Bir ağaçla evlendiğinizi düşünebiliyor musunuz? Dünyanın bir köşesinde bunu düşünenler var...
Dünyanın farklı yerlerinde halen uygulanan birbirinden enteresan düğün geleneklerini derledik. 👇
Bir ağaçla evlendiğinizi düşünebiliyor musunuz? Dünyanın bir köşesinde bunu düşünenler var...
Dünyanın farklı yerlerinde halen uygulanan birbirinden enteresan düğün geleneklerini derledik. 👇
İnsan mutluluktan ağlayabilir, ancak Çinli etnik grup Tujialar bunu çok farklı bir seviyeye taşıyor.
Gelin ağlamaya düğünden bir ay önce başlıyor. Her gün günde en az 1 saat boyunca sesli bir şekilde bağırarak ağlıyor. Ağlamanın onuncu gününde bu partiye anne de katılıyor. Yine 10 gün sonra büyükanne de dahil oluyor. Ayın sonunda ailenin her kadın üyesi gelinin yanında ağlıyor.
Tujialar ağlamanın mutluluğu belli etmenin bir yolu olarak görüyor. Kadınlar şarkıya da uyum sağlayarak bazen sessizce gözyaşı döküyor bazen sesli bir şekilde ağlıyor.
Neredeyse her kültür ve inanç içerisinde kötü ruh anlayışını barındırıyor. Ermenistan'da ise omuzlara bazlama hamuru açılarak kötü ruhların kovulduğuna inanılıyor.
Ermenistan'da yeni evlenen çiftler omuzlarına bazlama hamuru koyuyor. Damadın annesi hamur ve bal veriyor. Ekmek hamuru omuzlarına yerleştiriliyor. Çift mutluluk ve refah getirmesi için aynı zamanda bir sürü kaşık bal da yiyor.
Ayrıca bir diğer geleneğe göre, çiftlerin evine girildiğinde yeni evli çift iyi şans için tabak kırıyor.
Evlenirken her çift mutlulukla dolar ve gülücükler saçar sanıyorsanız, Kongo'ya daha önce gitmemişsiniz demektir.
Kongolu çiftler düğün gününde gülümsemedikleri bir geleneğe sahip. Bu geleneğe göre eğer düğün gününde gülümsersen, bu işi ciddiye almadığını belli ediyorsun demektir.
Kalbin içinden geçen ok (💘) simgesini biliyorsunuzdur: Bazı insanlar bunu ciddiye alıyor!
Çin, Gansu'da damadın gelini üç okla vurduğu bir gelenek mevcut. Ne düşündüğünüzü biliyoruz, fakat okların sivri uçları bulunmuyor. Bu sadece sembolik bir gelenek. Gansu halkı bu geleneği gerçekleştirerek aşklarının uzun ömürlü olacağına inanıyor.
Hindistan çok kültürlü yapısı ve zengin tarihiyle biliniyor. Hindistan'ın çoğunluğunu ise Hindular oluşturuyor.
Hindular, Mars ve Satürn'ün yedinci evde olduğu astrolojik dönemde doğan kadınların lanetli olduğuna inanır. Eğer bu kadın evlenirse, kendini erken dul kalmak için hazırlaması gerektiğine inanılır.
Ancak kadınlar bu lanetten ilk önce bir ağaçla evlenip, daha sonra ağacın kesilmesiyle kurtulabilir.
Norveç 'gece yarısı güneşi ülkesi' olarak bilinmektedir. Norveç'te gelinlerin altın ve gümüşle süslenmiş taçlar taktıkları bir gelenekleri var. Bu taçlarda güzel sesler çıkaran tılsımlar sallanır.
Norveçliler, gelin yürüdükçe tılsımlardan çıkan bu seslerin kötülüğü kovacağına ve mutlu yaşayacaklarına inanır.
Fijili erkekler evlilik öncesi oldukça ürkütücü görevler yerine getirmek zorunda.
Fiji'de damat adayları kız babasının onayını almak için gerçek bir balina dişini ona sunmalı. Fijililer bunun damadın ne kadar cesur olup olmadığını ölçtüğüne inanıyor.
Bu durumda agaci katletmis olmuyorlar mi? Cinayetten hemen sonra gelin ikinci kocayla evlenmeli ki, gelinlik masrafi cikmasin tekrar. Okla vurulmaya gelince, diyelim ki damat adayi kadini istemiyor. Gercek uclu ok kullanip kullanilmadigi denetleniyir mu? 🤪😂🤣
mal sürüsü amk
Tarihinin amının dibinde kalmış, uygulayan toplam 5 insanın kalmadığı kabile zart zurt gelenekleri yerine biraz daha elle tutulur içerik lütfen