gecesini eski fotoğrafları yakarak karşılıyorlar. Ayrıca bir önceki yılın gelinlerini temsil etmek için bazı erkekler kadın kılığına giriyorlar.
Fransızlar midesine o kadar düşkün ki yılbaşını krep yiyerek karşılıyor. Krepler neli bilemeyiz ama Fransızların kan şekeri derdi yok sanırım…
Şeker komasına sokacak bir gelenek daha… Almanlar yeni yıla reçelli çörekler yiyerek giriyor. Ama bu çörekler biraz farklı olabiliyor çünkü bazı çöreklerine içine reçel yerine hardal da konuluyor. Artık şansınıza hangisi gelirse.
İtalyanlar bizim bildiğimiz bir geleneği uyguluyorlar aslında, kırmızı iç çamaşırı giymenin onlara iyi şans, para ve aşkı getireceklerine inanıyorlar.
Kolombiyalılar yeni yıla farklı bakıyorlar dersek yanlış olmaz. Gezi ve eğlenceli bir yıl için Kolombiyalılar 31 Aralık günü boyunca bavul taşıyorlar. Hatta boş bavul taşıyanların o sene seyahat ettiklerinde bavulları kayboluyormuş.
Bolivya’ya yeni yıl daha şans getirsin diye sarı iç çamaşırı giyiliyormuş. Bütün umudu iç çamaşırına bağlamak ülkeler arası fark etmiyor demeki ki…
Budapeşte’de dev bir kum saati bulunuyor ve dolması tam bir yıl sürüyor. Yeni yıla girmeden o kum saati tekrar çalışsın diye 4 kişi tarafından döndürülüyor.
Güney Amerika ve İspanya yeni yılın şans getirmesi için saat gece 00:00’da 12 tane üzüm yiyorlarmış.
Şili’de bir ailenin yılbaşında mezarlık ziyaretinin zorlu olması bir geleneğin kapılarını aramış aslında. Yılbaşı zamanı mezarlıklar ziyaret edilebilmesi içi açık tutuluyor.
Yine bir çamaşır vakası… Arjantin’de yeni yıl kısmet arttırsın diye pembe iç çamaşırı giyilmesi lazımmış. Ayrıca yılbaşı gecesi fasülye yenirse iş hayatında başarılı olunacağına inanılıyor.
Hollanda’da yeni yılda eskiden kurtulma ve yeni yılı hoş karşılamak için yeni yıl ağaçlarını yakıyorlar ve tüm gökyüzü havai fişeklerle aydınlatılıyor.
İngilizler ve krallığa bağlı milletlerden oluşanlar insan çemberi oluşturuyor ve hep beraber Robert Burns’un ‘Auld Lang Syne’ şiirini söylüyorlarmış. Keşke halay çekmeyi de bilseler…
Soğuk bir ülkenin tabii ki geleneği de soğuk oluyormuş. Kanada’da 1920 yılından beridir İngiliz kıyısından insanlar dondurucu sulara kendini bırakıyorlar.
Brezilya her sene Deniz Tanrıçasına beyaz çiçekler atarak tanrıçanın dileklerini yerine getireceğine inanıyorlar.
Tatlı yiyelim tatlı bir sene geçirelim mantığında olan Norveç bunun için badem ezmesinden yapılan çok talı pasta olan Kransegeke tatlısını bayraklarla süsleyip afiyetle yiyorlar.
İsviçre listede yer alanlardan gerçekten farklı bir geleneğe sahip; yeni yılın şans ve zenginlik getirmesini dileyen isviçreliler yere krema döküyorlar. Acaba İsviçre’de karınca bereket sayılıyor mu?
‘Hogmanay’ adıyla bilinen İskoç geleneğine göre gece yarısından sonra eve gelen ilk konuk beraberinde şans da getirirmiş. Hatta gelen misafirin en koyu saç rengine sahip olana meyveli kek ve kömür verilir.
Ülkenin kuzey kesimlerinde çocuklar şeker ve para karşılığından kapılarda ‘Janeiros’ adı verilen ilahileri okuyorlar.
Filipinler dairesel şekilleri kutsal sayan bir ülkede durum böyle olunca tüm sene bereketli geçsin diye insanlar benekli kıyafetler giyip, yuvarlak yiyecekler yeniliyor ve kaplara bozuk para atılıyor.
Burma’da insanlar yılbaşında birbirlerine kovalarla, horumla su atıyorlar. Hatta bunun için ‘Thingyan Su Festivali’ bile yapıyorlar. Amaç yeni yıla girmeden ruhlarını temizlemek.
Sibirya’da yılbaşı için buzun altına kütük yerleştirmek için buzlu suya atlayan insanlar görebilirsiniz.
İrlanda’da özellikle bekar kadınlar yastıklarının altına ökse otu koyar ve yılbaşında duvara ekmek asarak kötü ruhları kovacağına inanıyorlarmış.
İzlanda bu konuda bence bütün ülkelere gelenekler konusunda baya fark atar; İzlandalılar yılbaşında evlere cin girdiğine, ölülerin dirildiğine, fokların insan kılığına girdiğine ve ineklerin konuşabildiklerine inanıyorlar.
Makedonlar 14 Ocak’ta yeni yılı 2. kez kutluyorlar ve ailenin büyükleri, akrabalar ailede bulunan küçük çocuklara hediyeler veriyor.
Finlandiya yılbaşı günü geleceklerini ön görebilmek için bizim gibi kahve falı değil kalay falı bakıyorlar. Evet evet eritilmiş kalayı soğuk suya boşaltıp çıkan şekillere göre tahmin ediyorlarmış.
Estonya yeni yıla dolu dolu giren bir ülke… Günde 7, 9 veya 12 öğün yemek yiyerek yılbaşı kutlanmakta. Amaç ne kadar yemek yenirse gelecek yıl o kadar bol mahsül edide edileceğine inanmaları.
Güney Afrika yılbaşında resmen ‘eskiyi fırlat, yeniyi al’ kampanyası yapıyor. Onlara göre Johannesburg sakinleri evdeki tüm eski cihazları pencereden fırlatıp atıyor.
Ermeni anneler yılbaşından mutluluk ve iyi şans için özel ekmekler hazırlıyor, sadece yılbaşında bu ekmekler yapılıyor.
Beyaz Rusya da farklı bir geleceğe sahip; bekar kadınlar mısır taneleri oluşturuyor ve ortama bir horoz getiriliyor. İlk hangi kadının önündeki mısırdan yerse onun evleneceğine inanılıyor.
Çin'de yılın ilk günü mutluluk ve şans için ön kapılarını kırmızı renge boyanıyor ve bıçakları saklanıyor. Yanlışlıkla da olsa biri kendini keserse o yılın kötü geçeceğine inanılmakta.