Dünyanın dört bir yanında farklı kültürler bulunuyor. Her toplumun dinamikleri farklı olduğu için kültürel farklılıklar zaman zaman anlamsız veya garip gelebiliyor. Yargılamayı bir kenara bırakarak bize garip gelebilecek geleneklere göz atalım bakalım!
Tuvalet kağıdı yerine temizlenmek için küçük kovada sular kullanılıyor. Aslında bu uygulama bir yandan iyi, bu sayede atık üretimi azalıyor, ağaçlar daha az kesiliyor. Ama bizim için pek de sıradan bir uygulama değil gibi. 🤪
Bu geleneği Endonezya'daki Tidong adı verilen bir topluluk uyguluyor. Çiftler tuvalete gitmemek için 3 gün boyunca az yemek ve su tüketiyor. Eğer tuvalete giderlerse evliliklerinin kötü gideceğine inanıyorlar.
Kenya'daki Maassai kabilesinde tükürmek oldukça yaygın bir eylem. Yalnızca selamlaşırken değil, bebekleri kutsamak ve yeni evlilere şans getirmesi için de tükürüyorlar.
Madagaskar'da Famadihana adı verilen garip bir gelenek var. Kabile halkı ölen yakınlarını mezardan çıkarıp onları yeni bir beze sararlar ve müzik eşliğinde dans ederler. 💃
Yemeğe tuz eklemek ev sahibine hakaret olarak algılanabiliyor. Sanırım bu konuda biraz hassaslar! 😅
Çiftin yerden temizledikleri şey, düğüne katılan kişilerin kırdıkları tabaklar oluyor. Bunu yapmalarının sebebi, yeni evli çiftin birlikte çalışmasını sağlamak. Düşünce olarak tatlı ama yorucu!
Haberleri takip ediyorsanız bu görüntüler size pek de yabancı gelmeyecektir. Bu geleneğin temelinde Kerbela Savaşı'nda Hz. Muhammed'in torunu Hz. Hüseyin'in katledilmesi yatıyor.
Yumurta, bozuk süt ve aklınıza gelebilecek iğrenç her şeyi yeni gelinlere fırlatıyorlar. Bunu yaptıktan sonra da gelini o halde tüm kasabada gezdiriyorlar. Biraz garip bir gelenek olsa da bu yolla kadına hayatta yaşamak zorunda kalabileceği zorluklar metaforik olarak gösteriliyor. Yine de çok tuhaf!
Dani kabilesine ait olan bu gelenek, duygusal acının yanına fiziksel acıyı da ekliyor. Bunu geleneği genellikle kadınlar uyguluyor. Söylediklerine göre bunu yapmak ölen kişinin hayaletini tatmin ediyormuş. 👻
Karen kabilesinin bu geleneği, uzun boyunlara olan hayranlıklarından geliyor. Kızlar henüz 5 yaşındayken ilk halkalarını takıyorlar ve yaşları ilerledikçe halka sayısı da çoğalıyor.
Yüzyıllar öncesinden kalma bu gelenek hala devam ettiriliyor. 'Bekarlık ile tarçının alakası ne?' diye soracak olursanız, 16.yüzyılda Danimarkalı baharat tüccarları fazla seyahat ettikleri için evlenmeye vakit bulamıyorlarmış. Bu da aslında o duruma dolaylı yoldan bir gönderme.
Eğer erkekler bunu yaparken yakalanırlarsa ya kızla evleniyor ya da kızın babasının tarlasında çalışmak zorunda kalıyorlar. Bu gelenek özellikle de tecavüze zemin hazırladığı için eleştiriliyor.
ulan ergenliğe giresiye kadar bende tuvalet kağıdı kullanıyordum, ala sulu göte çekiyordum donu devam.
2- Herhalde "daha ilk günden evliliğin içine sıçmayın" temalı gelenek.